Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün (16 Haziran) Kanal 7'de yayınlanan "İskele Sancak Özel" programında soruları yanıtladı.
Erdoğan, Sapanca’da yaşanan yavru köpek cinayetine ilişkin soru üzerine, olay sonrasında Sakarya Cumhuriyet Başsavcısı'nın “süratle” soruşturma başlattığını söyledi.
Urfa’da dört kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin de konuşan Erdoğan, AKP’li Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ile bizzat konuştuğunu söyledi. Yıldız'ın olayın esnafı dolaşırken yanlarına yaklaşanların, "Siz bizim HDP'li olduğumuzu bilmiyor musunuz? Buraya nasıl gelirsiniz?" demesiyle başladığını söylediğini ileri sürdü.
Erdoğan’ın gündeme ilişkin değerlendirmeleri şöyle:
“Hayvan haklarında yeni yaptırımlar seçimden sonra”
“Konuyla ilgili de attığımız bazı adımlar var. Örneğin 2004 yılında hayvanları korumaya yönelik ilk müstakil kanun olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nu AK Parti olarak biz çıkardık.
“Meclis'in yoğunluğu nedeniyle gündeme getirilmeyen hayvan haklarıyla ilgili yeni yaptırımları ve düzenlemeleri içeren hükümet tasarısını da inşallah seçim sonrası dönemde süratle yürürlüğe sokacağız.
“Siyasi hayatımda iki yerde tacize uğradım”
“Seçim kampanyalarında bütün teşkilatlara evleri, esnafı dolaşın, ziyaret edin denildi. Ben siyasi hayatımda iki yerde tacize uğramışımdır. Birisi Suruç'tur, birisi Hopa'dır. Suruç'ta mitinge gittiğim sırada terör örgütünce otobüsümüze yumurta atıldığı, Hopa'da DHKP-C üyeleri benzer bir şey yaptı ve korumalarımdan biri ağır yaralandı.
"İbrahim arkadaşımız, bunlar ailece gerçekten teröre karşı mücadele veren yürekli bir aile. Burada esnafı dolaşırken, (İbrahim Bey'den bizzat dinledim), ‘bizim HDP'li olduğumuzu bilmiyor musunuz, buraya nasıl gelirsiniz’ demişler. Sonra ağız dalaşı başlıyor ve saldırıyorlar" ifadelerini kullandı.
“Bu yaklaşım artık PKK'nın alışılagelmiş yaklaşımı. Hele hele bunlar Şanlıurfa'da böyle bir şeyi hiç hazmedemiyorlar. Çünkü Şanlıurfa'nın bir farklılığı var. Onlara göre bir özelliği var. Biz başka bir şey söylüyoruz, özgürlük mücadelesi kendi ülkende, kendi kardeşlerine karşı böyle verilmez.
“Selo’yu ziyarete Bay Muharrem gitti”
“Eğer samimiyseniz, dürüstseniz öyle Hans'ı, George'yi bilmem neyi arkana almak suretiyle gelip de özgürlük mücadelesi verme. Özgürlük mücadelesinin tek yeri var. Sandık. Sandıkta özgürlük mücadelesini ver.
“Biz yanımıza ne Hans'ı alıyoruz ne George'u alıyoruz. Biz, milletimizle beraber yürüyoruz. Bunun için de başka bir şeyi bizim aramamıza gerek yok. Silah şu, bu filan falan yok. Bizim silahımız oyumuzdur.
“İşte siz, 7 Haziran en önemli neticeydi. Neticeyi aldınız. Ama şu an içeride olan kişi (Demirtaş) 'dökülün sokağa' dedi. 53 tane Kürt kardeşimi, bunlar öldürmedi mi? Onları sokağa döken kimdi, bu Demirtaş, Selo. Peki Selo’yu ziyarete kim gitti? Bay Muharrem gitti. Yasin Börü şehit edildi mi, edildi. Şimdi mağduru oynuyorlar.
