Evde, ama bir başka evde bir oda hayal edin... Her taraf kot pantolon, kot etek, kot çanta, kot bluz, kot ceket... Yine boncuklar, taşlar, iplikler....
Hayal gücümüzü zorlayacak düzeyde, ancak su gibi, ekmek gibi gerçek evlerin gerçek odaları bunlar... Ve kadınlar, özellikle büyük şehirlerde, hiçbir istatistikte yer almadan, varlıkları bilinmeden, tam bir arı kolonisi gibi çalışıyorlar. Kot pantolonların paçalarına taş işliyor, parçaları birleştirip mandal yapıyor, tezgahlarda ya da büyük giyim mağazalarının vitrinlerindeki aksesuarlara kadar bir çok farklı ürünü elleriyle işliyorlar...
Türkiye gibi işsizliğin çok büyük rakamlara ulaştığı, çalışma yaşamının evli ve çocuklu kadınlara göre düzenlenmediği, özellikle büyük şehirlerde kadınların neredeyse ev hapsi yaşadığı koşullarda; bazen evde çalışmak bir çok sıkıntıyı ortadan kaldırıyor.
Ortadan kalkan en büyük sıkıntı çocukların bakımı ve ulaşım problemleridir. Yoksul bir ailede annenin asgari ücretle işe girmesi, ancak çocukların bakımını üslenecek bir yakının ve işyerinin eve yürüme mesafesinde olmasıyla mümkündür.
Bunların dışındaki nedenler de -örneğin kadının eğitimsizliği, kadın cinsiyetine yönelik baskılar, evde aile bütçesine katkı sağlayabileceği bir işi yapmak- kadınlar açısından evde çalışmayı daha da uygun hale getirmektedir.
Kadının ev içindeki görünmeyen emeği, son derece bunaltıcı, sürekli tekrar eden ve kadını tüm gelişmelere dışarıdaki hayata kapatan bir özelliktedir. Üstelik evde yaptığınız işin süresi, molası, tatili yoktur. Bu zeminin üzerine bir de evde yapmak üzere aldığınız bir işi düşünün:
İş haftalık bir iş... 500 tane kot çantanın üzerine çiçek işleyeceksiniz renk renk taşlarla. Yanınıza en az beş kişi bulacaksınız, çantanın tanesi 500 bin liradan, işi hiç hatasız ve süresinde teslim edeceksiniz. Günde en az 12-13 saat çanta işleyip, çocukları okula gönderip, yemek, alış veriş ve temizlik yapacaksınız. Evde bakıma ihtiyacı olan bebeğinize ya da kayınvalidenize bakacaksınız, her türlü hizmeti aile bireyleri dışında, çantaları birlikte işlediğiniz komşulara akrabalara vermeye devam edeceksiniz. Çünkü, işi organize eden sizsiniz.
Sürekli oturarak çanta işleyip, bulduğunuz ilk fırsatta evin içindeki işleri yetiştirmeniz gerektiği için sürekli ayakta ve çok hızlı olacaksınız. Bir süre geçtikten sonra beliniz ve boynunuza ağrılar yerleşmeye başlayacak. Ama zaten fazla sayıda doğum, kötü beslenme, rutubetli bir evde yaşamaktan kaynaklı alışkınsınız bir çok ağrıya. Ve toplumun en savunmasız, en ağır işçilerinden biri olarak, evin dışındaki hayattan tamamen izole olacaksınız. Ancak tüm bunlara rağmen annesiniz, eşsiniz ve eve az da olsa para girecek, çocuğunuzun okulunda eğitime katkı payını, çocuğunuzun harçlığını vereceksiniz içiniz rahatlayarak...
Ve artık bekleyeceksiniz bir daha ne zaman iş getirecek, sizi düşünen, kollayan o tanıdığınız... (OY/BB)