Yazının başlığı bana değil, Kadınların Medya İzleme Grubu’na (MEDİZ) ait.
Doğrusu Fatih Altaylı’nın hem köşesinden hem de SKY Türk ekranından bana yaptığı düzeysiz saldırıya herhangi bir cevap vermeyi düşünmüyordum.
Yazısı o kadar zavallı, o kadar mantıksız ve ciddiyetsizdi ki böyle bir fikri zavallılığın üstüne üstüne varmak düşene vurmak gibi gelmişti bana.
Gülüp geçtim. Ama gülüp geçmeyenler de olmuş.
Gelen mesajlardan öğrendim ki, MEDİZ konuyla ilgili bir basın açıklaması yayınlamış. Ayrıca çeşitli kadın grupları bu "fallosentrik şiddeti" protesto için cuma günü Emniyet Müdürlüğü önünde ağızlarını bantlayarak oturma eylemi gerçekleştireceklermiş.
Evet, ben bu seviyesiz saldırıyı ciddiye almamış, cevap verme gereği duymamıştım, ama onlar ciddiye almış çünkü mesele sadece ben değilim.
Altaylı fikrine katılmadığı kadınlara cinsel tacize ve harekete varan ifadelerle saldırmayı alışkanlık haline getirmiş bir isim…
O yüzden, ben de onu değil ama bu konuda duyarlı kadın gruplarını ciddiye aldığım için söz konusu açıklamaya burada yer veriyor, kendilerine destekleri için gönülden teşekkür ediyorum. (GG/EZÖ)
"Fatih Altaylı SKY Türk'te yayınlanan "Kan Uykusundan Uyanmak" adlı programda gazeteci Gülay Göktürk'ün orduya yönelik görüşlerine istinaden, Haber Türk Web Sitesindeki köşesinde, 24 Kasım'da, -isim vermeden- şöyle bir yazı yazdı:
"Hanımefendi belki farkındasınız, belki değilsiniz ama o ordu sizin bacak aranızı da koruyor… Türk ordusuna sallayan hanımefendi bilmelidir ki, Türk ordusu Türkiye'nin sınırlarını korur. O sınır ne yazık ki, kadınlarımızın bacak arasına kadar uzanır."
Fatih Altaylı'nın bu ifadelerle yaptığı kadınlara yönelik hak ihlallerini yani yanlışlarını sıralamak çok uzun olacağı için biz sadece Fatih Altaylı'nın sürekli olarak görmezden geldiği doğrulardan birkaçını sıralamakla yetineceğiz:
1- Kadınlar toprak ya da eşya değildir!
2- Kadınların akılları, fikirleri, düşünceleri vardır!
3- Kadınlar kimsenin mülkü değildir!
4- Kadınların bedenleri, bacak araları, dirsekleri, topukları veya herhangi bir uzuvları savaş alanı ya da kimsenin koruma alanı değildir.
5- Kadınlar ve bedenleri ve cinsellikleri ve kadınlara karşı işlenebilecek tecavüz gibi suçlar medya mensuplarının, siyasilerin, herhangi bir siyasi tartışmanın malzemesi ya da tehdit aracı değildir!
6- Erkek gazeteciler, yazarlar, fikrine katılmadıkları kadınlara yanıtlarında o konudaki farklı, karşıt fikirlerini yazabilirler. Fikir kıtlığı çekmeleri söz konusu olsa dahi kadınların 'bacak araları', 'yatak odaları' yani cinselliklerini anarak saldırmak yoluna gidemezler.
Erkeklerle tartışırken yapılmayan bu bedensel ve cinsel atıfları kadınlarla tartışırken kullanmak cinsiyet ayrımcılığı ve kadın düşmanlığı yapmak demektir. Böyle yapıldığı durumda, tekil olarak o kadına ve onun şahsında tüm kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığı ve taciz söz konusudur!
Cinsiyet ayrımcılığı yapmak ve cinsel taciz gazetecilik etiğiyle asla bağdaşmayacağı gibi yasal olarak da suçtur! Yıllardır fikrine katılmadığı kadınlarla her tartışmasında 'bacak aralarını', 'yatak odalarını' yani cinsiyetleri ve cinselliklerini hatırlayan ve hatırlatmayı alışkanlık haline getiren Fatih Altaylı'ya çok elzem olan bu bilgileri bir gazeteci olarak dikkate almama lüksü ve sorumsuzluğu içinde olamayacağını bir kez daha hatırlatıyor; gazeteciliği, kadınlara yönelik şiddet ve suç aracı haline getiren bu ve benzer yazıları yoluyla yaptığı cinsel tacizlerinden dolayı Fatih Altaylı'yı ve bu tür ifadeleri yayınlayarak söz konusu suçlara ortak olan tüm medya kuruluşlarını kınıyoruz!
Kadınların Medya İzleme Grubu (MEDİZ), [email protected]