26 Mart 2023’te Zonguldak Karabük yolu üzerindeki Filyos Çayı'nda cansız bedeni bulunan Gabonlu üniversite öğrencisi Jeannah Dinabongho Ibouanga'nın iddianamesi kabul edildi.
Dina'nın, 55 yaşındaki Dursun A.'nın otomobilinden cinsel saldırı sonucu kaçtığı, A.'ın ısrarlı takibi sonucu Dina'nın dereye düştüğü tespit edildi.
Telefonunda siyahi kadınların fotoğrafları çıkan A., ifadesinde 'siyahi kadınlardan hoşlandığını' söyledi.
Karabük Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianameyle Dursun A. hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "cinsel istismar" suçlamasından 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
HABER / İZLENİM
Dina’yı Gabon’a uğurladık: Bu dava bize emanet
KADINLARIN GÜNDEMİ
Mülteci kadın ve çocukları korumak zorundasınız!
İlk duruşma 8 Kasım'da
Dina’nın telefonunda yapılan incelemede annesiyle yaptığı görüşmelerde, kayıp telefonuyla ilgili olarak kendisine cinsel ilişki teklifinde bulunulduğu, Karabük'te kalmak istemediği, kaldığı takdirde ölüsünü bulacaklarına ilişkin mesajlaşmalar bulunduğu aktarıldı. Ancak Dina'nın kendisini tehdit eden, cinsel birlikteliğe zorlayan kişi veya kişilerle görüşmeye rastlanılmadığına iddianamede yer verildi. Cinayetle ilgili gözaltına alınan 7 kişi hakkında ise takipsizlik kararı verildiği anlaşıldı.
Tek sanık A., 8 Kasım Çarşamba günü Karabük Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak.
Feminisler Karabük'e gidiyor
Türkiye’nin farklı noktalarından feminist kadınların kurduğu Dina İçin Feministler’in çağrısıyla bir grup kadın da davayı izlemek üzere Karabük’e gidiyor.
Duruşma öncesinde açıklama yapan feministler, şöyle seslendi:
*Türkiye gibi kadın cinayetlerinin, tecavüzün, çocuk istismarının çok yoğun yaşandığı, koruyucu-önleyici tedbirlerin alınmadığı, faillerin gerektiği gibi yargılanmadığı, haksız tahrik indirimleriyle ve cezasızlıkla ödüllendirildiği bir ülkede; Dina gibi genç, Türkçe bilmeyen, göçmen bir kadın söz konusu olunca erkek şiddetinin nasıl katmerlendiğini biliyoruz. Bu nedenle Dina’nın ölümüne sebep olan bütün faillerin açığa çıkarılıp cezalandırılması ve gerçekliğin aydınlatılması için bu davayı takip ediyoruz."
“Öğrenciler çetelerle işbirliğine zorlanıyor”
*Dina’nın anne ve babasının kadınların bu dosyayı takip etmesine karar vermesi ve feminist avukatları yetkili kılmasından sonra Karabük’e gittik.
*Küçük bir şehir olan Karabük’te kurduğumuz temaslar sonucu Türkiye hükümetinin belirlediği yüksek rakamları ödeyen gençleri toplamda üç şehre yerleştirdiğini, “yabancı öğrenci turizmi” olarak adlandırılabilecek bu durumun bu 3 şehrin ağırlıklı geçim kaynağı haline geldiğini, Karabük Üniversitesi’nde başkaca ülkelerden gelen öğrenci sayısının 8.000’i bulduğunu, ağırlıklı bölümünü de Afrika'dan gelen öğrencilerin oluşturduğunu öğrendik.
“Dina istemediği bir durumun içine sokuldu”
*Türkiye’ye eğitim almak için gelen ve büyük çoğunluğu dar gelirli ailelerinin çocukları olan göçmen öğrenciler Türkiye’deki ekonomik kriz koşullarında geçimlerini güçlükle sağlıyor.
*Karabük’te neredeyse herkes bir “fuhuş çetesi”nden, bu çetenin üniversite öğrencilerini ve bilhassa siyah genç kadınları “fuhuşa” zorlamasından, ülkenin farklı yerlerinden erkeklerin bu amaçla Karabük’e geldiğinden, öğrencilerin bir kısmının da bu çetelerle iş birliği halinde olduğundan söz ediyor.
*Bu bilgiler ve izlenimler neticesinde Dina’nın o gece bulunduğu apartmanda ne yaşandığının, Dina’nın apartmanın bodrum katında tanık anlatımına göre çığlık atarak kurtulmaya çalıştığı erkeğin veya erkeklerin kim olduğunun, Dina’nın bu bodrum kata neden indiğinin veya indirildiğinin, basına da yansıdığı üzere buradan yaralanmak pahasına bahçe duvarlarından atlayarak neredeyse yalınayak kaçmasını ve nihayetinde Dursun A.’nın arabasına binmesini gerektirecek düzeyde ne yaşandığının aydınlatılması gerekiyor. Zira tüm bunlar Dina’nın istemediği bir durumun içine sokulduğunu belki o bodrum katında cinsel ilişkiye zorlandığı için panik halinde kaçmış olabileceğini düşünmemize neden oluyor.
