Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İspanya Başbakanı Mariano Rajoy ile düzenlediği ortak basın toplantısında Zaman Gazetesi muhabiri Ahmet Dönmez’in ses kayıtlarında yer alan Habertürk’ün haberlerine müdahale, Urla’daki arsaların satışı, ATV-Sabah satışı gibi konularla ilgili sorularına yanıt verdi.
Urla ile ilgili soruya “Bunu patronlarına sor önce. Şahsımla bunun zerre kadar alakası yok” diyen Erdoğan, “Fas’tan aradım” dedi. ATV-Sabah satışı ile ilgili soruya da “Ne havuzu ya” diye tepki gösterdi.
“Urla şahsımla alakalı değil”
Başbakan’ın cevapları şöyle:
“Öncelikle iddia ediliyor ifadelerini bir kenara koyun. ‘İddia ediyoruz’ deyin. Çünkü bu ifadelerin hepsinin altında patronlarınız var. Ve bu iddiaların hepsinin altında dışa bağlı olduğunuz yer var. Bu dışa bağlı olduğunuz yer size nasıl komut ediyorsa ona göre hareket ediyorsunuz. Bir, bakın sonundan başlayacağım. Önce Urla’daki olayı söylüyorsunuz. Urla ile ilgili olay bir defa, şahsımla alakalı değil.
“Hukukta bir kaide vardır bunu öğren. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Müddei kim? Mensubu olduğun medya organı. Önce bu gazete iddiasını ispatla mükelleftir. Ve o söylenen yer 35 yıl önce inşa edilmiş olan bir yerdir. Ve bunun bir süreci vardır. Ve şu anda yargı sürecinde olan burayla ilgili şahsa niye yöneltmiyorsunuz da gelip bana yöneltiyorsun? Bunu patronlarına sor önce. Şahsımla bunun zerre kadar alakası yok.
“Patronlarına söyle”
“Ben son beş yıl içerisinde, senede üç gün beş gün gittiğim, ailece görüştüğüm, çok sevdiğim bir dostuma ait olan bir yerdir. Ve orası hazine arazisi değildir, onların kendi mülküdür bunu da bilmenizi isterim bunu da patronlarına söyle.
“Ama patronlarınız maalesef doğru konuşmamayı kendilerine meslek edindikleri için, doğru konuşmamak üzere bütün vatandaşlarımızı, bu noktada bu ülkenin güvenilir insanlarına ‘iftira at tutmasa iz bırakır’ anlayışıyla ile hareket ettiği için burada da aynı süreç devam ettirmektedirler.
"Oranın sahipleri 35 yıldır oraya sahiptir. Ve 35 yıl içerisinde orada yaptıkları onların evleridir, bir köydür, 1. derecesi 3. derecesi bunların hepsi yargı içerisinde devam eden bir süreçtir. Bununla ilgili başbakanı lekeleyemezsiniz. Buna ne gücünüz yeter, ne evraklarınız yeter. Hiçbir şey bununla ilgili, şahsımla alakalı değildir.”
“Fas’tan aradım”
"Fas’tan arama noktasında, evet aradım…Çok açık net ortada. Sadece hatırlatmayı yaptım, ve hatırlatmayı yaptığım şahıslarda, kendi altyazı ile alakalı olarak, bize yapılan hakaretlerle ilgili, yurtdışında olan bir başbakana karşı, bu tür hakaretlerin yapıldığı bir konuşmayı kalkıp kendilerine söyledim, kendileri de gerekli uygulamayı yaptılar.
"Yani ben bir gazetenin, sizin patronlarınıza da yeri gelmiş, bu tür hakaretler yapıldığı zaman ya arkadaşlarım, ya şahsım açıp, hukukumuza da dayalı olarak, ‘Bu tür hakaretler yapılıyor bak biz Fas’tayız’ demişizdir. Bunu demek eğer yanlışsa onu bilemiyorum. Ama bu tür şeyleri de öğretmek durumundayız. Çünkü yapılan hakaretler sıradan hakaretler değil. "
“Ne havuzu ya?”
"Üçüncü bir sorunuz daha vardı? Ha Sabah-ATV. Bir kere havuz ifadesini kullanıyorsunuz. Bunu ben de çok merak ettim sordum. Bunu siz uyduruyorsunuz. Ne havuzu ya? Şu anda burayla ilgili bu adımı adan firma, sıradan bir firma değil. Bu ortağı olduğu firmada hisselerini kalkıp kendi amcasına devrediyor satıyor. Bunun yanında 3. Havaalanı ile alakalı olarak oradaki hisselerini de bu sizin havuza girenler diye, ki bunlar sizinkiler gibi havuza girip ıslananlardan değil onu bilin, oraya da hisselerini satmak sureti ile medya dünyasına giriyor. Atılan adım budur. Havuz mu bu?
“Bunları lütfen, patronlarına bunu söyleyecek irade zaten sende yok, Söylesen de zaten netice alamazsın. Bu ara çünkü tamamıyla iftira üzerine kurulu bir dünyayı kurdular. Zaten maşallah riyalara gayet güzel itibar ediyorlar. Ve tweetlerin iki katına arttırmasını söylüyorlar. iki katına arttırılması için de fetvayı aldığınıza göre sende tweetlerde iki katı filan uygulamaya devam et.” (BK)
* Fotoğraf: Evrim Aydın / AA