Haberin İngilizcesi için tıklayın
Gazeteci Canan Coşkun, hakim ve savcıların indirimli ev sahibi olmasına ilişkin haberi nedeniyle 12.600,00 lira para cezasına çarptırıldı.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye temsilcisi Erol Önderoğlu twitter'dan karara tepki gösterdi.
RSF'den E.Önderoğlu: Gazeteci @canancoskun un"Yargıdaki ayrıcalıklı konut satışı" haberine ceza, hukuka adına kaçırılmış son fırsatlardandır pic.twitter.com/ZgNT3kDnDy
— RSF Türkçe (@RSF_tr) January 26, 2017
Cumhuriyet muhabiri Coşkun’un hakim ve savcıların indirimli ev sahibi olmasına ilişkin “Yargıda tartışılan konut satışı” başlıklı haber nedeniyle “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davaya devam edildi.
"Türkiye'nin hukuk devleti olduğuna inancımı yitirdim"
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın son bugünkü karar duruşmada Coşkun’a son sözü soruldu. Coşkun şunları söyledi:
“FETÖ üyeliği davası sanığı bir savcı ve onun taleplerini harfiyen yerine getiren Sulh Ceza Hakimliği ortaklığıyla tutuklanan, mesaisinin çoğunu hemen şurada geçiren avukatım, Bülent ağabey vardı 2 celse önce tam şurada. 4 yıllık çaylak bir yargı muhabiri olarak İstanbul'daki adliyelerde Bülent ağabey ve onun gibi yüz akı 10 arkadaşımızın tutuklanması kararı gibi çokça hukuksuz kararı, ilk ağızdan duyarak, ilk elden görerek, haberleştirerek, adalete, hak ve hukuka, tarafsız ve bağımsız yargıya, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğuna ilişkin inancımı çoktan yitirdim. Evet, yalnızca 4 yıl yetti umudumu yitirmeme.
“Gazeteci Ahmet Şık'ın 5 yıl önce Fethullahçı yapıyı deşifre ettiği için Fethullahçı yargı mensuplarınca tutuklanması, 5 yıl sonra da FETÖ/PDY propagandası yaptığı iddiasıyla tutuklanması karşısında, kimse yasalar çerçevesinde işleyen bir hukuk sisteminin varlığından bahsedemez zannımca. Hukukçular bile böyle kararları bırakın hukuka uygun bulmayı, akla, mantığa bile aykırı bulurken, bizler neden inanalım ki “tarafsız, bağımsız yargı” aldatmacasına?
“Cezaevlerindeki 150'ye yakın tutuklu gazeteciyle, ifade ve basın özgürlüğünün yerlerde paspas edilmesiyle, kutsal mesleğinizin bile puan barajı kaldırılarak itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı bugünlerde dünya çapında elde edilmesi zor bir kötü şöhrete sahibiz artık. Öylesine koyu bir karanlığın içindeyiz ki cılız da olsa bir ışık yok ne yazık ki. Bunlar öyle beylik laf falan da değil, tam olarak hissettiğim koyu karanlığı tasvir etmeye çalışıyorum.
"Kararınız hukuksuzluğun yanına atılmış bir çentik olmasın"
“Sözün özü; vereceğiniz kararın bu sayısız hukuksuzluğun yanına atılmış bir çentik daha olmamasını umuyorum. Ben yalnızca gazetecilik yaptım. Gazetecilik de suç değildir. Yazdığım haberle kimseye hakaret ettiğime inanmadığım için sizden beraat talep etmiyorum. Yalnızca adaletin yerini bulmasını istiyorum.”
Kararını açıklayan mahkeme, Coşkun’u “kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret”ten 420 gün adli para cezasına çarptırdı. Eylemin aleniyet unsuru nedeniyle cezayı 1/6 oranında artıran mahkeme, eylemin birden fazla kişiye karşı gerçekleştirilmesi nedeniyle cezayı 2/4 oranında da artırdı. Mahkeme cezayı TCK 62 uyarında 1/7 oranında indirdi, gazeteci Coşkun toplam 630 günden 12.600,00 lire adli para cezasına çarptırdı.
Coşkun ayrıca, iki müdahil avukatın da masraflarını ödeyecek.
Ne olmuştu?
Coşkun’un 19 Şubat tarihli yargı mensuplarına indirimli emlak satışıyla ilgili yaptığı haber hakkında dava açılmış, iddianamede İstanbul Cumhuriyet başsavcı vekili Orhan Kapıcı ve savcı Orhan Yiğit, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülecek davada müşteki olarak, İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimi İslam Çiçek, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekilleri Fuzuli Aydoğdu, İrfan Fidan ve İsmail Uçar, İstanbul Cumhuriyet savcısı Mehmet Demir, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcısı Ali Doğan ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Fehmi Tosun ise yayından mağdur olarak yer almıştı.
Coşkun’un “kamu görevlisine hakaret” suçu işlediği iddia edilen iddianamede, gazeteci için Ceza Kanunu’nun (TCK) 125/1, 2, 3 (a), 4 Maddesi ve 53. Maddesinin 10 kez uygulanması talep edilmiş, Coşkun’un 23 yıl 4 ay hapsi istenmişti. (EA)