AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki Kabine Toplantısı’nın ardından basına yaptığı açıklamada Antalya'da meydana gelen teleferik faciası ve İstanbul Beşiktaş'taki iş cinayetinden muhalefeti sorumlu tuttu.
Erdoğan basın açıklamasının ardından habercilerle ayaküstü sohbet etti. Habercilerin sorularını yanıtlarken "Öğretmen atamaları fazla uzamayacak, yakında bir miktar atama yapacağız", "CHP'nin Genel Başkanı Sayın Özel'e kapımız açık. Ele alacağımız konu başlıklarımız çok, ziyarete geldikleri anda oturur konuşuruz", "Sayın Putin ile sık sık telefon görüşmeleri gerçekleştiriyoruz. Türkiye ziyareti ile ilgili henüz tarih netleşmedi. Bu konu da inanıyorum ki en kısa sürede netleşecektir", "Bağdat ziyaretimizin ardından dönüşte Erbil'e de bir ziyaret yapabiliriz, oradaki yetkililerle de görüşmeler yapabiliriz." dedi.
Bağdat ziyareti
AA'nın haberine göre, Erdoğan Irak tarafının Bağdat ziyaretine çok önem verdiğine işaret ederek, şunları söyledi: "Bu ziyaretle birlikte Türkiye ve Irak olarak münasebetlerimizi farklı bir zemine oturtacağız. Ziyaretimizin gündem başlıklarının en önemlilerinden biri de su meselesi. Su konusunda bizden bazı talepleri oldu, bu konuları çalışıyoruz. Bu konuyu onlarla çözmenin gayreti içinde olacağız. Onlar da zaten bu işi çözelim istiyorlar. Adımlarımızı bu istikamette atacağız. Bir de Türkiye'ye doğalgaz ve petrol akışı konuları var onları da ele almanın gayreti içerisinde olacağız. Bağdat ziyaretimizin ardından dönüşte Erbil'e de bir ziyaret yapabiliriz, oradaki yetkililerle de görüşmeler yapabiliriz. Arkadaşlarımız bu konu ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor." dedi.
Antalya ve Beşiktaş'taki kayıpların
sorumluluğunu muhalefete yükledi
Erdoğan basın açıklamasında, Beşiktaş ve Antalya'daki iş cinayetleri için "Ana muhalefet partisi yöneticilerinin ve medya organlarının daha olayın ilk anından itibaren hadiseyi sulandırma, devletin diğer kurumlarını töhmet altında bırakarak asıl sorumluları koruma çabaları gözlerden kaçmamıştır. Maalesef aynı vicdansızlığın bayramdan hemen önce Beşiktaş’ta yaşanan yangın faciasıyla ilgili de sergilendiğini gördük." dedi.
Erdoğan, muhalefetin Van'daki yerel seçimin çalınması girişimine karşı gösterdiği dayanışmayla İstanbul'da meydana gelen iş cinayetinin önüne geçilememiş olmasını karşı karşıya getirdi: "İhmaller ve skandallar zincirinin bir sonucu olarak rızkının peşindeki 29 emekçi kardeşimiz İstanbul’un göbeğinde hayatını kaybetti. Ancak, ne sendikalardan, ne basın yayın kuruluşlarından, ne de muhalefet cephesinden kayda değer hiçbir tepki gelmedi. Güya hak, hukuk ve adalet adına Van’a koşanlar, Beşiktaş’ta göz göre göre can veren işçiler için tek bir adım dahi atmadılar." dedi.
Muhalefeti "ikiyüzlülük" ile suçlayan Erdoğan, "Hem Antalya’daki, hem de Beşiktaş’taki cinayetlerin faillerinin yargıya hesap vermesi için üzer[lerine] düşeni yapaca[klarının] bilinmesini özellikle ist[ediğini]" söyledi.
Seçimlerde şaibeye mahal verilmemiş
Erdoğan, "Seçimlerin huzur içerisinde en ufak bir şaibeye mahal vermeden neticelenmesi[nin], demokrasimizin kazanç hanesine yazıl[dığını]" ileri sürdü ve "Seçimler sonrasında muhalefet partilerinin bir kısmının sergilediği sorumlu ve ağırbaşlı tavrı takdirle karşıladı[klarını]" ifade ettti.
Erdoğan, "seçim sonuçlarını tüm yönleriyle kapsamlı bir şekilde, yarınki grup toplantısında değerlendireceklerini" söyledi.
