SGDF çağrısıyla Suruç'ta Kobanê'ye gidecek gençlere yönelik düzenlenen ve en az 32 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin tepki açıklamaları sürüyor.
Siyasi örgütler, hak örgütleri, sendikalar, gençlik örgütlerinin de aralarında olduğu kurumlar yayınladıkları açıklamalarla başsağlığı mesajlarını iletti. Katliamın sorumluların açığa çıkarılması taleplerini dile getirdi.
Halkların Demokratik Kongresi Eşsözcüleri Sebahat Tuncel - Ertuğrul Kürkçü: Türkiye’nin barış sürecini ve halkların kardeşliğini hedef alan bu katliamın sorumlularının bir an önce açığa çıkarılmasını istiyoruz.
Siyasi iktidar destekli karanlık güçler devreye sokularak yürütülen bu katliam politikaları karşısında, Halkların Demokratik Kongresi olarak ırkçı ve katliamcı örgütlere karşı dayanışmamızı daha da güçlendireceğimizi herkesin bilmesini isteriz.
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları (Özgür-Der) Diyarbakır Şubesi: Ortaya konulacak tepkinin sağduyulu olması elzemdir. Zira bu saldırı bir yönüyle açık bir provokasyon girişimidir. Bu nedenle Suruçta’ki olay bağlamında tavır ve söylem geliştirenlerin, toplumu kaosa ve gerilime sürükleyecek yaklaşımlardan uzak durması, sorumlu ve dikkatli bir tutum sergilemesi hayati önem arz etmektedir. Aksi takdirde bu saldırı esas amacına ulaşmış olacak ve toplumsal çatışma, gerilim ve kamplaşmanın önü açılmış olacaktır. Bu konuda üzerine en çok sorumluluk düşen kesim devlettir. Suruç’taki saldırının gerçek faillerinin bir an önce yakalanması için devletin üstüne düşen görevi ihmale mahal vermeden ivedi biçimde yapması kamuoyu vicdanının teskin edilmesi açısından olmazsa olmazdır. Ayrıca saldırıyla ilgili bir güvenlik açığı varsa bunun da hesabı verilmelidir. Saldırı en kısa vadede aydınlatılmalı, ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışan kriz odaklarının saldırılarının önünü kesmek için gerekli tedbirler gecikmeksizin alınmalıdır.
TIKLAYIN - TARAFTAR GRUPLARINDAN SURUÇ SALDIRISINA TEPKİ
İnsan Hakları Derneği (İHD): AKP iktidarının özellikle son 1 yıldır sürekli olarak “kamu düzeni” söylemini kullanarak her türlü anti demokratik yasayı çıkarıp, tüm yurttaşları sıkı bir takip altına almasına rağmen, 5 Haziran günü Diyarbakır’da HDP mitingine bombalı saldırı yapılması, seçimlerden sonra Diyarbakır’da sivil insanların paramiliter gruplar tarafından katledilmesinin önlenmemesi ve son olarak 20 Temmuz’daki Suruç katliamının yaşanması güvenlik önlemlerinin alınmaması bakımından iktidarı zan altında bırakmaktadır.
Türkiye’de yaşayan insanların can güvenliğinin sağlanamaması karşısında herkesin kendi güvenliğini sağlaması ile ilgili çağrılar yapılmasına tepki gösterilmesi anlaşılmazdır. Bir ülkede bu kadar rahat insanlığa karşı suç işlenip, toplu katliam yapılabiliyorsa o ülkede güvenlik ve istihbarat birimlerinin görevini yapmadığını kabul etmek gerekir. Yaşam hakkı en önemli hak olduğundan, hepimizin yaşam hakkımızı koruma sorumluluğumuz bulunmaktadır. Bu nedenle HDP eş genel başkanlarının bu yöndeki çağrılarına iktidar yanlısı medya tarafından gösterilen tepkinin maniplasyon olduğunu belirtmek istiyoruz.
Suruç’ta gerçekleştirilen toplu katliam, saldırının en güçlü şüphelisinin IŞİD/ DAİŞ isimli radikal dinci çete yapılanması olduğunu göstermektedir. Sınır güvenliğinden sorumlu askeri birliklerin öncelikle cihatçıların sınır geçişlerini engellemeli ve sınırı geçmek üzere yakaladıkları cihatçı örgütlere mensup kişileri yargı önüne çıkarıp tutuklanmalarını sağlaması gerekmektedir.
