Gazetecilik örgütleri, siyasi partiler ve hak çevreleri BİA Medya Gözlem ve İfade Özgürlüğü Temmuz-Ağustos-Eylül 2012 raporu döneminde, gazetecilere ve medyaya yönelik saldırı, gözaltı ve tutuklamalara karşı eylemdeydi. Örgütler dönem boyunca duruşmaları izlediler, basın ve ifade özgürlüğü hakkında açıklamalar yaptılar, iktidarın basın üzerindeki baskılarına dikkat çektiler.
Raporlar
Freedom House, İnternet Özgürlüğü 2012 Raporu'nu 16 Eylül'de yayımladı. Raporda Türkiye 46 puanla "kısmen özgür" ülkeler arasında yer aldı.
TESEV, Türkiye'de bağımsız ve özgür bir medyanın oluşmasının önündeki engellerin tespit edilmesini amaçlayan "İktidarın Çarkında Medya" raporunu 27 Ağustos'ta yayımladı.
Twitter, 2 Temmuz'daki ilk şeffaflık raporunda kullanıcı bilgisi talep eden ülkeleri ve taleplerin ne kadarının karşılandığını açıkladı. Buna göre Türkiye'nin bir, Yunanistan'ın iki kere içerik kaldırılması talebinde bulunduğu ve taleplerin reddedildiği belirtildi.
Tepkiler
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) 29 Eylül'de, Cumhuriyet, Aydınlık, Sözcü, Evrensel, Birgün, Özgür Gündem, Yeniçağ gazetelerinin AKP genel kuruluna akredite edilmemelerini eleştirdi.
Siyah Bant ve DEPO ortaklığıyla 29 Eylül'de Cezayir Salon'da "Sanatta İfade Özgürlüğü ve Sansür" başlıklı toplantı düzenlendi. Siyah Bant, sansürle mücadeleyi tartıştı. Turgut Tarhanlı, Şanar Yurdatapan, Banu Karaca, Tümay Arslan, Serhat Kural, Aydın Orak, Kazım Öz, Diler Özer, Asena Günal, Niyazi Selçuk gibi isimler konuşmacı olarak katıldı.
Basın İlan Kurumu, TGF ve TGC Sakarya Anadolu Gazetesi sahibi Adnan Uymaz'ın 26 Eylül'de, Basın İlan Kurumu denetçilerine ateş etmesi, denetçi Devrim Ersen Özergin'i öldürmesi, Recep Polat ve Mustafa Süke'yi yaralaması üzerine saldırıyı kınadı.
Basın Konseyi 26 Eylül'de, Başbakan Erdoğan'ın, Uludere katliamı ve Afyon'daki patlamayla ilgili soru soran TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner'e "O işine baksın" demesi üzerine Boyner'e destek verdi.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), IPI Türkiye Ulusal Komitesi, EFJ üyesi Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP) temsilcileri 26 Eylül'de yaklaşık 77 gazetecinin 'terör odaklı iddialarla' hapiste olmasını kınadı. Meslek örgütleri basın üzerindeki baskılar konusunda endişelerini dile getirdi ve 3. Yargı Paketi'ni yetersiz bulduklarını ifade etti.
TGS Başkanı Ercan İpekçi ve ÇGD Başkanı Ahmet Abakay Polis Akademisi'ne bağlı polis muhabirliği kursları açılacağı haberlerine 25 Eylül'de tepki gösterdi.
Sarmaşık, TİHV, ÇİAT, eski Evrensel muhabiri-antropolog Müge Tuzcu'nun 24 Eylül'deki duruşması öncesi duyuru yayımladı ve basın toplantısı düzenledi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve BDP BDP-Blok Milletvekili ve HDK Divan Kurulu üyesi Sebahat Tuncel'e verilen 8 yıl 9 ay hapis cezası ve yurt dışı yasağı ile ilgili 19 Eylül'de basın toplantısı düzenledi ve 22 Eylül'de Taksim'de kararı protesto etti. EMEP de 18 Eylül'de konuyla ilgili açıklamasında kararın siyasi olduğunu belirtti.
Grup Yorum üyeleri, Sultangazi'deki polis merkezine saldırı düzenleyen İbrahim Çuhadar'ın cenazesinin Adli Tıp'tan alınışı sırasında gözaltına alınanların işkence gördüğü iddiasıyla 17 Eylül'de adliye önünde protesto düzenledi.
Gün TV RTÜK'ün 12 Eylül'de kanala verdiği yayın durdurma ve 11 bin TL'lik para cezasını protesto etmek için 13 Eylül'de RTÜK binası önünde basın açıklaması düzenledi.