AKP Genel Başkanı, "[...]Türkiye'nin, tüm menfi kampanyalara rağmen bir seçimi daha alnının akıyla dünyaya örnek olacak bir olgunlukla gerçekleştir[diğini]" söyledi.
"31 Mart seçimleri son 22 yıldaki 18. demokrasi bayramı olarak siyasi tarihimize geçmiştir" diyen Erdoğan, "31 Mart seçimlerinin ilk kazanını sandıktır, sandığın namusu ve itibarıdır. Rüştünü, gücünü ve yetkinliğini tartışmasız bir şekilde tekrar ispat eden Türk demokrasisi bu seçim sürecinin en büyük galibidir." dedi ve ekledi: "Bunu ülkemiz, milletimiz ve gelecek kuşaklar adına kıymetli bir kazanım olarak görüyorum. Muhalefetin de artık bu konuda gerekli dersi çıkaracağını, bir daha böyle temelsiz, basit ve demokrasimize faydadan çok zarar veren argümanların arkasına sığınmayacağını ümit ediyorum."
Erdoğan: "Parlamenter sisteme
geri dönüş tartışmaları kapanmıştır"
AKP Genel Başkanı, 16 Nisan halk oylamasıyla "Türkiye['nin] [...] 16 Nisan halk oylamasıyla yaklaşık 200 yıllık bir tartışmaya nihai noktayı koymuş, yönetim modeli tercihi Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nden yana olmuştur." dedi.
Erdoğan, "14-28 Mayıs seçimleriyle de parlamenter sisteme geri dönüş tartışmaları bir daha açılmamak üzere yine milletimiz tarafından kapatılmış" olduğunu iddia etti ve seçimler döneminin tamamlanmış olmasıyla “ekonomi, deprem, terörle mücadele başta olmak üzere acil sorunlarımıza odaklandık[larını]" vurguladı.
Her şey silahlanma için
Erdoğan, "850’yi aşkın savunma sanayii projesi ve 90 milyar dolarlık proje hacmiyle [silahlanmada] kendi kendine yeten bir ülke konumuna ulaştık[larını]" söyledi.
"Silahlı İnsansız Hava Araçlarımız ile SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Yakın çevremizdeki savaşların vazgeçilmez unsuru olan kamikaze İHA’lar da savunma sanayii şirketlerimiz tarafından üretiliyor. Savunma sanayii ürünlerimizi ihraç ettiğimiz ülke siyası 185’e çıktı. İHA ve SİHA’lar kara araçları, deniz platformları başta olmak üzere ihraç edilen ürün çeşidi ise 230’u buldu. 2012’den bugüne kadar toplam 50 ülkeyle 770 adet insansız hava aracı için sözleşme imzaladık. Sadece 2023 yılı İHA ihracatımızın toplam tutarı 1,8 milyar dolara ulaştı. Bir dönem tabanca dahi verilmeyen ülkemiz 110’dan fazla ülkeye yüksek kaliteli hafif silahlar ve tabanca ihraç ediyor." dedi.
Erdoğan, silah şirketlerinin "Türkiye’nin gurur kaynağı" olduğunu iddia etti. Bu şirketlere yönelik eleştirileri "savunma şirketlerinin ahlaksızca hedef alınması" olarak niteledi.
Eleştircileri, "Zihni sömürge hâline getirilmiş beşinci kol elemanları yerli ve millî firmalarımıza ülkemizin yüz akı teknoloji projelerine saldırarak iplerini ellerinde tutanlara karşı diyet borçlarını ödemeye çalışıyor[lar]" diyerek suçladı.
Erdoğan, "Maalesef ülkemizde muhalefet aktörleri de bunlara destek veriyor, sahip çıkıyor, müfterilerin gönüllü avukatlığını üstleniyor." diyerek silah şirketlerine yönelik eleştirilere kalkan oldu:
"Savunma şirketlerimize yönelik bu hayâsız akınlar karşısında elbette biz teslim olmayacak, asla geri adım atmayacağız. Terör örgütlerine nefes aldırmayan, güvenlik güçlerimizin eli, kolu, gözü olan, Türkiye’nin itibarını ve nüfuz alanını artıran, Türk ekonomisine katma değer üreten, hâsılı her alanda iftihar vesilemiz olan şirketlerimizin yanında olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden mücadele edeceğiz.” dedi.
(AEK)