İçişleri Bakanı Beşir Atalay, askerlerin toplumsal olaylara doğrudan müdahale etmesine olanak sağlayan Emniyet Asayiş Yardımlaşma (EMASYA) Protokolü üzerinde çalıştıklarını söyledi.
Atalay, dün Ankara'da katıldığı "Uluslararası Demokrasi Kongresi"nde gazetecilerin sorularını yanıtlarken "Bu konuda çalışmalar sürüyor. Şu an protokolün gündemimizde olduğunu belirtmek istiyorum. Üzerinde çalışıyoruz" dedi.
Çiçek: Kaldırılmasının önünde engel görünmüyor
Yeni Şafak'ın haberine göre, Devlet Bakanı ve Hükümet sözcüsü Cemil Çiçek de "Bu protokolün kaldırılmasının önünde bir engel görülmüyor, ancak konu bilindiği gibi İçişleri Bakanlığı'nın uhdesindedir. Sanırım böyle bir çalışma içindeler" diye konuştu.
Aynı habere göre, Emniyet Genel Müdürlüğü yeni bir EMASYA Protokolü taslağı hazırlıyor.
Taraf'tan Fikret Karagöz'ün bugünkü haberine göreyse, İçişleri Bakanlığı'nda EMASYA için kurulan bir komisyon, protokolün sekiz noktada yasalara aykırı olduğunu saptadı. Bu noktalar, özetle şöyle:
Protokol asayişle ilgili yardım isteme esaslarını belirleyen İller İdaresi Kanunu'na (İİK) yetki yönünden aykırı.
Güvenlik Koordinasyon Kurulları'nda bir askeri yetkilinin bulunması yetki ve sorumluluk düzeninin bütünlüğünü bozuyor.
Mülki amirlerin takdir yetkisini ve hareket serbestisini kısıtlıyor.
Mülki amirlerin yardım istemeden önce askeri komutanlıklara bilgi verme zorunluluğu İİK'ye aykırı.
Askerlerin mülki amirlerin talebi olmaksızın müdahale yetkisi İİK'ye aykırı.
İller arasında kuvvet kaydırılmasının EMASYA bölge komutanının aracılığına bağlanması İİK'ye aykırı.
Polis ve jandarmanın tamamının yardım gelen askeri birliğin komutasına bağlanması yasalara aykırı.
Düzenli ve sürekli örgütlenmelere gidilmesi iç güvenliği düzenleyen yasalara aykırı.
EMASYA Protokolü nedir?
Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) 2009 tarihli "Türkiye'de Güvenlik Sektörü: Sorular, Sorunlar, Çözümler" raporunda, EMASYA protokolü şöyle geçiyor.
Protokol ve yönetmeliklerin yasalar üstü algılanmasının, yasalara aykırı uygulanmasının, askeri vesayet sisteminin ayrıcalıklı cihazlarından birisi olarak karşımıza çıkmasının en tipik örneklerinden biri EMASYA protokolüdür.
28 Şubat sonrasında TSK'nin yeniden yapılandırılan iç güvenlik doktrini, 7 Temmuz 1997'de Genelkurmay Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında, 5442 Sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11/D maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak toplam 27 maddeden oluşan EMASYA Protokolü'yle inşa edilmiştir. Protokol, gerekli görülen durumlarda, iç asayiş olayları ve güvenlik durumlarında askeri güçlerin nasıl devreye gireceğini düzenler.
EMASYA Protokolü gereğince, valilerden alınan izin ve onaylarla, iç güvenlik harekâtları ve bölgelerinde polis özel harekât timleri, köy korucuları, jandarma iç güvenlik birlikleri ve jandarma birimleri bölgedeki en yüksek Kara Kuvvetleri Komutanlığı (KKK) birimine bağlanırlar. Polis özel harekât timleri, EMASYA Bölge ve Tali Bölge Komutanlıklarının emrine; geçici köy korucuları, bölgedeki ilgili Jandarma Komutanlığı'nın emir-komutasında olmak üzere, yine EMASYA Komutanlıklarının emrine verilirler. Bu nedenle, bu tip durumlarda jandarma birimleri mülki işleri bakımından da İçişleri Bakanlığı'na değil, askeri otoriteye bağlı hale gelir.
Her ilde garnizonlarda oluşturulmuş olan "Asayiş Güvenlik Merkezleri" sayesinde illerdeki polis teşkilatı ve mülki amirler istihbarat, değerlendirme ve planlama açısından askere bağımlı kılınmıştır. Bu yapılanma sayesinde elde edilen tüm toplumsal ve istihbari bilgilerin askerin elinde toplanması mümkün hale gelmektedir. Yine asker, gerekli gördüğü durumlarda toplumsal hadiselere mülki amirin iznine gerek kalmadan el koyabilmektedir. Böylece silahlı kuvvetler illerde mülki yapılanmayı aşarak, iç güvenliğin tam anlamıyla askerileşmesini sağlamaktadır.
Protokol sayesinde iç güvenlik harekâtlarında ve harekât bölgelerinde komuta, bölgedeki en üst askeri birime geçmektedir. Bu birim, ülkenin büyük bir kısmında KKK'ye bağlı karargahlardır. İç harekât durumunun geçici değil sürekli bir nitelik taşıdığı Güneydoğu'daki iller dikkate alındığında, geniş bir coğrafyada asayişin asker kontrolünde olmasının yolunun açıldığı görülmektedir.
Jandarmanın yetki alanını genişletmeye yönelik olarak kullanılan yöntemlerden biri, valilerden kimi tekil olaylarda ya da bir yıla varan uzun sürelerle her tür konuda polis alanlarında görev yapma yetkisi alınmasıdır. Daha önce bahsi geçen Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu'nun 10(c) maddesi İller İdaresi Kanunu'nun EMASYA Protokolü'yle şekillendirilen 11/D maddesine göre düzenlenmiştir. Ayrıca jandarma ve emniyet güçlerinin mülki amir izni ve savcı talimatıyla ortak operasyonlar yapmaları da giderek yaygınlaşmaktadır. Bu durum, askeri otoritenin iç güvenlik doktrininin ruhuyla son derece uyumludur ve dolaylı olarak EMASYA Protokolü'yle ilgidir. (TK)