Oğlu Agit İpek’in kemiklerinin bir kutu içerisinde teslim edildiği ve itirafçı Ümit Akbıyık’ın ifadeleriyle tutuklu bulunan Halise Aksoy, tahliye edildi.
600'den fazla kişinin dosyasında tanık olan bir isim: Ümit Akbıyık
MA'da yer alan habere göre 28 Nisan 2023'te tutuklanan Halise Aksoy’un yargılandığı davanın 3’üncü duruşması Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada Aksoy, avukatları Zeynep Karayılan ile Necat Çiçek hazır bulundu.
Duruşmada iddia makamı eksik hususların giderilmesi için Aksoy’un tutukluluğunun devamını istedi. Savunma yapan avukatlar Aksoy’un tahliyesini talep etti.
Tahliyesi reddedilen Aksoy: Haksız yere buradayım
Mahkeme, Halise Aksoy’un kaçma şüphesinin olmadığı gerekçesiyle tahliyesine karar vererek duruşmayı 18 Eylül’e erteledi.
"Agit'in kemikleri gelmiş"
Halise Aksoy'un oğlu Agit İpek, 2017'de Dersim'deki bir çatışmada hayatını kaybetti. 10 Nisan 2020'de İpek'in kemikleri, Aksoy'a bir kutu içerisinde teslim edildi.
Aksoy, Ölüye Saygı ve Adalet İnisiyatifi'nin, 25 Nisan 2022 tarihli "Tecrübeler ve Tanıklıklar: Ölülere Yönelik Şiddeti Aileler Anlatıyor" panelinde, yaşadıklarını anlatmıştı:
"... İki hafta sonra tekrar adliyeye gittik. Kapıda bu sefer başka iki kişi vardı, onlar çok fazla sorun çıkarmadılar. Bize '’yasaktır, içeride çalışan yok'’ dediler. Biz de rica ettik. Bunun üzerine içeriye geçmemize izin verdiler.
"Sonra bizi emanet bölümüne yönlendirdiler ve emanetimizin orada olduğunu söylediler. Gittik, masada bekleyen bir kadın ve bir erkek vardı. Masanın üstünde bir şey yoktu ama Agit'imin kemiklerinin bulunduğu kutu masanın altında ayaklarının dibindeydi. Kimliğim yanımda mı, diye sordular, kimliğimi aldılar, sonra da 'imza at' dediler. Tamam 'imza atacağım' ama emanetim nedir, diye sordum.
"Agit'in kemikleri gelmiş. Yanımdaki çocuklar nerede olduğunu sordular. Onlar da parmaklarıyla göstererek 'işte burada' dediler. Ben de oturduğum yerde eğilip baktım kutuyu gördüm ama kendi kendime dedim ki 'böyle bir şey olamaz, insan böyle bir şey yapamaz'.
"Yanımdaki çocuklar tekrar sordular nerede diye. Kartonu kaldırıp masanın üstüne koydular. Ben o an dondum, öylece kaldım.
“İnsan olan böyle bir şey yapar mı? Bunları bir insan yapamaz. Bize saygıları yoksa cenazelerimize olsun, kemiklerimize olsun."
(AÖ)