Alex de Jong Hollanda'nın Grenzeloos gazetesi için Haneen Maikey ile queer olmak, Filistinli olmak ve Filistin özgürlük hareketine queer katkısı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdi.
Tlaxcala internet sitesinde yayınlanan söyleşinin kısaltılmış halini yayınlıyoruz.
Filistin toplumu, son 15 yılda belirgin bir queer sesin yükseldiği birkaç Arap toplumundan biri. Bunun sebepleri sizce nelerdir?
Aslında, Kuzey Afrika'da da bazı gruplar mevcut, henüz resmiyet kazanmamış birçok grup var; ama resmen örgütlenmiş gruplar sadece Filistin ve Lübnan'da. Filistin toplumu çok seküler ve örgütlü bir toplum. Direniş gündelik hayatın bir gerçeği ve kimliklerimize onyıllardır meydan okunmakta. Ben kuzeydeki küçük bir köyde büyüdüm ve ancak Kudüs'e taşınıp ırkçılıkla karşı karşıya kaldığımda Filistinli olduğumu keşfettim. Benim ailemde, 1948'in, Nakba'nın travmasını yaşamış olanlar bundan bahsetmezlerdi. İsrail toplumu sistemli olarak Filistinli kimliğini "İsrail'de yaşayan Araplar"a indirgiyor, dolayısıyla kimliğini keşfetme ve onun için mücadele etmek zorunda kalma deneyimi pek çok kişiye yabancı değil. Böyle bir deneyimi queer olmaya adapte etmek nispeten kolaydı.
Geçtiğimiz 63 yılda, sürekli İsrail toplumuyla kıyaslandık, mesela onlara göre bizim homofobik olmamız, queer bireyleri öldürmemiz gerekiyordu, onlardaysa eşcinsel hakları vardı. Böyle süregiden karşılaştırmalar insanı bu meselelere kafa yormaya zorluyor.
Filistinli kimliğinizi keşfetmeniz queer kimliğinizi keşfetmenizle nasıl kıyaslanabilir?
Daha kademeliydi, aslında hiç "açılmadım" diyebilirim, "açılacak" bir durum yoktu adeta. Al Qaws aracılığıyla, insanların rahat bir şekilde, başkalarının hikayelerini dinleyerek kendi cinsel kimliklerini keşfedebilecekleri bir ortam oluşturduk. Hem Filistinli hem queer olabileceğimi anladığım anı hatırlıyorum -önceleri queer olmak hakkında konuştuktan sonra dönüş yolunda Filistinli olduğum için İsrailli bir askerin kendimi tanıtmamı emretmesi garip geliyordu. Üyelerimizin çoğu bu durumu deneyimlemiştir. Görünürlük ve "açılmak" gibi Batılı stratejiler bizim için geçerli değil. Batıdaki eşcinsel özgürlük hareketi bize ilham verebilir ama biz onu kopyalayamayız. Birçok sebebin yanında, üyelerimizin çoğunun Batılıların düşündüğü biçimde "açık" olmamaları sebebiyle, Ramallah'ta bir Pride düzenlemenin bir faydası olmaz.
Hepimizin bu halimizi bilen bazı arkadaşları var, ailemizin bazı üyeleri biliyor, ama bazıları da bilmiyor. Farklı yerlerde, farklı insanlar olabiliyoruz. Kimliğimizde bu esnekliğe, "açılma töreni" olmadan da ulaşabiliyoruz. Hristiyan bir kültür değil bizimki, böylesi bir "itiraf", "günah çıkarma" geleneğine sahip değiliz. Batılı bağlamda, "açılma" toplumsal bağlamından organik olarak evrilmiş bir şey. Bireyci bir toplumdan gelen, bireysel bir yaklaşım. Filistin toplumuysa çok daha kolektif, adeta büyük bir ailenin parçası gibiyiz. Ebeveynlerim, onların yanından ayrılıp Kudüs'e yerleşmeme lezbiyen olmama kızdıklarından daha fazla kızıyorlar.
Filistinli başka queer veya feminist gruplarla ilişki içinde misiniz?
Filistinli eşcinsel kadınlardan oluşan Aswat, ki Arapça'da "ses" demektir, isimli bir grupla yakın ilişkilerimiz var. Aswat, feminist bir örgütlenmenin bağımsız bir bileşeni. Birlikte bir destek hattı çalışması yürütüyoruz, eğitimler düzenliyoruz; cinsel haklar, feminizm ve insan hakları üzerine çalışan hem İsrail içinden hem Batı Şeria'dan grupların bir araya geldiği geniş bir iletişim ağımız var.
İsrailli gruplarla iletişim halinde misiniz?
Bu karışık bir konu. Asıl odağımız Filistin toplumunda, dolayısıyla İsrailli gruplarla birlikte bir şeyler yapmaya çok da merakımız yok. Kişisel düzlemde, birbirimizi tanıyoruz, ama son üç yılda farklı yollara yöneldik. Biz daha radikal ve politik bir yöne gittik, ezilmenin farklı biçimleri arasındaki bağlardan bahsetmeye başladık; bu esnada, maalesef, İsrailli LGBT gruplarının çoğu ulusu kabullenme ve bir takım özel haklar kazanmak suretiyle entegre olma yoluna gittiler. Filistinli de olsa, İsrailli de olsa, ben bu tip bir liberal aktivizmi onaylamıyorum. Daha geniş toplumsal bağlamı unutmadan komünitelerinin haklarını savunmaya çalışan bazı anti-siyonist gruplarla iyi bağlarımız var.
İşgal haricinde, Filistinli queer bireylerin karşılaştığı sorunlar neler? Dini köktenciliğin yükselişine dair pek çok duyum alıyoruz örneğin...