Özgür Gündem editörü Ayşe Oyman, Özgür Halk yazı işleri müdürü Ömer Faruk Çalışkan, DİHA editörleri Tayyip Temel ve Fatma Koçak, Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması talebiyle 12 Eylül'de başlatılan açlık grevine katıldı.
TGC 11 Eylül'de Anadolu Ajansı'nın şirket haberlerini ücret karşılığı haberleştirip abonelere servis etmesini eleştirdi.
Habertürk internet sitesinin seks işçilerine yönelik vergi düzenlemesine ilişkin habere 'Hayat kadını ya verecek ya verecek' başlığı 3 Eylül'de sosyal medyada tepki çekti. Habertürk tepkiler üzerine başlığı 'Hayat kadınlarına istisna yok' şeklinde değiştirdi.
Alternatif Bilişim Derneği, 6 Eylül'de hükümetin sosyal medyayı 'kamu güvenliğinin gerektirdiği ve zorunlu kıldığı durumlarda' kontrol altına alma girişimine tepki gösterdi. Dernek Phorm konusunda da Türkiye'de internet kullanıcılarını kişisel verilerinin gizliliğine sahip çıkmaya ve tepki göstermeye çağırdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 31 Ağustos'ta Kanaltürk'te Ankara Temsilcisi Faruk Mercan'ın yönettiği programa katıldı. Programda muhalif medyadan gazetecilere yer verilmemesi tepki çekti.
Yeni Şafak çalışanları 26 Ağustos'ta gazetenin resmi Twitter hesabından gazete yönetimine üç aydır maaşlarını alamadıkları için tepki yağdırdılar. Gazete yönetimi tweetleri sildi.
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Avrupa Parlamentosu'nda (AP) Kıbrıslı Rum sosyalist Parlamenter Antigoni Papadopulo'nun "Leyla Zana yeniden ceza aldı" başlıklı soru önergesini 20 Ağustos'ta yanıtladı. Füle Zana'nın terörizm konulu dokuz konuşması nedeniyle 10 yıl hapis cezasına çarptırılması üzerine AB'nin karardan endişe duyduğunu belirtti.
Basın Konseyi TGC ve TGS İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in 20 Ağustos'ta gazetecilere yönelik "Ağzına tıkarım o yazıları" ifadesine tepki gösterdi.
Yeni Akit'in Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Ali Bayramoğlu'nu hedef gösterdiği haberlere karşı 'Sessiz Kalmamak Gerek' imza kampanyası 17 Ağustos'ta başladı. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), TGC, Basın Enstitüsü Derneği ve İHD Genel Merkezi, gazeteyi kınadı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin Çandar'ı aradı ve destek verdi. Yeni Akit 23 Ağustos'ta imza kampanyası ile ilgili haberinde kampanyaya katılanların demeçlerini çarpıtarak yayımladı ve bazı isimlerin imzalarını çektiğini iddia etti. Kampanya ile ilgili "Teröristler de imza atıyor" şeklinde haber yapan Habervaktim'in 28 Ağustos'ta söz konusu imzaları kendisinin attığı iddia edildi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 16 Ağustos'ta Başbakanlık Ofisi'nde bazı medya yöneticileri ile buluştu. Gazeteciler ve köşe yazarları görüşmede muhalif basının temsil edilmemesine, Yeni Akit'in gazetecileri hedef göstermesinin ve gazetecilerin sorunlarının gündeme getirilmemesine tepki gösterdi.
GÖP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 12 Ağustos'ta AKP İstanbul İl Başkanlığı'nın iftarında Cüneyt Özdemir'e yönelik eleştirileri için 13 Ağustos'ta açıklama yaptı ve Başbakan'ı medya patronlarından ellerini çekmeye davet etti. Başbakan Özdemir'in patronu Aydın Doğan'a "Yazıklar olsun" demişti.
Türkiye Yayıncılar Birliği (TYB) 11 Ağustos'taki açıklamasında İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'i yazmayı ve yazılarını kamuoyu ile paylaşmayı silah kullanmakla bir tuttuğu için kınadı. Şahin 7 Ağustos'ta Güneydoğu'daki çatışmalarla ilgili yaptığı açıklamalarda, "Ülkenin olağanüstü gündemi sadece çatışma alanı ile ilgili değildir, bu çatışma İstanbul'da kalemle devam ediyor, İstanbul'da kitapla devam ediyor. Geçimli'de atılan havan mermisiyle burada, Ankara'da yazılan yazıların bir farkı yoktur" demişti.