“Etkin soruşturma yürütülmedi”
*Soruşturmanın başından itibaren kısıtlılık (gizlilik) kararı alındığı için otopsi raporları dışında hiçbir belgeye özellikle de tanık ifadelerine ulaşmamız mümkün olmadı. Bu nedenle soruşturma savcısı tarafından etkin bir soruşturma yürütülmesini ve tüm deliller detaylı biçimde değerlendirilerek eksiksiz bir iddianame düzenlenmesini ümit ettik.
*Netice itibariyle iddianame düzenlendi ve kovuşturma aşamasının başlamasıyla birlikte dosyadaki kısıtlılık kararı kaldırıldı. Ancak erişebildiğimiz belgeler ne soru ve kaygılarımızı ortadan kaldırıyor ne de tatmin edici cevaplar sunuyor. İddianame ile yalnızca Dina’nın bulunduğu apartmandan kaçtıktan sonra bindiği otomobili kullanan şüpheli olan Dursun A.’ya Ceza Kanunu’nun 81/1. maddesinde düzenlenen “kasten öldürme” ve 103/1 maddesinde düzenlenen “cinsel istismar”a teşebbüs suçlarından dava açıldı. Dolayısıyla gecenin ilk bölümünde neler yaşandığı, Dina’nın neden can havliyle koşarak uzaklaşıp araca bindiği, şüphelinin kendi beyanıyla neden “bir anda seyir halindeki aracın kapısını açarak inmek istediği” ve iki olay arasında bir bağlantının bulunup bulunmadığı belirsizliğini koruyor.
“İddianamenin kabulü mümkün değil”
*Diğer sanıklar yönünden ise etkin bir soruşturma yürütülmeksizin, şüpheli ve tanık ifadelerindeki bariz çelişkiler aydınlatılmaksızın, şüphelilere ilişkin yapılan tanık teşhislerini göz ardı ederek, şüphelilerin kendi aralarındaki ilişkiler anlamlandırılmadan takipsizlik kararı verildi. Telaşla hazırlanan ve eksik tahkikatla tek bir şüpheli üzerinden kurgulanan bu iddianamenin tarafımızca kabulü mümkün değildir.
*Dina’nın ölümünün aydınlatılmasını ve tüm faillerin yargılanmasını sağlamak üzere mücadele etmeye devam ediyoruz.
“Şüpheli ölümler politiktir”
*Bu davayı takip etmeye başladığımız günden bugüne dek söylediğimiz gibi Dina’nın ölümün ardındaki gerçekliği görüyoruz ve şüpheli kadın ölümlerinin arkasında erkek şiddeti olduğunu biliyoruz. Göçmen kadınlar patriyarka ve ırkçılık nedeniyle katlediliyor ve bu cinayetler münferit değil.
*İstanbul’da tecavüze maruz bırakıldıktan sonra camdan atılarak katledilen Jesca Nankabirwa, Sakarya’da tecavüze maruz bırakıldıktan sonra katledilen Emani El Rahmun, tecavüze maruz bırakılıp katledilen Violet Nantaba ve erkek şiddetine maruz kalıp tedavisi bitmeden sınır dışı edilen kardeşi Beatrice Babirye, AKP milletvekili Şirin Ünal’ın evinde hayatını kaybeden Nadira Kadirova, AKP Milletvekili Tolga Ağar'ın cinsel saldırısına maruz kalıp şikâyetçi olduktan sonra evinde ölü bulunan Yeldana Kaharman ve bugün ise Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın Karabük’teki ölümü, göçmen kadınlara yönelik erkek şiddetinin sistematikliğini göz önüne seriyor. Irkçılığa, cinsiyetçiliğe, sömürüye ve katmanlı biçimde erkek şiddetine maruz kalan göçmen kadınların “şüpheli ölümleri” politiktir diyoruz.
*Dina İçin Feministler dava takip grubu olarak basın mensuplarını bu davayı takip etmek, Dina İçin Adalet talebimizi haberleştirmek ve 8 Kasım 2023 günü saat 11.45’te gerçekleşecek ilk duruşmayı izlemek üzere Karabük Adliyesi’ne çağırıyoruz.
*Dina’nın sesini duyuyoruz, feminist dayanışmayı yükseltiyoruz!
Duruşma tarihi: 8 Kasım 2023
Saat : 11.45
Yer : Karabük Ağır Ceza Mahkemesi
(EMK)