HDP İzmir Milletvekili Ertuğrul Kürkçü tarafından Başbakanlığa verilen "çöktürme planı" ile ilgili soru önergesi TBMM Başkanlığı tarafından işleme konulmayarak iade edildi.
Soru önergesinin iade gerekçesi olarak TBMM İçtüzüğü’nün 96’ncı ve 97 maddeleri gösterildi.
TBMM Başkanı tarafından imzalanan üst yazıda iade gerekçesi şöyle belirtildi:
"TBMM içtüzüğünün 96'ıncı maddesine göre soru; kısa, gerekçesiz ve kişisel görüş ileri sürülmeksizin; kişinin özel yaşama ilişkin konuları içermeyen bir önerge ile açık ve belli konular hakkında bilgi istemekten ibarettir.
TBMM içtüzüğünün 97. maddesi istişare amaçlı konular içeren soruların başkanlıkça kabul edilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
İlgi önergenizin 3 numaralı sorusunun son sorusu ile 6, 7, 8 numaralı soruları içtüzük hükümlerinde belirtilen nitelikleri taşımadığından önergeniz işleme konulamamış ve ekte iade edilmiştir. Söz konusu sorular çıkarıldığı veya içtüzük hükümlerine uygun olarak yeniden düzenlendiği takdirde önergeniz işleme konulacaktır"
Çöktürme planı Eylül 2014'de yapıldı
Ertuğrul Kürkçü soru önergesinde AKP hükümetinin talimatıyla “Çöktürme” adlı eylem planının hazırlandığına yönelik iddiaların doğru olup olmadığını sormuştu. Basına yansıyan haberlerde Eylül 2014’te Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı’nca hazırlanarak Genelkurmay Başkanlığı’na sunulan ve “Genelkurmay Strateji Plan Dairesi, Strateji Şube Müdürlüğü”nün “Çöktürme” planı adını verdiği “gizli” ibareli eylem planı hazırlandığı iddia edilmişti.
Sri-Lanka modeli
Kürkçü, soru önergesinde bu savaş simülasyonunun Sri-Lanka hükümetinin Tamil ülkesinin bağımsızlığı için mücadele eden Tamil Kaplanları örgütüne karşı uyguladığı yoketme harekatı modelinin Türkiye’de de Kürdistan İşçi Partisi’ne (PKK) karşı uygulanmasını hedef aldığı iddialar arasında olduğunu belirtmişti.
16 Ağustos 2015’te Muş Varto ile başlayan sokağa çıkma yasakları sürecinin Eylül 2014’te planlandığını ortaya koyan bu eylem planı için başbakan Ahmet Davutoğlu'nun yanıtlaması için Kürkçü 11 soru sormuştu.
10 bin ila 15 bin imha
Gerekçe bölümünde ise planda “Ablukaya alınan yerleşkelerde, yaşamsal alanlar tahrip edilerek geri dönüş koşulları ortadan kaldırılacak. Kitlesel imhalar, tutuklama ve boşaltmalarla yerleşkeler huzura kavuşturulacaktır. Yapılacak bastırma operasyonlarında 10 bin ila 15 bin imha, 8 bin civarı yaralı, 5-7 bin arası tutuklama, bombalanmış küçük ve büyük yerleşim alanlarında 150-300 bin civarı insanın yer değiştirmesi planlanmakta” olduğu iddialarını hatırlatmıştı.
Yanıtlanmayan 11 soru
Meclis başkanlığının işleme koymadığı 11 maddelik soru önergesi şöyleydi:
1- Hükümetiniz Eylül 2014’te Kamu Güvenliği Müsteşarlığı’na yukarıda sözü edilen savaş simülasyonunu/eylem planını hazırlaması için talimat vermiş midir?
2- Eylül 2014 sonrasında veya öncesinde düzenlenen Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında yukarıda sözü edilen eylem planı üzerinde görüşme yapılmış mıdır? Yapılmışsa bu görüşmenin içeriği nedir?
3- Eylül 2014’te Kürt Sorunu’nun çözümü hedefiyle “barış ve müzakere süreci”nin henüz süregitmekte olduğu bilinmektedir. Yukarıda iddia edilen planın çözüm süreci içinde hazırlanmasının sebebi nedir? Hükümetin ve Genel Kurmay’ın müzakere sürecinde bu çapta bir “imha planı” hazırlığı içinde olduğu müzakereyi PKK lideri Abdullah Öcalan ile doğrudan yürüten “devlet heyeti”nin de bilgisi dahilinde midir?
4- Basında, yukarıda söz edilen planın güncellenerek hükümetiniz tarafından onaylanıp yürürlüğe konulduğu iddia edilmektedir. Bu iddialar doğru mudur? Eğer doğru ise bu karara ne zaman varılmıştır? Bu karardan AKP milletvekillerinin haberi var mıdır? Bu planla ilgili TBMM’de grubu bulunan partilerin bilgilendirilmemesinin nedeni nedir?
5- Yukarıda yer alan planın içeriği ile, günümüzde Cizre, Nusaybin, Silopi, Sur, Dargeçit ve Silvan ilçelerinde devlet güvenlik güçleri tarafından uygulanan yöntemlerin tıpatıp örtüştüğü görülmektedir. Gerek sivil kayıpların yüksekliği gerekse yöntem ve strateji açısından söz konusu ilçelerde uygulamaya konulan devlet pratiği ile yukarıda sözü edilen “çöktürme” eylem planı arasındaki bu tam uyum hangi sebepten kaynaklanmaktadır?
