Fotoğraf: AA
İnsan Hakları Derneği (İHD) dün İstanbul, İstiklal Caddesi’nde düzenlenen saldırıyı kınadı.
İstanbul, İstiklal Caddesi’nde dün 16.17’de meydana gelen bombalı saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, yoğun bakımda 2’si ağır 5 kişi tedavi görüyor. Toplam 26 kişinin tedavisi sürüyor. 81 kişiden 55’i tedavileri tamamlanarak taburcu oldu.
İHD yazılı açıklamasında, yaşam hakkına yönelik bu ağır saldırının “ivedi ve etkili bir biçimde soruşturulması gerektiğini” ifade etti:
“Toplumun adalet ve hakikat beklentileri doğrultusunda hareket edilerek eylemin failleri tespit edilmelidir ve olay tüm hakikati ile kamuoyu ile paylaşılmalıdır.”
Nefret söylemine karşı tedbir talebi
Açıklamada, “benzer olaylar sonrasında nefret söylemi kullanarak kişileri ve toplumun bir kesimini hedef gösterenlere ve olası ihlallere karşı” yetkilileri adli ve idari tedbir almaya çağırdılar.
“Yetkili kurum ve kişilerin böylesi zor zamanlarda yurttaşların temel haklarını korumaya, toplumsal barışın zarar görmemesi için de herkesi sorumlu davranmaya davet ediyoruz.”
İHD İstanbul Şubesi de bugünkü açıklamasında, “Manipülasyonlara ve asılsız suç ithamları ile infial yaratılmasına mahal bırakmayacak şekilde, saldırının sorumlularının tespit edilerek yakalanmaları ve olayın aydınlatılması için Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyoruz. İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere ülkeyi yönetenlerin acilen önlem almalarını ve gelişmeler hakkında kamuoyuna düzenli bilgilendirme yapılmasını istiyoruz” dedi.
TİHV: Hakikat ortaya çıkarılmalı
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) da saldırıyı kınadı ve “Saldırının toplumu terörize ederek teslim almaktan başka bir amaç taşımadığını” belirtti:
“Sivillerin yoğun olarak bulunduğu bir ortamda gerçekleştirilen bu kabul edilmez terör saldırısını kınıyor, ölenlerin yakınlarının acısını paylaşıyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Kim tarafından yapılırsa yapılsın her durumda barış içinde bir arada yaşama iradesini hedef alan bu şiddet olayı, başta yaşam hakkı olmak üzere pek çok hak ve özgürlüğün ihlaline yol açmıştır.
Ancak bir kez daha hatırlatmak isteriz ki, bu saldırı siyasal iktidarın temel hak ve özgürlüklere yönelik yeni kısıtlama ve baskı uygulamalarına, kutuplaştırıcı söylem ve güvenlikçi politikalarına gerekçe oluşturmamalıdır.
İnsan hakları kurumu olarak, toplumu şiddet yoluyla teslim almaya yönelik bu tür saldırılar karşısında geçmişte olduğu gibi bugün de insan hakları, barış ve demokrasi değerlerini savunmakta ısrarcı olacağız.
Kamuoyunda oluşan tüm endişelerin giderilmesi için bilgi edinme hakkı kısıtlanmamalı, başlatılan soruşturmalar etkin ve şeffaf bir biçimde yürütülmeli, en kısa zamanda hakikat ortaya çıkarılmalıdır. Ayrıca bu olayda da tanık olunduğu gibi, benzer olaylar sonrasında nefret söylemi kullanarak insan hakları savunucularını, bazı kişi ve grupları hedef gösterenlere karşı yetkilileri derhal adli ve idari tedbir almaya çağırıyoruz." (AS)