Ben şahsen bu politik trendin gündelik hayat üzerinde bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Örtünen veya sakal bırakan insanlar bir yana, Filistin toplumu oldukça seküler bir toplum. Kudüs'te yaşayan ve Batı Şeria'da epeyce zaman geçiren biri olarak, ben ekstremist bir dini diriliş dalgası görmüyorum. Tel Aviv'de içtiğimden daha fazla birayı Batı Şeria'da içmişimdir sanırım... Ama Filistin toplumunda ciddi bir çeşitlilik de var, bazı insanlar büyük şehirlerde yaşıyor, bazıları küçük köylerde, tek bir deneyim olduğu söylenemez. İsrail içinde ve dışındaki Filistinli queer'ler için, iki tip zorluk var. İlki, tecrit edilmiş hissetmenin, heteronormatif bir toplumda yetişmenin, farklı olduğunuz için bir kriz yaşamanın evrensel zorlukları. Ve tabi homofobi de queer bireyler için bir diğer evrensel zorluk.
Filistin toplumunun tabi ki özel durumları var: Örneğin patriarka son derece güçlü. Küçük erkek kardeşler bile kendilerinden büyük ablalarının ne yapacağını belirleme hakları olmasını bekleyebiliyor. Başka bir özellik de cinsellik üzerine konuşma tabusu, heteroseksüel kişiler bile cinsellikten bahsetmezler. Eşcinsellik üzerine konuşmak, genel olarak cinsellik üzerine konuşulmasını zorlamanın bir yolu. Lezbiyen, gey ya da başka herhangi bir şey olduğumuzu gizlemiyoruz, ama bu konular üzerine bir tartışma yürütmenin önkoşulu cinsellikten bahsetmek.
İkinci zorluk tipi, çifte azınlık olmakla, hem Filistinli hem queer olmakla ilgili. Bir "Arap" veya "Filistinli" olarak sizi hedef alan ayrımcılıktan kaçamazsınız. Ayrımcılığın tamamı sistemli ve organize değil. Alışveriş yaparken aksanınızla dalga geçilmesinden, otobüste giderken birilerinin dönüp "Arapça duymak istemediğini" söylemesine, yolda askerler tarafından durdurulmaya kadar çeşitli tezahürleri var. Irkçılık çok yaygın. Batı Şeria'da, insanlar gündelik hayatlarında işgalle muhatap oluyorlar, seyahat özgürlüğünüz tüm o kontrol noktalarınca kısıtlanmış durumda. Filistin ve İsrail toplumlarındaki homofobiyle, işgalle ve ırkçılıkla karşı karşıyayız.
Filistin özgürlük hareketine, queer bir grup olarak, özellikle sunabileceğiniz katkılar neler?
En çok marjinalleştirilmiş olanların toplumsal değişimden en çok fayda sağlayacaklar olduğunu ve değişime en kararlı olanlar olduğunu düşünüyorum. Spesifik olarak eşcinsellikten bahsetmeyi ve eşcinsel hakları için çalışmayı seçebilirsiniz -ama aynı zamanda genel olarak cinsellikten ve diğer marjinalleştirilmiş cinselliklerden bahsetmeyi, insan haklarından bahsetmeyi ve kendinizi şahit olduğunuz tüm diğer ezilme biçimleri üzerinden temellendirmeyi de deneyebilirsiniz. Bizim yapmaya çalıştığımız bu, eşcinseller dışında kalan kategorileri de kapsamak istiyoruz.
İsrail hükümeti, eşcinsel hakları meselesini kendini Ortadoğu'da bir eşcinsel cenneti olarak sunmak ve Filistin toplumunu içsel olarak homofobik olmakla suçlamak için kullanıyor. Bizim deneyimimiz bize özgün bir perspektif sağlıyor. ABD'de turda olduğum zamanlarda, Siyonistler bizimle muhatap olmadı. Biz tartışmış olmayı isterdik, ama onlar bir türlü Filistinli, politik ve queer bireyler olmamızla yüzleşemediler -onlara kalsa ya Filistinli otoritelerce öldürülüyorduk ya da zaten hiç var olmamıştık.
Ana politik kampanyalarımızdan biri "pinkwashing" denen, İsrail hükümetinin daha büyük kampanyasının bir parçası olan şeye -İsrail'deki nispeten ileri olan eşcinsel haklarının uluslararası kamuoyunun dikkatini insan hakları ihlallerinden ve işgalden uzaklaştırmak için kullanılmasına karşı çıkmak. Sıklıkla "İsrail eşcinsel hakları politikalarını duyurmak istiyorsa ne olmuş?" itirazıyla karşılaşıyorum. Ama mesele eşcinsel hakları değil; İsrail, insan hakları ihlalleri gerçekleştiriyor, başka halkları işgal altında tutuyor ve benim hayatımdaki zorlukları ve benim adımı toplumumu geri ve homofobik addetmek için kullanıyor. Mücadelem kenara atılıyor ve halkım canavarlaştırılıyor. Bunun uluslararası imajımıza doğrudan etkisi var, ama daha önemlisi Filistinli eşcinsel gençler üzerindeki etkisi -gençler bu fikirleri içselleştiriyor ve kaçıp eşcinsel haklarının sözde kalesi İsrail'e yerleşme hayalleri kuruyorlar. Oysa kanunlar çok açık: Filistinliler İsrail'de sığınmacı statüsü alamazlar, İsrail Filistinli eşcinsellere yardım etmez, onları korumaz. İsrail'in bu göz boyama tavrı politik bir duruşumuz olması gerekliliğinin bir diğer sebebi. (YY)