Grup Yorum, Tekirdağ 1 No'lu F Tipi Cezaevi'nde tutuklu üyeleri Seçkin Aydoğan'ın serbest bırakılması için 6 Ağustos'ta 'Grup Yorum'a Özgürlük' çadırı kurdu. ,
ÇGD, 5 Ağustos'ta Ankara metrosunda haber yapmaya çalışırken darp edilen Evrensel gazetesi muhabirleri Hasan Akbaş, Gökhan Uysal ve Hilal Yağız'a yönelik saldırıyı 6 Ağustos'ta kınadı.
"Adalet talebimiz var imza inisiyatifi", Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile 5 Ağustos'ta görüştü. İnisiyatif açıklamasında cinayetin hâlâ aydınlatılmadığını anımsattı.
ODTÜ Senatosu, 3. yargı paketinin sonuçlarına ilişkin 3 Ağustos'taki açıklamasında paketin sorunları çözmediğini belirtti.
Beyaz Gazete muhabiri Muammer Yaşar'ın, Malatya'da Alevi ailelerin oturduğu evlerin taşlanması hakkında 30 Temmuz'da Facebook'taki yorumları tepki topladı. Yaşar Sivas katliamını onayladığını ima etti, gazete yönetimi Yaşar'ın işine son verdi. Yaşar konuyla ilgili Medyatava'ya gönderdiği mektupta yorumları kendisinin yazmadığını belirtti ve eski kurumunu suçladı.
Medya Etiği Platformu, Ertuğrul Özkök, Amberin Zaman ve M. Ali Birand'ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile yapacakları röportajdan Esad'ın propaganda imkanı bulacağı gerekçesiyle vazgeçmesi üzerine, 6 Temmuz'da basın açıklaması yaptı. Platform açıklamasında gazetecilik ilkelerini hatırlattı.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu (TGDP) Sanatçı Ferhat Tunç'a 27 Haziran'da verilen iki yıl hapis cezası için 6 Temmuz'da imza kampanyası başlattı. STK'lar ve aydınlardan oluşan bir grup Tunç'a verilen cezayı kınandı. Tunç 2011 seçimlerinde Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'ndan milletvekili adayıyken yaptığı 1 Mayıs konuşması nedeniyle cezalandırılmıştı.
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil'in 4 Temmuz'da Leyla Zana'ya hitaben yazdığı "Zana'ks, Leyla'k rengindedir! Yuttun mu... Leyla gibi olursun!" yazısı tepki topladı. "Yılmaz Özdil'in nefret söylemini kınıyoruz" kampanyasını binden fazla kişi imzaladı.
IPI Türkiye Ulusal Komitesi, Güneydoğu Avrupa Medya Organizasyonu (SEEMO) Basın Konseyi ve Basın Enstitüsü Derneği 4 Temmuz'da, Ahmet Şık'a cezaevi çıkışındaki sözleri nedeniyle açılan dava hakkında açıklamalar yaptı. Örgütler Şık'ın yeni davasının ifade özgürlüğü alanında AİHM içtihatlarını hiçe saydığını belirtti.
Soru önergeleri
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç 12 Eylül'de CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi'nin kamuda çalışıp gazetecilik yapmadığı halde kaç kişinin sarı basın kartı taşıdığı sorusunu 416 olarak yanıtladı
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu 7 Eylül'de TBMM'ye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın yanıtlaması talebiyle Anadolu Ajansı'nın çeşitli firmaların "haberlerini" para karşılığında yaptığı iddiasını sordu.
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart 27 Ağustos'ta TBMM Başkanlığı'na Ergenekon yargılamaları ile ilgili soru önergesi verdi. Önergede Aydınlık dergisi genel yayın yönetmeni Deniz Yıldırım'ın tutukluluğu ile ilgili Temmuz ve Eylül 2010 tarihli tahliye yazışmalarında el yazısıyla yazılan "itirazın reddi-tutukluluğun devamına" yazısının hakime ve savcıya ait olmadığı ifade etti ve o yazıların kime ait olduğunu sordu.
CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması için 15 Ağustos'ta TBMM'ye soru önergesi sundu. Oran, gazetecilerin kovulmaları ile Erdoğan arasında bir ilişki olup olmadığını sordu.
BDP İstanbul milletvekili Sebahat Tuncel, 7 Ağustos'ta İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in yanıtlaması için Red Hack'in terör örgütü ilan edilmesi ve internetin sansürlenmesi ile ilgili soru önergesi verdi.
Adalet Bakanlığı CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger'in tutuklu gazetecilerle ilgili soru önergesini 3 Ağustos'ta yanıtladı. Bakanlık 63 gazetecinin cezaevinde olduğunu, dördünün gazetecilik faaliyetinden 59'unun ise basınla ilgili olmayan suçlardan cezaevinde olduğunu iddia etti. Baş müzakereci Egemen Bağış'ın iddia ettiği "tecavüzcülük, cinayet ve soygunculuk" suçlamasıyla tutuklu gazetecilerin kim olduğuna ilişkin soru ise yanıtsız bırakıldı. TGDP bakanlığın açıklamasını tepkiyle karşıladı ve cezaevinde 85 gazeteci olduğunu belirtti.