Hükümetin, DTK ve STK’ların aldığı 1 günlük yas kararını tüm Türkiye için ilan etmesi anlamlı olacaktır. Hükümetin, Suriye politikasını değiştirerek Rojava kantonlarıyla resmi ilişki kurması ve iyi komşuluk ilişkilerinin gereğini yerine getirmesi gerekmektedir.
İHD İstanbul Şubesi: Saldırıda yaşamını yitiren Cemil Yıldız şubemizin faal üyesi, Çağdaş Aydın Cumartesi Anneleri eylemimizin aktivistiydi. Acımız büyüktür. Hükümetin bu katliamdan sorumlu olduğu tartışma konusu bile değildir. Hükümet, toplumsal barışı dinamitleyen savaşçı söylemlerden ve politikalardan bir an önce vazgeçmelidir. Devlet de, hükümet de bilsin ki insan hakları mücadelesini en karanlık ve zor dönemlerde yürütmekten hiçbir zaman vazgeçmeyen İHD, Suruç katliamı aydınlanana ve failleri hesap verene kadar süreci takip etmekten vazgeçmeyecektir.
TIKLAYIN - HAK ÖRGÜTLERİ VE SİYASETÇİLERDEN SURUÇ SALDIRISINA KINAMA
Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu: Bu saldırı, aslında tüm Türkiye’ye ve kardeşliğe yönelik bir saldırıdır. Son 5 yılda izlenen kamplaştırıcı iç ve dış politikanın bu katliamın asıl nedeni olduğundan şüphe etmeye gerek yok. Dinci, şeriatçı terör örgütlerini her türlü yöntemi kullanarak destekleyenler, onlara tırlar dolusu silah gönderenler, yıllarca onlara terörist demekten bile kaçınanlar, bugün kendi besledikleri teröristlerin yaptıkları saldırıyı “soğukkanlı” açıklamalarla kınıyor.
Koalisyon tartışmalarının sürdüğü bir ortamda bu katliam bir kez daha göstermiştir ki, Türkiye’nin hem dış ilişkilerde hem iç siyasette kapsamlı bir değişikliğe, hatta altüst oluşa ihtiyacı vardır. bulunmaktadır.
Öğrenci Kolektifleri: SGDF'li arkadaşlarımızın yanındayız. Arkadaşlarımızın katilleri cihatçı katiller ve onları Türkiye'de besleyen AKP'dir.
Katledilen SGDF'li dostlarımız memleketin dört bir tarafından Kobane'ye giderek savaştan çıkmış bir halkın yaralarına merhem olmak, halkların kardeşlik umudunu yükseltmek istemişlerdir. Katilleri rahatsız eden de budur. Kendi faşist, gerici politikalarına çomak sokulmasıdır.
Öğrenci Dayanışması: Katliamı gerçekleştirenler, bombaları gençlerin üzerinde patlatanlar bellidir. Başta Erdoğan ve AKP iktidarı olmak üzere cihatçı katil çetesi IŞİD’i kollayanlar, destekleyenler, göz yumanlar katliamın ortağıdır. Bu kanlı saldırılar barış talebini susturamayacak, AKP’nin bölgesel güç olmak için selefi-cihadi yapılarla yaptığı katliamlar yeni bir dünya kurmamıza engel olamayacak.
Eğitim Sen Yürütme Kurulu: Katiller de, bu ortamı hazırlayanlar da belli.Aylardır her açıklamamızda AKP’nin izlediği mezhepçi ve milliyetçi Ortadoğu politikasının ülkemizi patlamaya hazır bir mayın tarlasına dönüştürdüğünü ifade ediyoruz. Maalesef, gerçekleşen tam da budur!
Tüm Taşıma İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu, Deri Dokuma ve Tekstil İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu ile TMMOB’a bağlı Jeoloji, Kimya ve İnşaat Mühendisleri Odaları da yayınladıkları açıklamalarla saldırıyı kınadı. (BK)
* Fotoğraf: Eşber Ayaydın / Urfa / AA