Bir eğitim yılının sonundayız ve 2002-2003 öğretim yılı ders kitapları tartışması gündeme geldi. Kitapçılar, Ağustos ve Eylül aylarında ki satışlar için senetlerini imzaladı. Öğretmenler önümüzde ki öğretim yılı için okutacağı kitapları seçiyor.
Kitapçılar projeden rahatsız
Türkiye' de ilköğretimde okuyan 15 milyon öğrenci var ve okudukları kitapların toplam maliyeti Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hesaplanmış, 280 trilyon lira. Bakanlık, Onaylı ve basılı tüm ders kitaplarını alacağım ve ben dağıtacağım diyor. Toptan Kitap Dağıtımcıları Derneği Başkanı Nihat Emeksiz, konuyla ilgili açıklamalarında kitapçıların ve toptancıların bu duruma hazır olmadığını belirtiyor. Eğer ders kitabı satamazsak hepimiz batarız, kitapçılar dağıtımcılarla anlaşmalarını yaptılar, talebimiz projenin 2 yıl ertelenmesidir diyor.
Bedava kitap dağıtmak, 3 Kasım seçimleri öncesinde Genç Parti (GP) Genel Başkanı Cem Uzan'ın meydanlarda kullandığı vaatlerden biriydi. Daha sonra AKP Genel Başkanı bunu partisinin görüşü olarak açıklamıştı. AKP hükümetinin ilk Milli Eğitim Bakanı Erkan Mumcu'nun açıklamalarında yer alan proje, yeni bakanın yeni icraatı.
Dünya Bankası'ndan alınan eğitime destek kredisinin 90 trilyon lirası, ilk ödeme için kullanılacak. Kitapçıların korkusu ise, kitaplarının ellerinde kalması. Dünya Bankası kredileri ile, bir çok ülkede okuyan yoksul öğrenciler bedava kitap dağıtılıp, ülkelerin büyük şirketlerine para aktarılıyor.
Devlet(!) Okullarını Sat, Özel Okullara Kaynak Aktar
Bu tartışmalara yeni eklenen, özel okulların kontenjan açığını kapatmak için başlatılan operasyon... Özel okul kontenjanlarının doldurulması içinse, 15 trilyon toparlaması gerekiyor bakanlığın. Öyleyse kaynağı bulmak için, devlet okullarını ve arazilerini satışa çıkarmak iyi fikir. Satılıp para edecek ne varsa satılacak, yoksul öğrencilerde bedava kitapları ile yeni özel okullara kayıt yaptıracaklar.
Özel okulların öğrenci kapasitelerinin yüzde 40 'ı boştu bu öğretim döneminde. Yaklaşık 200 bin öğrenciye karşılık geliyordu özel okulların açığı. Bugünkü proje ile, bakanlık ancak 10 bin öğrenci açığını kapatacak, parası neyse özel okullara ödeyecek.
Henüz yapılacak sınav Bakanlığın takviminde de yok. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme'nin (ÖSYM) yapılacak sınavdan haberi yok. Alınan kararların hızı ve açıklamalar yaşanacak krizin ipuçlarını gösteriyor.
Eğitim alanında yaşanan parça parça özelleştirmeler (okul bahçelerini otopark yapmaktan, okul kantinlerini ihale usulüyle kiraya vermeye ve taşeron firmalara temizlik, yemek, servis v.b. hizmetleri yaptırmaya kadar) okul binalarını ve arazilerini satmaya, kiralamaya kadar vardı.
Son 15 yılda özelleştirme denilince, Kamu İktisadi Teşekülleri'nin (KİT) satışı akla geliyordu. Ve klasik anlamda satılacak fabrikanın işçilerinin direnişi, halkında katılımıyla bir miktar genişliyor ve bir süre geçtikten sonra işçiler yoruluyor, sendika yöneticileri pazarlıklara başlıyordu.
Bundan sonraki süreç açısından, sermayenin ve devletin yeniden yapılandırılması, yukarıda ki aslında resmin küçük parçasının diğer parçalarla birleştirilmesi olarak yaşanacak. Hala gazetelerde okuduğumuz, Milli Piyango İdaresi, Petkim, POAŞ , TEKEL v.b. özelleştirmeleri sürerken, Bakanın en son açıklaması ile kaynak sorunun nasıl çözüleceği de belli oldu. 14 Mayıs' ta Bakan Çelik, okullar taranıyor, arsası kıymetli olan hemen satışa çıkarılacak, dedi.
AKP Hükümetinin hızlanan projelerinin tamamı, İş Yasası, Kamu Reformu, özelleştirmeler, yeni sosyal güvenlik sistemi tartışmaları ve hazırlıkları, eğitim ve sağlık alanında ki hazırlıklarla sürecek. Satılacak her şey bedava. (NK/BB)