Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, "elektronik bileklik sistemi"nin Mart ayında pilot uygulamaya başlanacağını açıkladı.
Konu hakkında bianet’e konuşan avukat Hülya Gülbahar ve Mor Çatı avukatı Özlem Özkan, şiddeti engellemek için kısıtlı etkisi olan dijital sistemler değil, köklü ve yapısal reformlar, bütünlüklü yaklaşımlar gerektiğine dikkat çekti.
Özkan: Çözüm insanları birbirine yaklaştırmamak değil
“Kadına şiddete karşı bütünlüklü bir politik mücadele vermeden, ne panik butonu ne elektronik kelepçe ne de başka bir dijital sistemin işe yarayacağını düşünüyorum. 'İspanya’da işe yarıyormuş' gibi yaklaşımlarla buna bakmak, Türkiye’de bu sorunun ne kadar ciddiye alınmadığının göstergesi.
“Türkiye’de ne zaman şiddet vakaları art arda patlak verse böyle bir şeyler öne sürüyorlar. Panik butonu da benzer bir şekilde çıkmıştı. Bir pilot uygulamadan başka bir pilot uygulamaya gidiyoruz.
“Dijital sistemlere bu kadar para akıtacaklarına, önce sığınak sayısını ve koşullarını iyileştirseler, başvuru merkezlerini arttırsalar. Şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili çalışmaları daha etkin hale getirseler. O kadar çok sorun var ki.
“Kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasıyla ilgili sorunları sürekli dile getiriliyor. Sözleşmedeki yükümlülükleri konusunda hiçbir şey yapmayıp, elektronik kelepçe takmak sadece manipülasyon. Biz burada amacın ne olduğunu anlayabilmiş değiliz. Şiddeti engellemek, insanları birbirine yaklaştırmamak değildir."
Gülbahar: Buton ve kelepçenin etkisi sınırlı
“Kadına yönelik şiddete karşı köklü ve yapısal reformlar gerekiyor. Panik butonu, elektronik kelepçe gibi uygulamalar son derece sınırlı bir kesime destek anlamını taşıyan, etkisi sınırlı konular. Ülke çapında herkesin kolayca ulaşacağı ve anlayacağı dilde destek alacağı kadın danışma merkezleri, sığınaklar, cinsel şiddet kriz merkezleri ve etkin çalışan bir ‘alo şiddet’ hattı ağı yaratılmadan, şiddetle mücadele edilemez.
“Bu kurumsal mekanizmaların yanısıra kadın sivil toplum örgütleriyle birlikte somut, takvime bağlı, ve yaptırım içeren eylem planları oluşturmak gerekir.”
Elektronik kelepçe nasıl uygulanacak?
İslam, birkaç ay önce yaptığı açıklamada 2012’de başlatılan “panik butonu” uygulamasının iyi işlemediği ve etkili bir tedbir olmadığı sonucuna vardıklarını söylemişti.
Bugün Anadolu Ajansı Editör Masası'nda elektronik kelepçe uygulamasını tanıtan İslam, panik butonu uygulamasını sonlandırmak için yeni bir sistem arayışında olduklarını söyledi.
İslam, hüküm giymiş ve denetimli serbestlikle tahliye edilmiş kişilerle uygulanan elektronik kelepçe sistemi, şiddet faillerinde nasıl uygulanacağını şöyle anlattı:
“Bizim şu anda kullandığımız aparat (panik butonu) sadece mağdurda bulunuyor. Kendisinin tehdit altında olduğunu hissettiğinde butona basıyor.
“Şimdi geçmeye düşündüğümüzde iki aparat kullanılıyor. Biri faile, diğeri mağdura veriliyor. Bunlar Emniyet’ten bir sistem üzerinden takip ediliyorlar. Mağdur ile failin birbirine yaklaşmaları, had sınırı aşmaları durumunda derhal mağdurun bulunduğu yere kolluk kuvvetleri gidiyor.
“Fail 'Eğer bilinçsizce yaklaştıysanız şu anda sınırı aşmış durumdasınız, oradan uzaklaşın' şeklinde uyarılıyor. Mağdur da 'Dikkat edin' diye uyarılıyor ama sadece uyarılmakla kalmıyor, aynı anda kolluk güçleri korumak üzere orada oluyor.” (ÇT)