Düzenlemeler
AKP, 1 Ağustos'ta Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na "Basın ve Yayın Hürriyeti" bölümünde "Basın hürriyeti kamu düzenini, genel ahlakın ve başkalarının haklarının korunması amacıyla sınırlandırılabilir" ifadesinin yer almasını önerdi. TGS ve ÇGD önerideki "genel ahlak" kavramına tepki gösterdi.
AKP 14 Temmuz'da da Basın hürriyetinin "milli güvenliğin, kamu düzeni ve genel ahlakın korunması, yargı bağımsızlığının sağlanması, suçların engellenmesi" amacıyla sınırlanmasını önerdi. AKP ayrıca, mevcut anayasada olmayan, "Masumiyet karinesinin ihlaline yönelik yayın yapılamaz" ve "Devlet, çocuk istismarı, cinsellik ve şiddet içeren yayınlara karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır" hükmünün eklenmesini de istedi.
YÖK 30 Temmuz'da disiplin yönetmeliğini değiştirmek için harekete geçti. Yeni düzenlemeye göre parasız eğitim için pankart asmak, slogan atmak demokratik hak olacak. Dekanı, rektörü eleştirenler okuldan atılmayacak.
2 Temmuz'da TBMM'de yasalaşan 3. Yargı Paketi yürürlüğe girdi. Yasa, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) ÖYM'leri düzenleyen 250, 251 ve 252. maddelerini yürürlükten kaldırdı. Bu mahkemelerin yerine TMK'nın 10. maddesinde tanımlanan bölgesel ağır ceza mahkemelerini getirdi. Süren davalar, kesin hükme varılıncaya kadar ÖYM'lerde görülmeye devam edecek. TMK kapsamına giren suçlarla ilgili CMK'ya göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilecek, verilen hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilecek ve ertelenebilecek.
Tutuklamaya ilişkin kararlarda mahkeme, kuvvetli suç şüphesini, tutuklama nedenlerini ve tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu somut olgularla gerekçelendirecek.
31 Aralık 2011'e kadar basın yayın yoluyla ya da düşünce açıklama yöntemleriyle işlenen, üst sınırı 5 yıl hapis cezası olan bir suçtan dolayı kamu davası açılması ile kovuşturmanın veya kesinleşmiş olan mahkumiyet hükmünün infazı ertelenecek. Ertelenme kararı verilen kişi hakkında, 3 yıl içinde yeni bir suç işlememesi halinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilecek.
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren koşullu salıverilmesine bir yıldan az süre kalan ve açık ceza infaz kurumundaki iyi halli hükümlülerin talepleri halinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik uygulanmak suretiyle infazına karar verilebilecek.
Adli kontrolde süre sınırı olmayacak, 'adil yargılamayı etkileme'ye ve 'soruşturmanın gizliliğini ihlal'e de ceza artırımı uygulanacak.
Örgütlerden haberler
TGC 5. Babıali Günleri kapsamında 28 Eylül'de 'Gazete Çalışanları Ne Kadar Özgür?' paneli düzenledi. TGC Başkanı Orhan Erinç'in kolaylaştırıcılığındaki panelde TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, Gazeteci Ferai Tınç, TGS Başkanı Ercan İpekçi konuştu.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) 6 Eylül'de, faili meçhul cinayetlerde katledilen gazetecilerin özel eşyalarının ve meslekleri ile ilgili malzeme ve belgelerin sergilendiği Basın Müzesi'ni açtı.
TGC'nin 25 Temmuz'daki Basın Özgürlüğü Ödül Töreni'nde Başkan Orhan Erinç, özel yetkili mahkemelerin hukuksuz uygulamalarına ve ceza yasalarının AB içtihatlarına göre düzenlenerek hapisteki gazetecilerin serbest kalması gerektiğine dikkat çekti.
Dayanışma
Tuncay Özkan'a Özgürlük Girişimi 30 Eylül'de İzmir'de, 23 Eylül'de Eskişehir'de, 15 Eylül'de İstanbul'da Özkan'a Özgürlük Yürüyüşü düzenledi. Gazeteciler, sanatçılar ve siyasetçiler Özkan'ın kitaplarını imzaladı.
