Ermenistan-Türkiye ilişkilerinde normalleşme sürecinin her iki ülkede basına yansımaları bir araştırmaya konu oldu. 2008-2010 arası dönemi ele alan araştırma sürecin dinamiklerini ve medyada temsilini ortaya koymayı amaçlıyor.
Araştırmanın sonuçlarını, 16-18 Mayıs günlerde Yerevan'da düzenlenen "Ermenistan-Türkiye Politikaları ve Medya Tartışmaları" başlıklı yuvarlak masa toplantılarında, İzmir Ekonomi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Gökçen Karanfil ve Yerevan Basın Klubü'nden Artak Ayunts sundu.
Çalışma ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) Yerevan Basın Kulübü, Küresel Politikalar Eğilimler Merkezi (GPOT) ve EURASIA Partnership Foundation ortaklığında gerçekleştirildi.
Araştırma için seçilen periyodlar
2008-2010 arası anaakım medyada normalleşme sürecinin temsiline dair ayrıntılı bir harita çıkarmayı amaçlayan araştırmada odaklanılan zaman aralıkları şöyle:
"Futbol Diplomasisi" olarak anılan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Dünya Kupası Grup Elemesi maçını izlemek üzere Erivan'a gitme kararı öncesi ve sonrası dönem 20 Ağustos-10 Eylül 2008; Obama'nın Türkiye ziyareti ve sonrasında yol haritasının açıklandığı dönemi içine alan 1-30 Nisan 2009; iki ülke arasında ilişkilerin geliştirilmesine yönelik protokollerin imzalanması öncesi ve sonrası dönem 1-31 Ekim 2009; Hrant Dink'in ölüm yıldönümünü de içine alan 1 Aralık 2009-31 Ocak 2010 "Protokoller Krizi" dönemi; ABD Kongresi'nde soykırım tartışmalarının yapıldığı 1-20 Mart 2010 dönemi; protokollerin askıya alındığı 15-30 Nisan 2010 arası ve Ahtamar Kilisesi'nde ayinin düzenlendiği dönemi içine alan 1-30 Eylül 2010.
ABD-Türkiye ilişkileri sürecin belirleyeni
Türkiye ayağında Hürriyet, Cumhuriyet, Zaman, Sabah gazeteleri ve NTV haber sitesi kaynaklı toplam bin 607 başlığın ele alındığı araştırmanın niceliksel sonuçlarına göre haberlerde Ermenistan-Türkiye ilişkileri devletlerarası, sosyal-insani boyutun ihmal edildiği bir dışişleri konusu olarak öne çıkıyor.
Daha çok Türkiye-ABD ilişkilerine bağlı olarak gelişen normalleşme sürecinde ABD üçüncü bir taraf olmaktan ziyade temel bir ortak.
Pozitif haberler sosyal konularda
Üçüncü taraf olarak sürece dahil olan taraflardan biri Azerbaycan hükümetiyken, bir diğeri de AB ve Rusya'dan daha fazla süreçte rol oynayan (çoğunlukla negatif) Ermeni diasporası. Ermeni ortakların görüşleri ise sadece Türkiye hükümetinin "tavizlerini" eleştirmek söz konusu olduğunda hesaba katılıyor.
Araştırmanın saptamalarından biri de Türkiye medyasının sürece yaklaşımı genelde negatif olsa da, pozitif ve nötr haberlerin sayıca negatif yorumlardan fazla olduğu yönünde. Pozitif haberler ise ağırlıkta gündelik hayat ve kültürel deneyimleri içine alan sosyal konularda yapılıyor.
Nefret söylemi ve klişelerden uzak duruluyor
Rastgele seçilen 15 haber öyküsü ve 12 makale üzerinden içerik analizleri yapılarak varılan niteliksel sonuçlarsa, Ermenistan-Türkiye arasındaki normalleşme sürecinin iç politikanın bir uzantısı olarak algılandığını ortaya koyuyor.
Hükümet politikalarını destekleyen yazarlar süreci olumlu karşılarken, hükümeti eleştiren kesimlerin sürece muhalefet ettiği görülüyor. Devletlerarası bir mesele olarak ele alınan sürece devlet dışı kurumlar genelde negatif aktörler olarak dahil oluyorlar.
Normalleşme sürecinin savunusu ya da eleştirisi Türkiye tarafının "çıkarları" bağlamında gerçekleşiyor. Ermenistan taraflarının "niyetleri" haber metinlerinde daha çok "gizli gündem" imasıyla yer buluyor.
Son olarak anaakım medyada genel olarak nefret söylemi ve klişelere dayanan bir stereotipleştirmeden kaçınma söz konusu. Fakat özellikle makale ve yorumlarda Ermenilere dair düşmanlık içeren kavramlar varlığını koruyor.
Ermenistan medyasında Türkiye ilişkileri bir numaralı gündem
Yazılı basından Golos Armenii, 168 Zham, Aravot, Azg ve haber sitesi Lragir.am'e ait 3 bin 88 haberin analizi, Türkiye'nin düşman bir ülke olduğu, yakınlaşmanın Ermenistan için tehlikeli olacağı ve Türkiye'nin büyük oranda değiştiği ve yakınlaşmanın gerçekçi-istenen bir durum olduğu şeklinde iki tezin birbiriyle rekabet halinde olduğunu ortaya koyuyor.
Ermenistan-Türkiye ilişkileri diğer dış politika konuları hem de iç politika konularıyla karşılaştırıldığında her zaman gündemin önde gelen başlığını oluşturuyor.
Dış politika üzerinden odaklanılan normalleşme sürecinin aktörleri Türkiye'deki Ermeniler ve Türkler, ABD ve genel anlamda Batı, Rusya, Azerbaycan ve Gürcistan olarak beliriyor. Normalleşme sürecinde pozitif haberler görünür olmakla birlikte negatif ve nötr duruşlar baskın. (BB/EÖ)