Elazığ'da dört askerin ölümüne neden olan, Teğmen Mehmet Tümer'in "el bombası cezası" ve Çukurca'da altı askerin ölümüne, sekiz askerin yaralanmasına ordunun kendi döşediği mayınların neden olduğu iddiası, Genelkurmay'ı yanıtlamak zorunda olduğu sorularla karşı karşıya bırakıyor.
İki olayda da ortak nokta, kamuoyuna yanıltıcı bilgiler verilmiş olması. El bombası cezası "kaza", mayın patlaması "PKK saldırısı" olarak duyuruldu. Mayın patlaması nedeniyle, Başbakan, Demokratik Toplum Partisi'yle (DTP) görüşmekten vazgeçtiğini açıklamıştı.
Bu yazının hazırlandığı sırada, Genelkurmay hâlâ bu olaylarla ve gerçeklerle ilgili resmi bir açıklama yapmış değil.
Soru 1: Neden yanıltıcı bilgi verildi?
Her iki olayda da neden kamuoyuna ve askerlerin ailelerine yanıltıcı bilgi verildi? Hakkari'deki komutanlar arasında geçtiği iddia edilen telefon konuşmalarının ses kayıtlarına göre, sorumlular gerçekleri bilmelerine karşın mayın patlamasını "PKK'nin tuzaklı patlayıcı saldırısı" olarak bildirmiş. Bu bilgi hâlâ Genelkurmay'In "Bölücü Terör Örgütüyle Mücadele Olayları" listesinde bu şekilde yer alıyor. Elazığ'da Teğmen Tümer'in "fırsat eğitimi kapsamında el bombasının önemini kavraması için" verdiğini söylediği "pimi çekilmiş el bombası cezası" da ailelere ve basına "kaza" olarak duyuruldu.
Soru 2: Yanıltıcı bilgileri kim/kimler hazırladı? Haklarında ne yapacaksınız?
Elazığ'daki olayın ardından "kaza" açıklamasını yapan Vali Muammer Erol, kendisine Elazığ Kolordu Komutanlığı'ndan kaza diye bildirildiğini söyledi. Vali'yle görüşen, bu bilgiyi veren yetkililer kimdir? Bu kişilerle ve Kolordu Komutanıyla ilgili ne yapacaksınız?
Ses kayıtlarına göre, Çukurca patlamasıyla ilgili gerçekleri bilenlerin Hakkari Tümen Komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya (G.K.) ve Çukurca Tugay Komutanı Tuğgeneral Zeki Es (Z.E.) olduğu, Tabur Komutanı Yarbay Taner'in (T.) olayı "PKK saldırısı" olarak rapor ettiği, Zeki Es'in bundan haberdar olduğu iddia ediliyor. Bu kişiler ve gerçekleri değil yanıltıcı bilgiyi veren, bundan haberdar olan diğer yetkililerle ilgili ne yapacaksınız?
Soru 3: Neden hâlâ bir açıklama yapmıyorsunuz?
Elazığ'daki olayla ilgili bilgi önceki gün (26 Ağustos), Çukurca'daki mayın patlamasıyla ilgili bilgi dün (27 Ağustos) gazetelerde yer aldı. Neden hâlâ bir açıklama yapmadınız?
Soru 4: Er İbrahim Öztürk pimi çekilmiş bombayı almayı neden reddedemedi?
Teğmen Tümer'in pimini çekip verdiğini söylediği el bombasını er İbrahim Öztürk neden almayı reddetmedi veya reddedemedi? Yasadışı bir emri yerine getirmeyi reddetme hakkı bulunan asker bu hakkını neden kullanmadı? Kayıtlara geçmeyen bir cezadan, daha ağır bir yaptırımdan korkmasını gerektirecek koşullar mı vardı? Eğer varsa, bu koşulları ne zaman saptayıp nasıl değiştireceksiniz?
Soru 5: Askerler neden mayından etkilendi?
Çukurca'daki askerler mayınların orada döşeli olduğunu biliyor muydu? Yanlarında mayınları önceden fark etmelerini sağlayacak, kendilerini mayın hasarından koruyacak donanım var mıydı? Mayınla ilgili yeterli eğitim almışlar mıydı?
Soru 6: Orduda insan haklarını ihlal eden cezalandırmayı önlemek için ne yapıyorsunuz?
Orduda, kişilerin vücut bütünlüğünü, sağlığını (sağlığa ruh sağlığı dahildir), insan haklarını ihlal eden, fiziksel ya da ruhsal acı ve ıstırap veren, yıldırma amacı taşıyan cezalar ne kadar yaygın? En çok hangi tür yöntemler uygulanıyor? Bu yasadışı cezalandırma yöntemlerini engellemek için ne yapıyorsunuz? Bu tür cezalar verdiğini saptadığınız askeri yetkililerle ilgili nasıl yaptırımlar uyguluyorsunuz?
Soru 7: Astların hak aramasını nasıl garantiye alacaksınız?
Orduda, astların üstlerinin hak ihlalleri karşısında etkin hak arama ve başvuru yolları nelerdir? Bu tür başvuruların yaygınlığı nedir? Başvurular nasıl sonuçlanıyor? Askerler, nasıl hak arayabileceklerini, bunun temel insan hakları olduğunu biliyor mu? Bütün yolları bildiriyor musunuz? Etkin hak arama yöntemlerinin ve yollarının gelişmesi, bu hakkı garantiye almak için ne yapıyorsunuz?
"Kaza" ve "intihar" diye kayda geçen asker ölümleri ve yaralanmaları
Elbette bu sorulara, DTP Milletvekili Şerafettin Halis'in dün Başbakan'a sorduğu şu soruları da eklemek gerekiyor:
1. Son yirmi yıl içinde kaza olarak kayda geçen bomba ya da patlayıcı sonucu kaç asker yaşamını yitirmiştir?
2. Son yirmi yıl içinde intihar ettiği iddiasıyla kaç asker yaşamını yitirmiştir?
3. Kaza ve intihar sonucu yaşamını yitiren askerlerden kaçının ailesi yargıya başvurmuştur? Yargısal süreç nasıl sonuçlanmıştır?
4 Kaza ya da intihar sonucu yaşamlarını yitiren askerlerin illere (doğum yerleri) göre dağılımı nasıldır? (TK)