Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Cumhuriyet Gazetesi muhabiri Canan Coşkun’un “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlamasıyla yargılandığı davada karar açıklandı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasında mahkeme, Coşkun'a 2 yıl 3 ay hapis cezası verilmesine karar verdi. Karara itiraz halinde dosya İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde (istinaf) görüşülecek.
Dava, "İşimi istiyorum" eylemi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın avukatlarına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınanların 20 Eylül’de çıkarıldıkları savcılıktaki sorgularını haberleştirmesi nedeniyle açılmıştı. Coşkun savcılık tutanağından hareketle hazırladığı haberinde tanık Berk Ercan'ın beyanlarına da yer vermişti.
Savcı 10 Temmuz’daki ikinci duruşmada Coşkun’un Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 6/1. maddesi* kapsamında "terörle mücadele eden kişiyi örgütlere hedef göstermek" suçlamasıyla 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti.
Duruşmayı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul milletvekili Sezgin Tanrıkulu, DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren ile Coşkun'un meslektaşları takip etti.
“Suç işlemedim, beraatımı talep ediyorum”
Canan Coşkun bugünkü duruşmadaki savunmasında şunları söyledi:
“Ben 2013 yılından beri Cumhuriyet gazetesinin adliye muhabirliğini yapıyorum, adliyede önemli davaları takip ediyorum.
“Basında güncel dava olarak bilinen Hrant Dink davasında da aynı şekilde Erhan Tuncel ve Ogün Samast'ın beyanları haber değeri taşıdığından dolayı gazetelerde ve internet haber sitelerinde soruşturma aşamasındaki tanık olarak verdiği beyanlar haber yapılmıştı.
“Kısıtlı bir soruşturma ile ilgili olarak benim yazmış olduğum ilk haber bu değil. Hiçbiri soruşturmanın amacını tehlikeye sokmadığı için dava konusu edilmedi. Bundan sonra da bu şekilde devam edeceğim çünkü bunun toplumsal hafıza için bir gereklilik olduğuna inanıyorum.
"Savcının diğer suçlaması da tanık Berk Ercan'ı ve ailesini teşhir ederek terör örgütlerine hedef gösterdiğim iddiası. Savcıya göre haberle Berk Ercan ve ailesini teşhir etmişim. Nasıl yaptığım belli değil. Haberde ne bir fotoğraf kullanılmış ne de betim yapılmış. Ailesi ile ilgili ise tek bir kelime bile yok.
"Savcı ayrıca Berk Ercan'ın etkin pişmanlıktan yararlandığını, örgütün faaliyetlerinin deşifre edilmesine katkıda bulunduğunu söylüyor. Haberime dayanak olan savcılık sorgusunda Berk Ercan'ın etkin pişmanlıktan yararlandığına ilişkin bir beyan yok. Dolayısıyla haberi yazdığım sırada orada yazmayan bir şeyi bilmem mümkün değil.
"Özetle; geçmişte kısıtlı soruşturma dosyalarıyla ilgili pek çok haber yazdım. Hiçbiri dava konusu yapılmadı. Herhangi bir suç işlemediğim için hakkımda beraat kararı vermenizi talep ediyorum."
Avukat Utku: Suçun unsurları oluşmadı
Coşkun’un avukatı Bülent Utku da savcılığın mütalaasına dair beyanında, “hedef gösterildiği” ileri sürülen kişinin kamu görevlisi veya “Terörle Mücadelede görev almış kişi” olmadığını belirtti.
Avukat Utku şunları söyledi:
“Müvekkilimin haberinde Berk Ercan'ın ailesine ilişkin tek bir kelime dahi geçmemesine rağmen esas hakkındaki mütalaada, ‘haberde Berk Ercan'ın ailesinin hedef gösterildiği’ belirtildi.
“Esas hakkındaki mütalaada Berk Ercan’ın önce tanık sıfatıyla davada bulunduğu belirtilmiş, mütalaanın ilerleyen bölümlerinde ise ‘etkin pişmanlık hükümlerinde bulunan’ sıfatı anlatılmıştır. Öncelikli olarak Berk Ercan'ın soruşturmadaki sıfatı, suçun oluşup oluşmaması açısından çok önemlidir, etkin pişmanlık ve tanıklık hükümleri ayrı ayrı düzenlenmiştir.