BM İnsan Hakları Konseyi 27 Eylül'de Viyana'daki toplantıda, gazetecilerin güvenli ve bağımsız çalışabilmelerini destekleyen çözüm taslağını kabul ettiğini açıkladı. Konsey, üye 47 devleti gazeteciler için güvenli ortam sağlamaya, gazetecilere karşı işlenen suçlarda cezasızlığı önlemeye davet etti. Article 19 ve IPI bu çağrıdan memnuniyet duyduklarını belirtti. EFJ, TGS ve GÖP Türkiye'de gazetecilerin terör iddialarıyla cezaevinde olmasını kınadı.
RSF 21 Eylül'de, Suriye'de kaçırılan gazeteciler Başar Fehmi Kadumi ile Cüneyt Ünal'ın ve diğer kayıp gazetecilerin akıbetini sordu. Türkiye Haber Kameramanları Derneği, GÖP ve TGC gazetecilere destek için 4 Eylül'de Suriye Konsolosluğu önünde eylem yaptı. IPI, TGF ve ÇGD 27 Ağustos'ta Ünal'ın serbest bırakılması çağrısında bulundu. Basın Konseyi ise 22 Ağustos'ta Dışişleri Bakanlığı'na başvurdu.
TGC Yönetim Kurulu 20 Eylül'de, Ergenekon Davası'nın 232. duruşmasında Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'a verilen 16 duruşma men cezasının kabul edilemez buldu.
Akşam yazarı Tuğçe Tatari, 15 Eylül'de "Bu hafta benim için çok zor geçti" diyerek köşesini boş bıraktı ve KCK Basın Davası, Ergenekon ve OdaTV davalarına destek verdi.
OdaTV davasının 14 Eylül'deki duruşması öncesi adliye önünde toplanan gazeteciler, "Zindanlar boşalsın, gazetecilere özgürlük" pankartına kalemlerini bırakarak hapisteki gazetecilere özgürlük istedi. Eyleme, davanın tutuksuz sanıkları pek çok gazeteci, sanatçı katıldı. GÖP adliye önünde açıklama yaptı. Fransız Ulusal Gazeteciler Sendikası (SNJ) ve Fransız Genel Çalışma Konfederasyonu gazetecilerin bırakılmasını istedi.
10 Eylül'de başlayan KCK Basın Davası'nı ve OdaTV davasını pek çok milletvekili, gazeteci, yazar, avukat, insan hakları savunucusu, dünyadan IPI, Alman Gazeteciler Birliği (dju), Hessen Rosa Luxemburg Vakfı, RSF, Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ), Santiago de Compostella Gazeteciler Derneği, üç aylık dönemde KCK Basın Davası ve OdaTV duruşmalarını izlediler.
10 Eylül'de başlayacak KCK Basın Davası öncesi 9 Eylül'de Taksim'deki yürüyüşe polis izin vermeyince meydanda oturma eylemi yapıldı.
Milyonlar Adalet İstiyor İnsiyatifi (MAİ) Atılım Gazetesi genel yayın yönetmeni İbrahim Çiçek, genel yayın koordinatörü Sedat Şenoğlu, gazete yazarı Bayram Namaz ve Özgür Radyo yayın koordinatörü Füsun Erdoğan'ın yargılandığı MLKP davası öncesi 7 Eylül'de gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
TGS, Basın Enstitüsü, Atılım ve Özgür Gündem çalışanları 3 Eylül'de 12 Eylül'de duruşmaları görülecek, haklarında 'örgüt yöneticiliği' iddiasıyla 18 yıl 9 ay ve müebbet hapis verilen gazeteciler Necati Abay ve Hatice Duman'a destek verdi.
Hürriyet yazarı Mehmet Yılmaz, 3 Eylül'deki köşesini OdaTV davasının tutuklu sanığı Soner Yalçın'ın mektubuna ayırdı.
Fransız Ulusal Gazeteciler Sendikası, "sahip çıktığı" Soner Yalçın ve OdaTV davasıyla ilgili 14 Eylül'deki duruşma öncesi 2 Eylül'de desteğini açıkladı.
Tutuklu Gazete'nin üçüncü sayısı 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde çıktı. Gazetede 29 hapis gazeteci ile serbest kalan beş gazeteci ile dışarıdaki 43 gazeteci ve 10 meslek örgütü temsilcisinin yazıları yer aldı.
TGDP, 10 Eylül'de görülecek KCK Basın Davası için 23 Ağustos'ta katılım çağrısında bulundu.
TGC ve GÖP Bolu Gündem gazetesinin genel yayın yönetmeni Mehmet Süha Alparslan ve yazı işleri müdürü Ayşegül Topçu'nun 3 Ağustos'ta yaptığı haber nedeniyle uğradığı saldırıyı kınadı.
Balbay'a Özgürlük Girişimi, 8 Ağustos'ta İzmir Karşıyaka'da Cumhuriyet yazarı ve CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay'ın doğum gününü demir parmaklıklı stand arkasında kutladı.
