Haberin İngilizcesi için tıklayın
Hürriyet gazetesinin üç gün önce yayınlanan kulis haberine göre Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Yüksek İstişare Kurulu'nda Ermeni soykırımına yanıt vermek ve strateji geliştirmek için 'özerk ve sivil bir yeni yapı' önerisi geldi
Habere göre Erdoğan, brifingden sonra gerekli çalışmalar için talimat verdi. Konuyla ilgili tarihçi ve toplum bilimci Profesör Taner Akçam ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Garo Paylan ile konuştuk.
Akçam, "inkar politikalarının dünyada hükmü kalmadığını" söylerken milletvekili Paylan, fikrin sahibinin, 1996'da Hrant Dink'in de katıldığı Bilgi Üniversitesi'nde Ermeni Soykırımı konferansı için "hançerlendik" ifadesini kullanan Cemil Çiçek olduğunu vurguluyor.
Paylan: Cemil Çiçek'in fikri
Öncelikle Hürriyet gazetesinde yer alan haberin doğruluk payı hakkında bilgisi olup olmadığını sorduğumuz Paylan, haberin yalanlanmadığını belirterek şöyle konuştu:
"Yüksek İstişare Kurulu toplantısında Cemil Çiçek'in (Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi) bir sunum yaptığı, Cumhurbaşkanı'nın da bu sunum sonrası talimat verdiği yönünde bir bilgi var.
"Arkamızdan hançerliyorlar" demişti
"Ben de aslında bu anlamda bekledim ama ortada yalanlama olmadığına göre doğru kabul edebiliriz.
"Bir de ortada Cemil Çiçek ismi var zaten. Hatırlarsınız Hrant Dink'in de katıldığı ve Bilgi Üniversitesi'nde yapılan Ermeni konferansı için, dönemin Adalet Bakanı olan Çiçek 'Arkamızdan hançerliyorlar' gibi bir ifade kullanmış ve bu konferansı hedef göstermişti.
"Bu, aslında Hrant Dink'in katline yol açan yolda önemli bir söylemedi.
"Bizi şaşırtan bir fikir yok"
"Ve belli ki yine Cemil Çiçek'ten çıkan bir fikir var ortada ve Cumhurbaşkanı da bu anlamda destek vermiş"
Vekil Paylan, "devlette inkarın devamlılığı olan bir fikir" olarak nitelediği "özerk yapı" planı ile ilgili şunları ekledi:
"Bizi şaşırtan bir fikir yok. Sonuç olarak 105 yıllık bir inkar politikası var. 105 yıllık inkar politikasının devam ettiğini ve kurumsal olarak da bunun sahiplenildiğini gösteren başka bir yapı kurulacak."
"Ekipte yer alacaklar sürpriz değil"
Paylan, söz konusu "özerk yapıya" katılması planlanan tarihçiler ve uzmanlar hakkında bilgi olup olmadığı yönündeki sorumuzu ise şöyle yanıtladı:
"Onda da bir sürpriz olmayacak. Hangi tarihçiler bu meselenin üstünü örtme, meseleyi çarpıtma konusunda çalışmalar yaptılarsa, onlar olacaklar.
"İnkar meselesinde tecrübeli hukukçular olacaklar ve diplomatlar. Diplomatlar biliyorsunuz bu konuda da tecrübeli diplomatlar var. Televizyonlarda yıllardır Ermenilerin soykırıma uğramadığını söyleyen açıklamalarda bulunuyorlar.
"Ama bütün bu tarihçilere, diplomatlara dünya, ciddi gözle bakamıyor. Çünkü ortada bir hakikat var.
"Hakikat şu 105 yıl önce bu topraklardaki her beş kişiden biri Ermeniydi. Ermenilerin binlerce kilisesi, kültürel varlığı vardı.
"Bunlar bugün yok. Bu yokluğa dair adaletle bir yüzleşme yok. Sadece inkar var."
Erdoğan'a soru: Neden taziye dilediniz?
