Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davanın yedinci celsesinin ikinci duruşması bugün görülüyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklardan Ramazan Akyürek ve Ogün Samast, tutuksuz sanıklardan Reşat Altay, Ahmet İlhan Güler, Sabri Uzun ve Celalettin Cerrah katıldı.
Duruşmaya, Yasin Hayal, Hamdi Egbatan, Osman Gülbel, Ali Poyraz, Şükrü Yıldız, Mehmet Ali Özkılınç SEGBİS aracılığıyla görüntülü ve sesli olarak katıldı.
Duruşmaya dönemin İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ahmet İlhan Güler'in çapraz sorgusuna devam edildi.
TIKLAYIN - GÜLER: DİNK HAKKINDAKİ "KESİN ÖLDÜRÜLECEK" İFADESİ KASITLI DEĞİŞTİRİLDİ
TIKLAYIN - GÜLER: BENİM ÜZERİMDEN DEVLET MAHKUM ETTİRİLİYOR, KENDİMİ VE DEVLETİ SAVUNUYORUM
Güler'in sorgusuna devam
Sorgusunda görevinin istihbarat toplamak olduğunu, görevi ihmalinin söz konusu olmadığını yineleyen Güler “Hrant Dink İstanbul İstihbarat Şube'nin özel ilgi alanında olan biri değildi. TCK 301 [Dink'in “Türklüğü aşağılamak” suçlamasıyla yargılanması] eylem ve protestolarını takip ettik” dedi.
Güler, Dink ailesi avukatlarından Hakan Bakırcıoğlu'nun “Dink'e yönelik ırkçı eylemlere ilişkin önleyici bir çalışma yapıldı mı?” sorusuna “yapılmadı” cevabını verdi.
"Neden inisiyatif kullanmadınız?"
Dink'in öldürüleceğine ilişkin Trabzon'dan gelen istihbarat yazısını başka birimlere “Trabzon böyle bir talimat vermedi” gerekçesiyle bildirmediklerini söyleyen Güler, Bakırcıoğlu'nun “Trabzon yapmadı, siz inisiyatif kullanamaz mıydınız?” sorusuna ise şu cevabı verdi:
“Yardımcı İstihbarat Elemanı var, teknik dinleme var, devam eden çalışma, bir süreç var. Böyle bir konunun aciliyetle aktarılması gerekmiyor.”
"Benim işim istihbarat toplamak"
Bakırcıoğlu, Güler’e Dink’e yönelik devam eden tehdit atmosferinin oluştuğunu, Agos gazetesi önünde ve Dink’in yargılandığı Şişli Adliyesi önünde eylemlerin yapıldığını hatırlattı.
Güler, “Demokratik ülkelerde demokratik eylemler yapılır. Hepsinden Dink öldürülecek sonucu çıkmaz. O eylemleri yapanlarla ilgili soruşturma açılmadı sanık değiller. Dink’i onlar öldürmedi” diye yanıt verdi.
"Herkes bir şey yapabilirdi"
Bakırcıoğlu'nun “Dink'e hain denmiş. İhanetle öldürme arasında bir bağ var bu ülkede. Yargıtay kararı var. Dink'in öldürüleceğini değerlendirdiniz mi değerlendirmediniz mi?” demesi üzerine ise Güler “Benim işim istihbarat toplamak” dedi.
Güler, Dink avukatlarının “Valilik, MİT tutum sergilemedi. Bu sizin tutum sergilememenizi haklı kılar mı?” sorusuna da şöyle cevap verdi:
“Herkes bu konuyla ilgili kapı açabilirdi. Biz de belki açabilirdik. Ama bu tür şeyler teamülde makul değil. Ama burada yargılama konusu olan tarafa baktığımızda istihbarat üretmekle görevliyim. Sohbet olarak soruyorsanız evet, herkes bir şey yapabilirdi.”
Bakırcıoğlu, Trabzon’dan gelen yazıyla ilgili sorular sordu. Güler, söz konusu yazıda kendilerine sadece Osman Hayal konusunda bir işlem yapılması istendiğini, bunun dışında herhangi bir işlem yapmayacaklarını söyledi.
"'Ses getirici eylem' öldürme anlamı taşımaz"
Güler yazıda geçen "ses getirici eylem" ibaresinden öldürme anlamının çıkmayacağını söyledi. Yazıyla ilgili üstlerine, MİT veya Jandarma’ya bilgi vermesinin çalışma usüllerinde olan bir şey olmadığını söyledi.
Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar da Dink’e yönelik tehdit atmosferiyle birlikte İstanbul İstihbarat olarak çalışma yapılıp yapılmadığını sordu. Güler, tehditlerle ilgili kendilerine bilgi gelmediğini söyledi.
Duruşma öğle arasından sonra devam edecek.
Ahmet İlhan Güler hakkında
Mart 2003’te İstanbul İl Emniyet İstihbarat Şube Müdürü olarak atandı ve Dink’in öldürülmesinden kısa bir süre sonra görev yeri değiştirildi.
Güler, ifadesinde, Dink hakkında açılan TCK 301 (Türklüğe hakaret) davasıyla ilgili, genel bilgi mahiyetinde haberdar olduğunu söylemişti. Oysa, soruşturma kapsamında, Güler’in Dink hakkında hazırlanan pek çok evrakta imzası olduğu ortaya çıkmıştı.
Cerrah’ın ifadesinde sözünü ettiği, Dink’e yönelik eylemlerin konuşulduğu “il asayiş toplantıları”na, Ahmet İlhan Güler de katılmıştı.
Hayal'in Dink'e yönelik eylem yapacağına dair yazı da İlhan Güler’in başında olduğu İstanbul İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderilmişti. Soruşturma sürecinde, dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç’in İstanbul’a yazı gönderilmeden hemen önce Güler’i telefonla aradığı ortaya çıktı.
İddianamede, Dink’e yönelik gelen tehditlerden Ahmet İlhan Güler’in haberdar olduğu ve bazı tehditlerin ise koruma tedbirlerinin alınmasını zorunlu kıldığı belirtildi.
Güler’in Hrant Dink’in korunması için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamak amacıyla yazışma yapmasının zorunlu olduğu ancak Güler’in bu yükümlülüğünü yerine getirmediği belirtilen iddianamede Güler hakkında, “Hrant Dink cinayetinde kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi suçundan sorumlu olan kamu görevlisidir” ifadelerine yer verildi.
Güler hakkında "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi, görevi kötüye kullanma" suçlarından 15 yıl 6 aydan 22 yıla hapis isteniyor. (EA)