Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a söylediği “faşist diktatör” sözüyle ilgili hakaretten mahkum oldu ve 30 bin lira tazminat ödemesine karar verildi.
Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın, Twitter’dan şu açıklamayı yaptı: “Bülent Tezcan aleyhine 'faşist diktatör' dediği için açtığımız manevi tazminat davasında, mahkeme 30 bin TL manevi tazminata hükmetti. Sayın Cumhurbaşkanımızın kişilik haklarını ihlal edenler, konumu ne olursa olsun hukuk önünde hesap vermekten kurtulamayacaklardır.”
Ne olmuştu?
Bülent Tezcan, 30 Ekim 2017’de Tekirdağ’daki konuşmasında “Recep Tayyip Erdoğan, faşist diktatördür. Hem de onların anladığı dilden söylüyorum. Şeddelisidir diktatörün şeddelisidir hem de” dedi.
Tezcan’ın bu konuşmasının ardından sosyal medyada kendisiyle ilgili hakaret ve küfür içeren paylaşımlar yapıldı, yargılanması istendi.
Ertesi gün (31 Ekim 2017) Cumhurbaşkanı Erdoğan Tezcan hakkında suç duyurusu yaptı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı da aynı gün CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Tezcan hakkında soruşturma başlattı.
İçişleri Bakanı Soylu da Tezcan'ın sözlerine şöyle tepki gösterdi: “Bu sözler kelimenin tam anlamıyla şeytan dillidir. Ve bunun hesabı sorulur, çok açık ve net.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Kasım 2017’de Tezcan hakkında ayrıca 50 bin TL’lik tazminat davası da açtı.
Tezcan ise aynı gün yaptığı açıklamada, “Türkiye'de yaratılan bu faşist diktatörlük ortamından rahatsız olan Ak Partili bakanlar, belediye başkanları biz bunları söyledikçe rahatlıyor” dedi.
3 Kasım’da Tezcan hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ardından Tekirdağ’da ikinci soruşturma açıldı.
Erdoğan, 9 Kasım 2017’de Tezcan’ın sözleriyle ilgili şu yorumu yaptı:
“Kalkıp şahsımı faşist ve diktatörlükle tavsif eden bu zihniyeti ben halkıma özellikle havale ediyorum. Eğer bu ülkede şahsım veya bir diktatörlük olsaydı sen kalkıp da ne Tekirdağ'ın meydanında öyle konuşabilirdin... Adamı alıp götürürlerdi. Hiç şakası yok. Diktatörlüğün olduğu bir yerde sen öyle konuşamazsın. Ne senin Genel Başkanın öyle konuşabilir ne de sen öyle konuşabilirdin.” (AS)