ÇGD Başkanı Ahmet Abakay Suriye'de muhalif güçlerle rejim askerleri arasında çıkan çatışmada AA muhabiri Sinan Gül'ün vurulmasıyla ilgili 3 Ağustos'ta medya yöneticilerini de barışçı yayın politikaları izlemeye davet etti.
Akşam yazarı Serdar Akinan, köşesini 30 Temmuz'da Odatv davasının tutuklu sanıklarından gazeteci Soner Yalçın'a bıraktı.
ÇGD, TGDP, TGC, Basın Konseyi ve BDP 24 Temmuz Basın Özgürlüğü Günü ve ilk sansürsüz gazetelerin yayımlanmasının 104. yılında hapis gazetecilerin serbest bırakılmasını istediler.
İGC 24 Temmuz'da Tutuklu Gazeteciler ve Basın Özgürlüğü konulu karikatür sergisi açtı.
TYB 2 Temmuz'daki KCK İstanbul Davası ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Çevirmenler Birliği, Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim, TGC, TGS, TYS ve Ankara Düşünce Özgürlüğü İnisiyatifi katıldı. Uluslararası PEN Başkan Yardımcısı Eugene Schöulgin, Türkiye Yayıncılar Birliği Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Ragıp Zarakolu, PEN Türkiye Şubesi 2. Başkanı Halil İbrahim Özcan, TCG Başkanı Ercan İpekçi, TYS Başkanı Mustafa Köz ve Ankara Düşünce Özgürlüğü İnisiyatifi'nden Mahmut Konuk toplantıda sansür, hak ihlalleri ve TMK'ya dikkat çekti.
IPA Yayınlama Özgürlüğü Komitesi Başkanı Bjorn Smith-Simonsen, IPA İfade Özgürlüğü Direktörü Alexis Krikorian, Uluslararası PEN Hapisteki Yazarlar Komitesi Direktörü Sara Whyatt ve PEN Başkan Yardımcısı Eugene Schoulgin ve Irak Dünya Mahkemesi'nden Prof. Dr. Lieven D'Laoter, Basın Konseyi, BDP ve CHP'li milletvekili, gazeteci, yazar ve insan hakları savunucusu 2 Temmuz'da KCK İstanbul Davası'nı izledi.
Cezaevi ziyaretleri
CHP İstanbul Milletvekili Kadir Gökmen Öğüt ve Basın Konsey'inden bir heyet 24 Temmuz'da Silivri Cezaevi'nde tutuklu gazeteciler Mustafa Balbay, Barış Terkoğlu, Soner Yalçın ve Barış Pehlivan'ı ziyaret etti.
Basın Konseyi Soner Yalçın, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Yalçın Küçük, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Doğu Perinçek'i 13 Temmuz'da ziyaret etti.
Başbakan Konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümet görevlileri üç ay boyunca basına ve gazetecilere yönelik pek çok uyarıda bulundu.
* Medyada da ayrı bir sorumsuzluk var. Allah aşkına, hangi ülkede, teröre karşı halkı ve vatanı için canını ortaya koyan güvenlik güçleri bu kadar hırpalanır? Hiç kusura bakmasınlar. Diyorlar ki; "Başbakan medyaya çok saldırıyor". Ne yapacaktım? Okşayacak mıydım? Dertli olan biziz, canı yanan biziz... Sen habire orada canı yananlara karşı, sadece onun üzerinden ne kadar avanta elde ederim, ona bakıyorsun (Eski HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş'un AKP'ye katılma töreni, Haliç Kongre Merkezi, 22 Eylül)
* Yayın organınızın, bu asılsız fikir ve iddiaları böyle bir sorunun temeline oturtması üzücü. Bu gazeteciler, sarı basın kartı olan gazeteciler değil. Dokuz tanesi var. Bunlar, terör örgütleriyle temasları olmuş ya da birlikte çalışmış kişiler. Diğerleri, bir terör örgütüne üye olmak ya da silah taşımak gibi nedenlerle cezaevindeler. Siz şimdi bu kişilerin gazeteci oldukları için serbest bırakılmaları gerektiğini mi söylüyorsunuz? Bu kişiler sarı basın kartı taşıyan kişiler olmasa bile? (Washington Post'tan Lally Weymouth'a verdiği röportaj, 21 Eylül)
* Bu beyefendiler; Boğaz'a karşı keyif çatarken, televizyonlarının karşısında, çerezlerini alkollü içkileri ile yudumlarken, orada vali, kaymakam, asker, polis, korucu, istihbaratçı canını ortaya koyuyor. ... Ama burada beyefendiler, büyük bir konfor içerisinde, boğaza nazır villalarında, her türlü saltanatları ile beraber köşelerinde ahkam kesiyorlar. (Genişletilmiş İl Başkanları toplantısı, 9 Eylül)
