* Fotoğraf: Pixabay
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “önümüzdeki dönem bir fay yasasının çıkarılması için çalışmalara başlandığı yönünde” açıklamaları üzerine, hangi kanunlarda nasıl değişiklikler yapılması gerektiğine dair önerilerini paylaştı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere ilgili Bakanlıkların bu konuda bugüne kadar yaptıkları düzenlemelerin toplumun ihtiyaçlarını afet risklerini önceleyen, zarar azaltıcı bir bakış açısı ile karşılamadığını kaydeden Jeoloji Mühendisleri, çalışmaların “beton lobisinin istem ve çıkarları yönünde” yapıldığını söyledi.
Çıkarılması planlanan ve kısaca “fay yasası” olarak tanımlanan kanun, deprem, heyelan, çığ düşmesi ve sel gibi doğa kaynaklı olayların afete dönüşmemesi için yapılaşmaya getirilecek kısıtlamaları kapsıyor.
Jeoloji Mühendisleri, “Vurguladığımız düzenlemeleri içeren bir fay yasasına ‘evet’ diyoruz. Aksi takdirde rant politikaları yaklaşımını temel alan, yapı denetim kuruluşları ile ve beton lobisinin istem ve çıkarları doğrultusunda yapılacak bir fay yasasının toplumu doğa kaynaklı afetlere karşı koruması mümkün değil” diyerek önerilerini sıraladı:
7269 sayılı kanun
* 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlere Dair Kanun “afet öncesi, sırası ve sonrası” yapılacak iş ve işlemlere açıklık getirecek şekilde yeniden düzenlenmeli.
* Yine kanunun 2. maddesi “…yapılacak özel jeolojik araştırmalar sonucunda” aktif olduğu tespit edilen fay hatları ve zonları üstüne yapı yapılamayacağı mutlaka vurgulanmalı, ayrıca “DSİ Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanacak taşkın tehlike ve risk haritalarına göre taşkın riski yüksek olan alanlar ile heyelan, çığ ve kaya düşmesi tehlikesi ile karşı karşıya bulunan alanların yapılaşmaya açılmayacağı” şeklinde düzenlenmeli.
3194 sayılı kanun
* 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. Maddesindeki “mekansal strateji planı” tanımı içine, “sağlık ve afet politikaları” kavramı da alınarak madde “…ekonomik, sosyal, sağlık, çevre ve afet politikaları…” şeklinde yeniden düzenlenmeli.
* Yine 8. maddeye ek fıkra düzenlemesi yapılarak “7269 sayılı yasaya göre afet riski bulunan alanlar “imar planlarına işlenmeli ve imar planları kapsamı içinde yapılaşmaya açılmayacağı” vurgulanmalı.
* 22. maddesine yapılacak revizyonla “ruhsat vermeye yetkili belediye ve valiliklerin” 7269 sayılı yasaya göre “afet riskli alanlar içinde bulunan parsellere yapı ruhsatı verilmez” şeklinde bir düzenlemeye gidilmeli.
4708 sayılı kanun
* 4708 sayılı Yapı Denetimi Kanunun 3. Maddesinde düzenleme yapılarak, binaların oturduğu zeminler için yapılacak jeolojik araştırmaların “yerinde denetimi esas alacak şekilde kontrol ve denetim hizmetlerinin yürütüleceği” açıkça belirtilmeli.
* Ayrıca söz konusu kanuna ek madde ilavesi ile aktif fay zonları, dere yatakları, taşkın, heyelan, kaya ve çığ düşmesi sınırları içinde yer alan alanlar içinde yapılacak olası yapıların proje müellifliğini veya fenni mesuliyetini üstelenen mühendis ve mimarlara yönelik “caydırıcı işlemlerin tesis edileceğini” belirtir düzenleme yapılmalı.
6306 sayılı kanun
* Aktif fay zonlarının üstü, dere yatakları, taşkın, heyelan, çığ ve kaya düşmesi tehlikesi alan sınırları içinde kalan yapılar öncelikle 6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun” kapsamına alınarak kamusal bir anlayışla kentsel dönüşüm çalışmaları hızlandırılmalı, ancak afet riskli alanlar içinde bina veya konutu bulunan vatandaşların mağdur edilmemesi için uygun alanlarda barınma ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanacağı çözüm önerileri geliştirilmelidir.
* Dere yataklarının doğal akışının değiştirilmesine, kesitlerinin daraltılmasına, moloz ve çöp döküm alanı, yol ve altyapı tesisi amaçlı kullanımına son verilmeli, bu kapsamda DSİ Genel Müdürlüğünce yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
Belediye kanunları
* 5393 sayılı Belediye Kanunu ile 5213 sayılı Büyükşehir Belediyeleri Kanununda değişiklik yapılarak, aktif fay hatlarının üstü, dere yatakları, taşkın alanları, heyelan çığ veya kaya düşmesi tehlikesi yaşanacak alanların yeşil alan kullanımı dışında, hiçbir amaçla kullanılmayacağı, bu alanları farklı amaçla kullanıma açanlara yönelik idari ve cezai yaptırımların uygulanacağına yönelik düzenlemeler yapılmalı.
* 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, 2644 sayılı Tapu Kanunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılarak, kanunun yürürlük tarihinden sonra aktif fay hatlarının üstü, dere yatakları, taşkın alanları, heyelan, çığ veya kaya düşmesi tehlikesi bulunan alanlarda yapılacak yapıların alım, satım ve devir işlemlerinin yapılamayacağına ilişkin kısıtlayıcı düzenlemeler gerçekleştirilmeli.
Türk Ceza Kanunu
* Türk Ceza Kanunda değişiklik yapılarak aktif fay hatlarının üstü, dere yatakları, taşkın alanları, heyelan ve kaya düşmesi tehlikesi bulunmasına rağmen bu alanlarda yapı yapılmasına müsamaha gösteren veya izinsiz yapı yapmak suretiyle can kayıplarına neden olanlar hakkında cezai işlemler yürütülmesini sağlayacak düzenlemeler yapılmalı.
8 aylık afet bilançosu
Jeoloji Mühendisleri Odası’nın açıklamasında Ocak 2020’den bu yana yaşanan afetlere ilişkin de şu bilgiler paylaşıldı:
“Ocak 2020’den bu yana geçen yaklaşık 8 aylık zaman dilimi içinde; Elazığ-Sivrice, Malatya-Pütürge, Van-Başkale, Bingöl-Karlıova, Manisa-Akhisar’da yaşanan depremler, Van-Bahçesaray’da yaşanan çığ düşmesi ile Adana, Mersin, Antalya, Bursa, İstanbul, Rize, Artvin, Trabzon ve en son Giresun’da yaşanan taşkınlar sonucunda 120’yi aşkın vatandaşımız yaşamını yitirmiş, 25 bini aşkın konut veya işyeri hasar görmüş, 8-9 milyar lirayı aşan maddi kayıplar ortaya çıkmıştır.” (TP)