“Ceza Muhakemesi Kanunu 43. maddesinde tanıklığa ilişkin hükümler, TCK’nın 221. maddesinde ise etkin pişmanlığa ilişkin hükümler düzenlenmiştir, TMK 6/1 maddesinde bahsedilen terör ile mücadelede görev almış kişiler arasında tanık ya da etkin pişmanlıkta bulunanlar ise sayılmamıştır.
“Berk Ercan kamu görevlisi değildir, [Coşkun’a yöneltilen suçlama olan] TCK’nın 6. maddesinde kamu görevlisi tanımlanmıştır. Kamu görevlisi sıfatı bulunmayan Berk Ercan ile ilgili müvekkilim tarafından haber yapılması, suçun unsurlarının oluşmadığını göstermektedir.”
"Gazetecilik mesleğini ifa etti"
Ayrıca, Coşkun’un haberinde Ercan’ın isminin yer almasının “soruşturmayı ne şekilde tehlikeye uğrattığının” savcılıkça açıklanmadığının altını çizdi.
“Müvekkilim haberi savcılık tutanağından yaptı. Tutanakta bazı tanıkların isimleri saklanmış. Berk Ercan tanık olarak nitelenmiş. Savcılığın almadığı önlemi müvekkilimizin almasını beklemek, ‘alması gerekirdi’ diye de cezalandırılmasını istemek yerinde değildir. Savcı gerek görse Berk Ercan'o korurdu, gerek görmemiş.”
Avukat Utku basın özgürlüğünün Anayasa ve AİHM ile güvence altına alındığını belirterek “Müvekkilim tutanak dışına çıkmadan haber yapması gazetecilik mesleğinin ifasını gösterir. Müvekkilimin haber yapma kastı dikkate alınarak beraatını talep ediyoruz” dedi.
“Anadolu Ajansı yapınca normal haber görülüyor”
Coşkun’un avukatı Abbas Yalçın da Berk Ercan ile ilgili basında daha önce de haberler çıktığını hatırlattı:
“2012 yılında Berk Ercan adlı kişinin babası Emniyete başvurarak oğlunun örgütten kurtarılmasını istemiştir, buna ilişkin Star Gazetesi, Berk Ercan ve babasının fotoğrafını da basarak haber yaptı. Aynı yıl Berk Ercan gözaltına alındığı zaman bu konuda da haber yapılmış ve fotoğrafı basına yansımıştır.
“Anadolu Ajansı, müvekkilimin yapmış olduğu haberin aynı nitelikteki haber içeriğinde bir haber yapmıştı. Bu haberde de Berk Ercan'ın ismi geçiyordu.
“Berk Ercan Cumhuriyet Gazetesi tarafından haber yapıldığı zaman terör ile mücadelede görev yapan kişi oluyor ancak Anadolu Ajansı ya da başka haber ajansları haber yaptığı zaman normal haber olarak görülüyor.”
“Pişmanlık duymadığından” cezada indirim yapılmadı
Ancak mahkeme avukatların beraat talebini dikkate almayıp “Coşkun’un yaptığı haberlerle Berk Ercan’ı örgüt için hedef konumuna getirildiği” gerekçesiyle 2 yıl 3 ay hapis cezasına hükmetti.
Mahkeme heyeti başkanı Akın Gürlek ayrıca, “Sanığın duruşmadaki olumsuz gözlemlenen tutum ve davranışları, pişmanlık duymaması dikkate alınarak sanık hakkında takdiren TCK 62/1 maddesi uyarınca indirim yapılmasına yer olmadığına” karar verildiğini açıkladı.
* Terörle Mücadele Kanunu 6/1: İsim ve kimlik belirterek veya belirtmeyerek kime yönelik olduğunun anlaşılmasını sağlayacak surette kişilere karşı terör örgütleri tarafından suç işleneceğini veya terörle mücadelede görev almış kamu görevlilerinin hüviyetlerini açıklayanlar veya yayınlayanlar veya bu yolla kişileri hedef gösterenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.