Erbatur, bianet'e, "Töre/ Namus Araştırma komisyonunun çalışmaları sırasında, uygulamalar sırasında aksaklıklar çıktığını gördük" diye konuşuyor.
Kadın örgütlerinin talepleri vardı
4320 Sayılı Kanun'la ilgili olarak Türkiye Barolar Birliği Kadın Hukuku Komisyonu'nun (TÜBAKKOM)ve kadın örgütlerinin değişiklik talepleri olduğunu söylüyor Erbatur:
"4320 sayılı Kanun, 1998 den beri uygulanıyor. Kadın avukatların ve kadın örgütlerinin talepleri vardı. O değişiklikleri yasal olarak önermek istedim" dedi.
Evlilik dışı birliktelikleri yasa tanımıyor
Erbatur, 4320 sayılı yasada kusurlu eş tanımının olduğunu söylüyor ve evlilik dışı birlikteliklerin yasanın korumasından uzak olduğuna dikkat çekiyor:
"İki kişi bir arada yaşıyorsa bu yasa, uygulanamayacak; çünkü yasal olarak evli olmadıklarından eş değiller. Oysa yasanın uygulanması gerekli. Kusurlu eş deyince koca şiddeti söz konusu olabiliyor. Ancak şiddeti uygulayan baba, oğul, kayınvalide, büyük baba olabiliyor. O aile bireylerinin tamamı şiddet uygulayabilir. Kusurlu birey tanımını getirmemiz doğru olarak diye düşündük ve onu koyduk."
4320 Sayılı Yasa'yla ilgili madde değişiklik gerekçeleri
Madde 1; Uygulamada sözel şiddet, psikolojik şiddet, cinsel şiddet gibi şiddet türlerinin göz ardı edildiği ve şiddet denilince sadece fiziksel şiddetin algılanmakta olduğu göz önünde bulundurularak 14.01.1998 tarihli 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un 1.maddesine şiddetin herhangi bir türü ibaresi eklenerek kanunun ruhuna uygun olan etkin korumanın sağlanması amaçlanmıştır.
Madde 2; Ülkemizdeki geniş aile yapısı göz önünde tutularak, şiddeti uygulayan bireyin sadece eşlerden biri olmadığı olaylar mevcuttur. Nasıl ki şiddet gören kavramı aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireyleri denilerek sadece eşlerden biri veya çocuklar ile sınırlı tutulmamışsa, kanun şiddeti uygulayan birey açısından da aynı şekilde mütalaa edilmelidir.
Madde 3 : Karakolların, emniyet müdürlüklerinin ve suçüstü savcılığının, aile içi şiddet içerikli bütün vakalarla ilgili sorumluluğunun olması zorunludur. Koruma kararı verilmiş kişi eğer ki bu karara aykırı davranmış ise kanunun sağlaması gereken etkin koruma için verilecek olan hapis cezasının paraya çevrilememesi ve ertelenememesi gerekmektedir. Mağdur olan bireyin haklarının etkin bir şekilde kullanabilmesi için ücretsiz hukuki yardımdan faydalanabilmesi gerekmektedir. Talep üzerine sağlanacak olan bu hukuki yardım ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti taraf olduğu bir çok uluslararası sözleşme ile yükümlülük altına girdiği adil yargılanma hakkını mağdura sağlamış
olacaktır.
Aynı fıkra hükmünde yer alan sığınma evine yerleştirilmesi hususu da mağdurun özellikle kişisel güvenliğinden endişe duyulduğu, gerçekleşmesi muhtemel olaylardan zarar görmemesini sağlamaya yöneliktir.
Maddenin yedinci fıkrasında bahsedilen sosyal inceleme raporu ile gerekli gözetim, koruma ve denetim mekanizmalarının sağlıklı işleyebilmesi amaçlanmıştır. Görevlendirilmiş zorunlu bir uzman tarafından hazırlanacak bu rapor şiddet uygulayan aile bireyine uygulanacak olan tedbirin süresini etkileyecektir.
4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
Madde 1- 14.01.1998 tarihli 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un 1.maddesinin 1.fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Türk Medeni Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin aile içi şiddetin herhangi bir türüne maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi halinde, Sulh Hukuk Hakimi re'sen meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da bir kaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başkaca tedbirlere de hükmedebilir.
Madde 2- 14.01.1998 tarihli 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un 1. maddesinin 2.fıkrasındaki "kusurlu eşin" ibaresi "Şiddet uygulayan aile bireyinin" olarak değiştirilmiştir.
Madde 3- 14.01.1998 tarihli 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'un 2. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Karakol, emniyet müdürlükleri veya suçüstü savcılığına gelen, aile içi şiddete ilişkin tüm başvuru ve şikayetler tüm deliller toplanarak incelenmek üzere hakime tevdi edilir.
Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi olunur. Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararının uygulanmasını zabıta marifetiyle izler.
Koruma kararına uyulmaması halinde zabıta, mağdurların şikayet dilekçesi vermesine gerek kalmadan, re'sen soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir.
Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararına uymayan aile bireyi hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar. Bu davanın duruşması yer ve zaman kaybına bakılmaksızın 3005 sayılı Meşhut Suçların Muhakeme Usulü Kanunu hükümlerine göre yapılır.
Hapis cezası paraya çevrilemez
Fiili başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan aile bireyine üç aydan altı aya kadar hapis cezası hükmolunur.
Koruma kararına aykırı davranan aile bireyine verilecek hapis cezası paraya çevrilemez ve ertelenemez. Ayrıca koruma kararına aykırı davranan birey Cumhuriyet Savcılığınca tutuklama istemiyle derhal sorgu hakimliğine sevk edilir.
Şiddete maruz kalan aile bireyinin müdafii yardımından faydalandırılması zorunludur. Şiddete maruz kalan aile bireyi, talep üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca uygun görülen bir sığınma evine yerleştirilir.
Şiddete maruz kalan aile bireyinin izlenmesi ve tedbir kararlarının uygulanıp uygulanmadığının denetlenmesi için o aileye sosyal inceleme raporu hazırlatılmak üzere zorunlu bir sosyal hizmet uzmanı görevlendirilir. Görevlendirilen uzman ortaya çıkacak ihlalleri derhal Cumhuriyet Savcılığına ihbarla yükümlüdür. Ayrıca görevlendirilen uzman tedbir müddeti sonunda bir inceleme raporu hazırlar ve hakime sunar. Hakim inceleme raporuna göre tedbirin uzatılıp uzatılmayacağına karar verir. (AD/EÖ)