Askerlere toplumsal olaylara müdahale olanağı sağlayan Emniyet Asayiş Yardımlaşma Protokolü (EMASYA) yürürlükten kalktı.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, dün Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, protokolün Genelkurmay Başkanlığı Harekat Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz'le İçişleri Müsteşarı Osman Güneş'in imzaladıkları belgeyle yürürlükten kaldırıldığını duyurdu.
Atalay, kararın Genelkurmay Başkanlığı'na ve valiliklere dün (4 Şubat) gönderildiğini söyledi; daha önce Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'la bu konuyu görüştükleri bilgisini vererek "Bunun ortak imzayla yürürlükten kaldırılmasını kararlaştırmıştık" dedi.
"Yetki valilerde"
Atalay, mevzuatın [İller İdaresi Kanunu'nu kast ediyor] yeterli olduğunu ve yetkiyi valilere verdiğini de söyledi:
"Görüşmelerimizde vurgulamıştık, ilgili mevzuat, ilgili kanunun ilgili maddesi çok tafsilatlı ve detaylı yazılmış. Bu konuda yeni bir düzenlemeye, yeni protokole veya bu konuda yeni tespite ihtiyaç olmadığı kanaatine varmış olduk. Mevzuat şu haliyle bu konudaki ilişkileri düzenlemek için yeterli. Zaten bildiğiniz gibi genelde kanun bu konudaki yetkileri valilere verir. Şu anda ilgili kanunun hükümleri geçerli olacak."
Dün Hürriyet'te yayınlanan röportajda, Başbuğ da "gereği yok" dediği protokolün karşısında yasanın geçerli olduğunu söylemiş, "Kanun çok açık; 'Vali, genel ve özel tüm kolluk kuvvetlerin amiridir.' Bunu hiçbir şekilde değiştiremezsiniz. Her şey valilinin direkt emir komutası altındadır. Vali tarafından talep edilmedikçe askeri birlik zaten gelmez. Biz toplumsal olaylarda halkla karşı karşıya gelmek istemeyiz" demişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 31 Ocak'ta TRT'de canlı yayında EMASYA Protokolü diye bir şey olamaz. Olmayacak. Bunların adımını atıyoruz, atacağız. Şu anda arkadaşlar hazırlıklarını yapıyorlar ve bu işi bitireceğiz" demişti.
EMASYA Protokolü nedir?
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) 2009 tarihli "Türkiye'de Güvenlik Sektörü: Sorular, Sorunlar, Çözümler" raporunda, EMASYA protokolü şöyle geçiyor.
Protokol ve yönetmeliklerin yasalar üstü algılanmasının, yasalara aykırı uygulanmasının, askeri vesayet sisteminin ayrıcalıklı cihazlarından birisi olarak karşımıza çıkmasının en tipik örneklerinden biri EMASYA protokolüdür.
28 Şubat sonrasında TSK'nin yeniden yapılandırılan iç güvenlik doktrini, 7 Temmuz 1997'de Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/D maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak toplam 27 maddeden oluşan EMASYA Protokolü'yle inşa edilmiştir. Protokol, gerekli görülen durumlarda, iç asayiş olayları ve güvenlik durumlarında askeri güçlerin nasıl devreye gireceğini düzenler.
EMASYA Protokolü gereğince, valilerden alınan izin ve onaylarla, iç güvenlik harekâtları ve bölgelerinde polis özel harekât timleri, köy korucuları, jandarma iç güvenlik birlikleri ve jandarma birimleri bölgedeki en yüksek Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) birimine bağlanırlar. Polis özel harekât timleri, EMASYA Bölge ve Tali Bölge Komutanlıklarının emrine; geçici köy korucuları, bölgedeki ilgili Jandarma Komutanlığı'nın emir-komutasında olmak üzere, yine EMASYA Komutanlıklarının emrine verilirler. Bu nedenle, bu tip durumlarda jandarma birimleri mülki işleri bakımından da İçişleri Bakanlığı'na değil, askeri otoriteye bağlı hale gelir.
Her ilde garnizonlarda oluşturulmuş olan "Asayiş Güvenlik Merkezleri" sayesinde illerdeki polis teşkilatı ve mülki amirler istihbarat, değerlendirme ve planlama açısından askere bağımlı kılınmıştır. Bu yapılanma sayesinde elde edilen tüm toplumsal ve istihbari bilgilerin askerin elinde toplanması mümkün hale gelmektedir. Yine asker, gerekli gördüğü durumlarda toplumsal hadiselere mülki amirin iznine gerek kalmadan el koyabilmektedir. Böylece silahlı kuvvetler illerde mülki yapılanmayı aşarak, iç güvenliğin tam anlamıyla askerileşmesini sağlamaktadır.
Protokol sayesinde iç güvenlik harekâtlarında ve harekât bölgelerinde komuta, bölgedeki en üst askeri birime geçmektedir. Bu birim, ülkenin büyük bir kısmında KKK'ye bağlı karargahlardır. İç harekât durumunun geçici değil sürekli bir nitelik taşıdığı Güneydoğu'daki iller dikkate alındığında, geniş bir coğrafyada asayişin asker kontrolünde olmasının yolunun açıldığı görülmektedir.
Jandarmanın yetki alanını genişletmeye yönelik olarak kullanılan yöntemlerden biri, valilerden kimi tekil olaylarda ya da bir yıla varan uzun sürelerle her tür konuda polis alanlarında görev yapma yetkisi alınmasıdır. Daha önce bahsi geçen Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu'nun 10(c) maddesi İller İdaresi Kanunu'nun EMASYA Protokolü'yle şekillendirilen 11/D maddesine göre düzenlenmiştir. Ayrıca jandarma ve emniyet güçlerinin mülki amir izni ve savcı talimatıyla ortak operasyonlar yapmaları da giderek yaygınlaşmaktadır. Bu durum, askeri otoritenin iç güvenlik doktrininin ruhuyla son derece uyumludur ve dolaylı olarak EMASYA Protokolü'yle ilgidir. (TK)