* Fotoğraf: Anadolu Ajansı (AA) - Arşiv
Fransa Avrupa ve Dışişleri Bakanı Catherine Colonna ve Portekiz Dışişleri Bakanı João Cravinho, dün (7 Ekim) Paris'te bir araya geldi.
Colonna'nın sözcüsü aynı gün verdiği basın brifinginde Türkiye ve Libya arasında imzalanan mutabakat muhtırasına ilişkin soruya yanıt verdi.
Akdeniz'deki sondaj çalışmalarıyla ilgili 2019'de Türkiye ve Libya arasında imzalanan anlaşmaya dayanarak Türkiye ve Libya'nın Ulusal Birlik Hükümeti arasında imzalanan hidrokarbon alanında mutabakat muhtırasına Fransa'nın tepkisi sorulan sözcü, bu soruyu şöyle yanıtladı:
"Fransa, bu bilgiyi not etmiştir. Diğer Avrupalı partnerlerin ve Avrupa Dış İlişkiler Servisi'nin de ifade ettiği üzere, Türkiye ve Libya'nın Ulusal Birlik Hükümeti arasında 2019 yılında imzalanan mutabakat muhtırasına ilişkin duruşumuz değişmemiştir.
"Söz konusu Mutabakat Muhtırası, Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinin egemenlik haklarını çiğniyor, uluslararası deniz hukuku ile bağdaşmıyor ve üçüncü devletler için yasal sonuçlar doğurmuyor. Bu, Aralık 2019'da Avrupa Konseyi tarafından açıkça ifade edilmişti."
Ne olmuştu?
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, 3 Ekim 2022'de Libya'nın başkenti Trablus'a resmi bir ziyaret gerçekleştirdi.
Türkiye heyeti, burada Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Libya Dışişleri Bakanı Necla Manguş ile görüştü.
Yapılan heyetlerarası görüşmenin ardından, iki ülke arasında iki mutabakat muhtırasının imza töreni gerçekleştirildi.
Bu mutabakat muhtıralarından biri, hidrokarbon alanındaydı.
İmza töreninin ardından Libya Dışişleri Bakanı Manguş ile ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, gaz alanında Türkiye ile Libya arasında mutabakat muhtırasının maddelerinin neyi öngördüğüne ilişkin soruya da yanıt verdi.
Çavuşoğlu, "Biraz önce imzaladığımız hidrokarbon anlaşması hem karada hem denizde ve yetki alanlarımızda kazan-kazan anlayışıyla Türk ile Libya firmalarının birlikte araştırma, sondaj gibi işbirliğine gitmesini hedefliyor" dedi.
"Deniz yetki alanları anlaşmasıyla ilgili yanlış anlaşılma ihtimalinin söz konusu olduğunu" kaydeden Çavuşoğlu, özetle şöyle konuştu:
"Bu, iki egemen ülke arasında imzalanan bir anlaşmadır. Bu anlaşma yürürlükte olan bir anlaşmadır. Ayrıca hem Türkiye hem de Libya böyle bir anlaşmayı imzaladığını Birleşmiş Milletler'e (BM) bildirmiştir. Biz kıta sahanlığımızın sınırlarını da BM'ye kaydettirdik.
"Şimdi Libya'nın yapması gereken de kendi kıta sahanlığı ve deniz yetki alanlarını belirleyerek onu da BM'ye kaydettirmesidir."
Yunanistan'dan tepki
Söz konusu mutabakat muhtırasına tepki gösteren Yunanistan hükümet sözcüsü Giannis Oikonomou ise "Bu, Türkiye'nin uluslararası bağlamı ilk göz ardı edişi veya emsal yaratmaya çalışması değil" dedi:
"Fakat kurguyla ne kadar bir gerçeklik uydurmaya çalışırsa çalışsın ve ne kadar yalan söylerse söylesin, bu, söz konusu gerçekliğin başkalarınca kabul edildiği veya benimsendiği anlamına gelmiyor.
"Bu durumda, Türkiye yasal olmayan bir şeyin etrafında bir gerçeklik uydurmaya çalışıyor ve bu, tüm büyük uluslararası aktörler ve uluslararası örgütlerce teyit ediliyor, kabul ediliyor ve kabul görüyor.
"Ülkemiz, uluslararası hukuk uyarınca böyle bir hakkı olması dolayısıyla tepki gösterecektir... Bölede bizim de egemenlik haklarımız olduğunu unutmayın. Bizim de Mısır ile bir Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmamız var.
"Türkiye'nin yapmaya çalıştığı şey, diğer ülkelerin de egemenlik haklarını ihlal ediyor ve bu, uluslararası kamuoyu tarafından kesinlikle kabul edilmeyecektir. Ülkemiz ve müttefiklerimizce de kabul edilmeyecektir."
TIKLAYIN - Libya-Türkiye Anlaşması Neden Kriz Yarattı?
Akdeniz'deki sondaj çalışmalarıyla ilgili 2019 yılında Türkiye ve Libya arasında imzalanan anlaşmaya karşı çıkan Yunanistan, 10 Aralık 2019'da Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde itirazda bulunmuştu.
2011 sonrası Libya2011'de Muammer Kaddafi'nin devrilmesinin ardından iç savaşa sürüklenen Libya, Birleşmiş Milletler'in (BM) de tanıdığı Trablus merkezli Ulusal Birlik Hükümeti ile ülkenin doğusunda Halife Hafter komutanlığındaki Libya Ulusal Ordusu desteğiyle kontrolü elinde bulunduran Tobruk merkezli hükümet arasında bölünmüş durumda. Doğudaki hükümet Fransa, Rusya, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından desteklenirken İtalya, Türkiye ve Katar Trablus'taki Ulusal Birlik Hükümeti'ne destek veriyor. |
(SD)