“Tutukluluk adaylığa engel olmalı”
“HDP kendisine bir başka tutukluluk veya şu, bu olmayan bir tane aday çıkartamıyor mu? Bu kadar mı bunlarda adaylık noktasında fakirlik var? Eğer bu kadar bunlar fakirse, zaten bitmişler. Bunlar mağduriyeti oynuyorlar, onun edebiyatını yapıyorlar ama benim halkım, vatandaşım bu oyunu yutmaz.
“Bunlar tabii şunu da düşündüler, (TRT'deki seçim konuşması) 'Büyük ihtimalle Adalet Bakanlığı bu işe müsaade etmez, bize buradan da…' Tabii, Bakan bana sorunca dedim 'Ne gerek var? Bırakın.' Çekim nasıl oluyorsa, bu defa bu yapılmalı ama inşallah bu seçimi atlatalım, atlattıktan sonra işe sade mahkumiyet engel olmamalı. Tutukluluk da bu işin engeli olmalı. Yasal hale bunu getirmemiz lazım.”
Demirtaş için yapılan çağrılara: “Hale bak”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, Selahattin Demirtaş ile ilgili söylemleri sorulan Erdoğan şöyle konuştu:
"Tabii, yalnız o değil ki. Diğerlerinin yok mu? Diğerleri de aynı destek söylemlerini yapıyor. 'Bir cumhurbaşkanı adayı nasıl olur da cezaevinde kalır?' diyor. Hale bak.
“Şimdi burada ne oluyor da size bu terörist örgütlerin arkasında olduğu böyle bir kişi için 'Bunun önü açılsın' gayreti içerisine giriyorsunuz?"
“Bugünün OHAL’i OHAL değil”
Olağanüstü Hal’in (OHAL) seçimden sonra kalkacağı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, göreve geldiklerinde, 2002'nin son aylarında Türkiye'de OHAL olduğunu ve OHAL'i bir ayda kaldırdıklarını söyledi:
“Bize o zaman 'OHAL'i kaldırın yeter' dediler. O zamanın OHAL'inde tüm ticari hayat o bölgede durmuştu. O zaman Abdullah Bey Başbakan, OHAL'i bir ay içinde kaldırdık.
“Ama bugünün OHAL'i o OHAL değil, orada kan gövdeyi götürüyordu. Ama şimdi biz o dönemi sıyırdık, o dönemden geçtik.
“Bu dönemdeki OHAL'in amacı, 15 Temmuz FETÖ terör örgütünün Türkiye'yi soktuğu atmosferden Türkiye'yi kurtarmak ve terörle mücadelede işimizi kolaylaştırmak. Şu anda biz herhangi bir yerde bir grev duyuyor muyuz, üniversitelerimizde bir olay duyuyor muyuz, hayır.
“Vatandaşımın özgürlüğünü engellemedik”
“Bu demek değil ki tekrar OHAL gelemez mi. OHAL'in gelmesi sorun değil, eğer OHAL'i gerektirecek bir durum söz konusu olursa OHAL yine gelir ama niçin gelir, terörle mücadele için gelir.
“OHAL'i biz burada kullanıyoruz. Yoksa vatandaşımın özgürlüklerinde, sosyal yaşamda değil. Böyle bir şey için onu engelleyen bir unsur olarak OHAL'i kullanmadık ki.”
İnce’ye: “Bunlar leblebi, çekirdek”
Programda İnce’nin vaatleri hatırlatılarak gelen soru üzerine Erdoğan şunları söyledi:
"Bunlar leblebi, çekirdek. Çünkü bu işin bizim için zor tarafı yok. Bunlar çırak bile değil. Biz artık ustalık dönemini geçirdik. Şu işlerin kabili telif değil. Sen 'Kanal İstanbul'a karşıyım' diyen bir adamla neyi konuşacaksın? Utanmadan, sıkılmadan televizyona davet ediyor. Üzerimizden kalkıp reyting sağlayacak kendine. Biz seni muhatap alır mıyız?" (TP)