* Hatay'ı karıştırmak için gazetelere atılan manşetlerin farkındayız. (AKP Genişletilmiş Grup Toplantısı, 5 Eylül)
* Türkiye'deki medyaya mesaj vermek istiyorum. Terörün en önemli hedefi propagandasını yaptırmaktır. Bu propagandayı adam bedava yaptırıyor. Medya kimin yanında yer alacak? Başlıklara bakıyorsunuz, köşe yazarlarına bakıyorsunuz, kaynağınız Roj TV midir, Mezopotamya mıdır, sosyal medya mıdır? Bunları ademe (yokluğa) mahkûm etmek durumundayız. Terör haberini küçük değil, hiç görmemek gerek. Medya, teröre karşı birlikte hareket etmeli." (Başbakanla Özel, Kanaltürk, 31 Ağustos)
* Ramazan'ın ruhuna tamamen ters bir şekilde her türlü kutsalı çiğneyerek Ramazan ayında da kan akıtan açık net söylüyorum; televizyon kanallarına onların avukatlarını, onların meddahlarını çıkartan medyaya karşı tavrım vardır ve bundan sonra da olacaktır. Herkes net olacak. Kimden yana olduğunu söyleyecek. Sen PKK terör örgütünden yana mısın? Yoksa bu milletten yana mısın? Birçok senaryolara da karnımız toktur. 2012 Ramazan ayını kana bulayan bu zalimleri insanlık hiçbir zaman unutmayacak ve unutturmayacak. (Kadıköy-Kartal metrosu açılışı, 17 Ağustos)
* Şimdi çıkmış birileri köşesinde yazıyor. Ne diyor? 'Dışişleri Bakanı'nın Myanmar'da ne işi var? Başbakan'ın kızının, hanımının gidişini anlıyorum da Dışişleri Bakanı oraya niye gidiyor?' Ben buradan o medya patronuna yazıklar olsun diyorum. Bu adamları köşe yazarı olarak nasıl tutuyorsunuz? Bu tür hedefi olmayan, bu tür aşkı, heyecanı olmayan insanların eline kalem vermişsin, köşe teslim etmişsin. Bunlar millete yabancı, bunlar tarihine yabancı, bu milletin derdiyle dertlenen kalemler değil bunlar. (AKP İstanbul İl Başkanlığı iftarı, 11 Ağustos)
* Hangi terör örgütünün yayın organları var bunu biliyoruz ama bir de onlarla ilişkisi olmadığını söylediği halde bilerek veya bilmeyerek maalesef onların tezgahına veya onların ocağına odun taşıyanlar var. Bunları nereye kadar kabulleneceğiz. İsmen mi bunları ifşa edeceğiz.
Bir kısım medya hala teröre destek vermeye devam ediyor. Bu propagandaya yazılı ve sözlü destek veren maalesef medyadır. Bu kesimlerin teröre verdikleri destek gözardı edilemez. Bunları görmemezlikten gelemeyiz. Bunları gayet iyi görüyoruz. Tabii bunların değerlendirmesini de kendi aramızda ona göre yapıyoruz. (ATV ve A haber kanallarının ortak yayınladığı Gündem Özel, 5 Ağustos)
* Şu anda gazeteciler var hapiste diyorsunuz. Bunların bazı terör örgütleriyle bağlantıları var. Ortada bir terör örgütü var ve siz bu terör örgütünün eylemlerinde şöyle böyle yer almışsınız. Bu insanlar içeri girmeyecek mi? Bunların hükümeti devirmek gibi planların içinde olduğu ortada." (Sansürsüz Özel, Kanal 24, 25 Temmuz)
Arınç Konuştu
* Türkiye 'de basın özgürlüğü yoktur diyen yalan söylüyor. Sansür vardır diyen de yalan söylüyor. İçerideki gazetecilerin amaçları başka; ideolojik... Asıl amaçları hükümeti yıpratmak. Gazeteciler damarımıza basarsa, kızarız. (Başbakan yardımcısı Bülent Arınç, CNNTÜRK, 22 Ağustos,)
İdris Naim Şahin Konuştu