Paylan, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2014'teki şu sözlerini hatırlattı:
"20. yüzyılın başındaki koşullarda hayatlarını kaybeden Ermenilerin huzur içinde yatmalarını diliyor, torunlarına taziyelerimizi iletiyoruz" dedi. rdoğan ayrıca 1915 olaylarını "gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadise" olarak niteledi.
Bu sözlerle ilgili "Şimdi ben Erdoğan'a soruyorum" diyen Paylan ekledi:
"Neden taziye dilediniz? Neden bu olanları insanlık dışı olarak tanımladınız? Ve Ermeni haklının yokluğunu bugün neden inkar ediyorsunuz? Bunun inkar edilmesi için neden bir kuruma ihtiyacınız var?
"Oysa ki dünyanın her yerindeki Ermeniler adalet bekliyor. Ermeni halkına taziye dileyen Erdoğan yeniden Cemil Çiçek'in inkar politikalarına destek veren bir Erdoğan'a dönüşmüştür.
"İnkar sapağına sapmış bir Erdoğan'la karşı karşıyayız."
Prof. Akçam: Ermeni açılımı mı?
Clark Üniversitesi'nde 12 yıldır tarih bölümü öğretim görevlisi olarak görev yapan tarihçi ve toplum bilimci Prof. Taner Akçam, "özerk yapı" haberleriyle ilgili "Benim anladığım, Hükümet 2023'e ve seçimlere, Cumhuriyetin tüm temel sorunlarına yönelik kendi anlayışı çerçevesinde, kapsamlı bir program geliştirerek hazırlanıyor" derken ekledi:
"Burada söz konusu olan bir 'Ermeni açılımıdır' dersem yanlış yapmam.
"Bu açılımın içeriği ve kapsamı konusunda henüz fazla bir bilgiye sahip değiliz. Fakat bu girişimi Kars-Ani'deki tarihi İpek Yolu köprüsünün tamiri ile birlikte düşünmek gerekir, diye düşünürüm.
ABD Senato kararları
"Hürriyet Gazetesinin ilgili haberinde, böylesi bir açılımın niçin zorunlu olduğuna ilişkin bazı faktörlerin altı çizilmiş zaten. Bunların başında Amerikan Senato ve Kongresinin kararları geliyor.
"Bu kararların ABD iç hukuk açısından bağlayıcılığı olma niteliği var bu durum Türkiye'nin önüne ciddi hukuki engeller çıkartabilme potansiyeline sahip.
"Psikolojik sıkışmışlık var"
"Ayrıca Milli Güvenlik Kurulu bünyesinde var olan 'Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Koordinasyon Kurulu' Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş ile birlikte hükmünü yitirdi ve bunun yerine bir yapılanma da şart.
"Ben bu iki faktöre, birkaç unsur daha eklemek isterim:
"Galiba en önemlisi, 'psikolojik sıkışmışlık' hususu.
"Türk hükümetlerinin inkarcı tezlerinin ne akademik dünyada ne de siyaset dünyasında artık fazla hükmü kalmadı.
"Ezberlenmiş, 'hiçbir şey olmadı, olduysa da zaten Ermeniler kabahatli' biçiminde özetlenecek inkar tezlerinin alıcısı yok ve kimse de ciddiye almıyor.
"İslam ülkeleri bile kabul ediyor"
"Bugüne kadar konuya sessiz kalan İslam ülkelerinde bile, 'soykırımı kabul' sesleri yükselmeye başlaması bu sıkışmışlığın çok önemli bir diğer göstergesi. Şimdi bazı adımlar atılıyormuş gibi görülerek, psikolojik üstünlük elde edilmek isteniyor gibi.
"Ama, altını çizmek gerekir ki, ne kadar kapsamlı olursa olsun ve ne kadar para dökülürse dökülsün, eğer atılacak adımlar, bir zihniyet değişikliği ile paralel gündeme getirilmezse, hiçbir pratik sonuç doğurmayacaktır.
"Onlarca yıldır, soykırımı inkar için dökülen paralar bir kenarda biriktirilse idi, konunun çözümü doğrultusunda çok ciddi adımlar atılabilirdi."
(PT)