Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nce yürütülen Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) soruşturmasının, İstanbul'daki üçüncü iddianamesi hazırlanarak, İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Şüphelilerin çoğunun gazeteci olduğu iddianamede, 36'sı tutuklu 44 kişinin, "örgüt yöneticisi olmak" veya "örgüt üyesi olmak" ile yargılanması talep ediliyor.
Gazetelerdeki haberlere göre, Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar'ın hazırladığı 800 sayfalık iddianamede, 44 şüphelinin "KCK'nin basın komitesi yapılanmasında yer aldıkları" ileri sürülüyor.
Dava dosyası, 102 klasörden oluşuyor.
Kendileri içeride, mektupları bianet'te
İstanbul'da KCK soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve 24 Aralık'ta tutuklanan çoğu gazeteci 36 şüpheliden bazıları, bianet'in "Hapis gazeteciler 'suçlarını' anlatıyor" bölümüne yazmıştı:
Ramazan Pekgöz: Formaliteden ibaret bir tiyatro
Haber seyahatleri, telefon görüşmeleri, yargılandığım ve beraat ettiğim Karayılan röportaj, gazetemiz çizeri Halil İncesu ile telefonda görüşürken yaptığım hükümet eleştirisi "suç" unsurları arasında yer aldı.
Mazlum Özdemir: Önce Yazmaktan Utandım
Tutuklanmamızın üzerinden üç dört gün geçmeden yaşanan Uludere Katliamını ilk DİHA'nın vermesi ve gerçeklerin, yani köylülerin/kaçakçıların savaş uçakları tarafından bombalandığının ortaya çıkması, üstünün örtülmesini engelleme çabalarının doğruları yazarak boşa çıkartılması; ajansımızın ve biz gazetecilerin neden hedef alındığının kanıtıdır.
Kenan Kırkaya: Bu Tutuklamalar Muhalif Olana Gösterilen Sopadır
Polis "Sana mı kalmış terörist cenazeleri" diyerek çıkıştı. "Ne yani ben haberlerimden dolayı mı buradayım?" soruma "elbette, senin yaptığın haber teröristin yarattığı tehlikeden daha büyüktür" karşılığını verdi.
Biz daha neyle suçlandığımızı dahi bilmeden, siyasi iktidar karşısında meslek mensuplarını ayakları altına alan meslek kurtları "Terör Pres" manşetleri atarak düşünce ifade özgürlüğüne yönelik bu saldırıya çanak tutabildi.
Davut Uçar: Tutuklanmasaydık Ayıp Olurdu
Gerçekler karanlıkta kalmadı. Eğer İstanbul'daki Basma Yazı Resimleri Derleme Müdürlüğü'ndeki gazete nüshalarına bakılırsa 20 yıllık Türkiye tarihi, olayları olguları görülecektir.
Belki o günler öldürülmedik.. Ama bugünlerde de tutuklanmasaydık ayıp olurdu. Tutuklanmam gazeteden ayrıldıktan dört yıl sonra oldu.
İsmail Yıldız: Senaryo Neydi, Payımıza Düşen Ne?
Bir savaş karşıtı ve vicdani retçi olarak o düşe sanat ve edebiyatla gidebileceğini düşünüp, "devlet" metaforunu tamamıyla (kimliği dahi) hayatımdan çıkardığım bir anda, devletin bütün "yüksekliği ve tel örgüleriyle" bıyık burduğu bir tabutluğa konmuş olmak biraz da hakikatin şanındandır diyelim...
Ertuş Bozkurt: İsyan Ettiren Merak
Savcılık ve nöbetçi hâkimlikte gizlilik kararı nedeniyle suçlamaları bilmiyorduk. Yurt dışı seyahatlerim, gazetecilik faaliyetlerim ve katıldığım etkinliklerde yaptığım konuşmalarla basına verdiğim mülakatlar soruldu.
Oktay Candemir: Mesleğimi Çok Özledim
Yaklaşık iki aydır cezaevindeyim. İddianame henüz hazırlanmış değil. Eğer bir gün tekrar özgür olursam yine gazetecilik yapmayı sürdüreceğim. Mesleğimi çok seviyorum ve çok özledim.
Ziya Çiçekçi: Tutuklanmamız Hükümet Operasyonuydu
Tabii muhalif kimliğimizden kaynaklı tutuklandık. Bu çok açık. Biz barış, demokrasi, özgürlük yolunda yürürken bir takım sorunlarla, engellerle karşılaşacağımızı biliyorduk. Tutuklanmak da bunun bir parçası. Kürt sorununun siyasi ve demokratik yollardan çözümü yerine; statükocu, denenmiş sonuç vermemiş yollarda ısrar edilmesi, bu siyasi operasyonları gündeme getiriyor haliyle.
Haydar Tekin: Tutuklanmam Politik Kimliğimle İlgilidir
Yaşanan genel süreçle alakalı, bölgede ve Türkiye'de Demokratik Kürt Hareketini tasfiyeye dönük sözde "KCK" operasyonları adı altında siyası soykırım kapsamında alındım. Bunlar çözümsüzlüğü derinleştiren yaklaşımlardır.
Selahattin Aslan: Sokağın Kedisi Olmaya Devam
Özgür olsaydım ne yapardım!
Şu anki tutuklamaları göz önünde bulundurduğumda, dışarının zaten bir açık cezaevi haline getirildiğini düşündüğümde fazla bir seçeneğin olmadığını görüyorum. Gene de ilk yapacağım şey cezaevine girerken bıraktığım sigaraya başlamak ve Özgür Gündem, Demokratik Modernite dergisinin yolunu tutmak olurdu.
Diğer KCK tutuklusu gazetecilerin mektupları da bianet'te olacak, eğer tahliye olmazlarsa... (AS)