* Ankara'da İstanbul'da oturmuş köşesine, almış kalemini eline içiyorsa purosu, içiyorsa içeceğiyle beraber gökyüzünün derinliklerine, denizin maviliklerine, ağacın, bahçelerin yeşilliklerine karşı bakarak yazı yazanlar, fikir üretenler, büyük ulema, büyük mütefekkir grubu. Allah aşkına siz nerede askerlik yaptınız? Korkutuluyorsanız haber verin sizin de güvenliğinizi bugün olduğu gibi biz sağlamaya hazırız. Senin, benim Kürt kardeşlerimle aramı açmak gibi bir misyonun mu var? Yine söylüyorum var mı diyeceğin? Önce bunu bir ayıralım. Kardeşlerim bir tarafta, militanlar öteki taraftadır. Bunu kimsenin karıştırmaya ve benim sözlerimi oraya püskürtmeye yeltenmesin hakkı yoktur. Ağzına tıkarım o yazıları senin. (İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, AKP Ordu İl Binası, 20 Ağustos)
İbrahim Kalın konuştu
* Bazı Türk gazetelerinin internet sayfalarındaki erotizm utanç verici. Kadın bedenini metalaştırmak, seks objesi yapmak, şehvetle sunmak ayıptır. Dünyanın hiçbir ileri/geri ülkesinin medyasında kadar çıplaklık ve erotizm saplantısı yok. (Başbakan Erdoğan'ın Dış Politika Başdanışmanı İbrahim Kalın, Twitter, 1 Ağustos)
Ve de bir Vali
* Giresun'u kötüleyen şeyleri yazmayın. Giresun'un aleyhine olan şeyleri ulusal basına taşımayın. Bu içimizde kalır. Kol kırılır, yen içinde kalır. 'Cenazeyi derme çatma teleferikle karşıya geçirdiler' diye haber yaptınız. İyi mi oldu? Belki sen oradan 3-4 puan ya da 400-500 lira aldın. Ben vereyim sana o parayı, yazmasan. Giresun'u Türkiye'ye olumsuz yansıtmasan. (Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, İmza Töreni, 5 Ağustos)
Tartışmalı işten çıkarmalar
Ataklı'ya zorunlu izin: Vatan yazarı Can Ataklı'nın 17 Eylül'de köşesine konulan kısa bir notla yıllık izninin bir bölümünü kullandığı duyuruldu. Basındaki haberlere göre Ataklı'nın bu izne isteği dışında çıkarıldığı belirtildi Ataklı 11 Eylül'de köşesinde Başbakan'ın her fırsatta medyayı eleştirmesinin haksızlık oluğunu yazmıştı.
Miroğlu Taraf'tan ayrıldı: Taraf yazarı Orhan Miroğlu 3 Eylül'de son yazısı ile ilgili kısaltma talebini kabul etmediğini ve yazının gazetede yayınlanmaması üzerine gazeteden ayrıldığını açıkladı. Taraf genel yayın yönetmeni Ahmet Altan ise Miroğlu'nun yazsının mevcut uzunlukta yayınlanamayacağı içn internette yayımlandığını belirtti.
Bumin'in yazı sayısı azaltıldı: Yeni Şafak yazarı Kürşad Bumin 3 Eylül'de, haftada beş olan yazı sayısının üçe düşürüldüğünü gazetenin insan kaynaklarından gelen e-postayla öğrendi.
Gergerlioğlu Milat'tan atıldı: "Sessiz kalmamak gerek" imza kampanyasına "terörist isimleri"nin Habervaktim tarafından eklendiğini tespit eden MAZLUMDER eski Genel Başkanı Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun Milat gazetesindeki işine 29 Ağustos'ta son verildi.
Türker Radikal'den ayrıldı: Yıldırım Türker son yazısı Radikal'de yayımlanmadığı için 13 Ağustos'ta gazetesinden ayrıldı. Türker Eyüp Can ile yayınlanacak yazısı üzerine anlaşmazlık yaşadıklarını ve bu anlaşmazlığı karşılıklı çözemediklerini ifade etti. Türker, gazetenin kuruluşundan itibaren Radikal'de yazıyordu.
Akşam'dan 8 isim ayrıldı: Akşam gazetesi yazarları Serdar Akinan, Nagehan Alçı, Burhan Ayeri, Ali Saydam, Cemalettin Taşçı, Turgay Şeren, Ahmet Çavuşoğlu ve Barış Bardakçı 10 Ağustos'ta işten çıkarıldı. Gazete yönetimi ise işten çıkarmaların ekonomik sebeplerden kaynaklandığını belirtti.
Yağcıoğlu kovuldu: Twitter'daki hesabından Galatasaray lehine ve Fenerbahçe aleyhine yazılar yazan FB TV çalışanı Selin Yağcıoğlu'nun işine 23 Temmuz'da son verildi.
Zor Soru yayından kalktı: Mehveş Evin ve Murat Sabuncu'nun sunduğu, SKYTURK 360'ta yayımlanan Zor Soru programı 13 Temmuz'da yayından kaldırıldı. Evin twitter'dan kanalla prensipte anlaşamadıklarını açıkladı.(EG/BA)