6- TBMM Komisyonlarına bilgi veren uzmanlar, Kürtlerin haklarını elde etme hedefiyle silahlı mücadele yürüten PKK’nin savaşçı sayısının 3 ila 5 bin arasında olduğunu bildirmişlerdir. Söz konusu “Çöktürme” planının “10 bin ila 15 bin imha, 8 bin civarı yaralı” ile sonuçlanması öngörüldüğüne, PKK savaşçılarının önemli bir bölümünün de Türkiye toprakları dışında konuşlandığı bilindiğine göre, hükümetinizin bu planla emri altındaki silahlı güçlerin binlerce sivil yurttaşımızın yaşam hakkına son vermesini göze aldığı anlaşılmaktadır. Sivillere yönelik, hiçbir yasaya, uluslararası anlaşmalara ve taahhütlere, demokratik ölçütlere sığmadığı açıkça ortada olan bu plana hükümetiniz hangi gerekçe ile onay vermiştir? Bu şiddette bir harekatın gerçekleştirilmesi için TBMM’ye bilgi vermek, sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan etmek gereği neden duyulmamıştır?
7- Raporda yeralan “yapılacak bastırma operasyonlarında 10 bin illa 15 bin imha, 8 bin civarı yaralı, 5-7 bin arası tutuklama, bombalanmış küçük ve büyük yerleşim alanlarında 150-300 bin civarı insanın yer değiştirmesi planlanmaktadır.” ifadeleri doğrusuysa planlanan eylemlerin “tehcir” ve “soykırım” tanımlarına uyduğu gözlenmektedir. Bu eylemlerin “insanlık suçu” olduğunu ve Türkiye’nin “Soykırımı Önleme Uluslararası Sözleşmesi”nin imzacılarından biri olduğu düşünüldüğünde bu sözleşmeden kaynaklı uluslararası yükümlülüklerinizi karşılamak için hükümetiniz tarafından hazırlanan veya hazırlanmakta olan bir “eylem planı” da var mıdır?
8- Söz konusu plan hükümetinizin bilgisi dışında olmakla birlikte gerçek ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağrında “Kürt soykırımı”nı hedefleyen bir örgütün kurulmuş olduğu anlaşılacağına göre, hükümetiniz bu suç örgütüne karşı harekete geçmek üzere nasıl bir hazırlık öngörmektedir?
9- Türkiye’nin de imzacısı olduğu 1949 Cenevre Protokollerine ek 1977 tarihli, “2 No.lu Ek Protokol”ün ülke içindeki silahlı çatışmaları düzenleyen birinci maddesinin “devletin silahlı güçleri ile muhalif ya da başka, örgütlü ve sorumlu bir kumanda altındaki silahlı güçler arasındaki silahlı çatışmalar” bahsinde çatışmanın tarafları bakımından somut yükümlülükler içerdiği bilinmektedir. Bunlar arasında, sivillerin korunması, kültürel varlıkların ve kutsal mekanların korunması, işkence ve insan onuruyla bağdaşmayan muamelelerin yasaklanması gibi hususlar yer almaktadır. Buna göre hem yukarıda sözü edilen “eylem planı” hem de Cizre, Nusaybin, Silopi, Sur, Dargeçit ve Silvan ilçelerinde gerçekleştirilen operasyonlarda bu protokole uyulması planlanmış mıdır?
10- Rusya’nın Çeçenistan’da sivillerin ölümüne yol açan ağır silahlar kullanmasıyla ilgili davada (Iseyeva/Rusya 2005) AİHM, devlet güçlerinin sivillerin de bulunduğu bir bölgeye, sivilleri boşaltmadan ağır silahlarla ateş açmasını yaşam hakkının ihlali olarak değerlendirmişti. Uluslararası insan hakları hukukunun iç silahlı çatışmalarda da geçerliliğini koruduğu bilinmektedir. Buna göre, her şeyden önce devletin zorunluluk olmadıkça insan öldürmeme yükümlülüğü vardır. Silah kullanmayı haklı gösteren nedenler olsa bile, devlet güçlerinin elde edilmek istenen amaçla orantılı bir biçimde silah kullanmaları gerektirmektedir. Aynı zamanda devletin sivilleri koruyacak önlemleri alma, suç işleyen görevlilerle ilgili etkili bir soruşturma yaparak onların cezalandırılmasını sağlamak gibi yaşam hakkına ilişkin yükümlülükleri de bulunmaktadır. Bu açıdan Cizre, Nusaybin, Silopi, Sur, Dargeçit ve Silvan ilçelerinde gerçekleştirilen operasyonlarda uluslar arası insan hakları hukuku ihlal edilmiş midir? Edilmemişse çatışmalarda öldürülen sivillerin yaşam hakkının ihlal edilmesinin nedeni nedir?
11- Anayasa’ya göre sokağa çıkma yasağının Bakanlar Kurulu Kararı ile alınması zorunludur. Bu olmadan Valinin talimatıyla sokağa çıkma yasağı öngörülmesi hem Anayasa’nın 19 maddesine, hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesine aykırıdır. Ancak Cizre, Nusaybin, Silopi, Sur, Dargeçit ve Silvan ilçelerinde çok uzun sürelerce sokağa çıkma yasağı uygulandığı bilinmektedir. Halen ısrarla sürdürülen bu yasakların hukuki dayanağı nedir? (HK)