Avukat Tora Pekin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Habertürk yöneticilerini telefonla arayarak yayına müdahale etmesinin Türk Ceza Kanunu’na (TCK) göre suç olduğunu söyledi.
Basın ve yayın organlarının yayınının engellenmesinin karşılığının TCK 124/3. maddesi uyarınca 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası olduğunu belirten Avukat Pekin, yolsuzluk soruşturması dosyasından sızan bilgilerin, Başbakan Erdoğan’ın siyasal nüfuzunu kullanarak Habertürk yayınına müdahale ettiğini gösterdiğini ifade etti.
“Yayının engellenmesi suçu”
“Kendisi de altyazı kaldırma meselesini kabul etti zaten. Çoğu zaman kağıt üzerinde de kalsa, Anayasa'ya göre basın özgürdür ve sansür edilemez.
“Bunun ceza yasasındaki karşılığı ise ‘Basın ve yayın organlarının yayınının engellenmesi’ suçudur. TCK’nın 124/3. maddesi uyarınca cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapistir.
“Buna göre günün birinde Yüce Divan'ın karşısında görmeyi umduğumuz başbakanın bu suçtan da yargılanmasını bekleyebiliriz.
“Medyaya baskı yok diyorlardı”
“Yüce Divan'a gider ya da gitmez, asıl önemli olan bugün yaşanan suçüstü halinin, kamuoyundaki karşılığının ne olduğudur.
“Başbakan da, diğer hükümet üyeleri de yıllardır medyaya baskının söz konusu olmadığı yönünde sayısız açıklama yaptılar.
“Bugün bu söylediklerinin yalan olduğu da ortaya çıktı. Bizde yalan söylemek tek başına suç değil ve cezası yok. Ama bu düzeyde söylenen, Anayasa'yı, yasaları çiğneyen eylemlerin üstünü örten yalanların, toplumda mutlaka bir karşılığının olması lazım.
“Bugün yaşadığımız kokuşmayla bu ‘yalan düzeni’ arasında çok yakın bir ilişki olduğunu düşünüyorum.
“Baskının olduğu yerde rızadan söz edemeyiz”
“Burada Habertürk’ün ‘rıza’sından söz edemeyiz. Habertürk altyazıyı, başbakanın baskısıyla kaldırmış; herhangi bir rıza söz konusu değil.
“Fatih Altaylı, ‘müdahalenin muhatabı’ olarak 5N1K'da, bu yapılanların tüm medyaya yönelik baskının örneklerinden biri olduğunu anlatıp durdu.
“Sonuç olarak, Altaylı ya da Habertürk korktukları için başbakanın dediklerine uyuyorlar, rızaları olduğu için değil. Baskının, zorlamanın, korkutmanın olduğu yerde rızadan söz edemeyiz.”
Ne olmuştu?
Yayınlanan ses kayıtlarına göre, Başbakan Erdoğan, 4 Haziran 2013’te Fas’tayken Habertürk yöneticilerinden Fatih Saraç’a telefon ederek altyazı olarak geçen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Gezi olaylarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sorumluluk alması gerektiğine ilişkin sözlerinin kaldırılması talimatını veriyor.
Erdoğan’a “Emredersiniz efendim” şeklinde cevap veren Saraç, Abdullah isimli bir Habertürk çalışanını arayarak söz konusu haberi yayından kaldırtıyor.
Konuya ilişkin dün açıklama yapan Erdoğan, Fas’tan Habertürk’ü aradığını kabul ederek, şunları söyledi:
“Sadece hatırlatmayı yaptım. Bize yapılan hakaretlerle ilgili, yurtdışında olan bir başbakana karşı, bu tür hakaretlerin yapıldığı bir konuşmayı kalkıp kendilerine söyledim. Kendileri de gerekli uygulamayı yaptılar.
“Sizin patronlarınıza da bu tür hakaretler yapıldığı zaman ya arkadaşlarım, ya şahsım açıp, hukukumuza da dayalı olarak, ‘Bu tür hakaretler yapılıyor’ demişizdir.
“Bunu demek eğer yanlışsa onu bilemiyorum. Ama bu tür şeyleri de öğretmek durumundayız. Çünkü yapılan hakaretler sıradan hakaretler değil.” (EKN)