Dünya Su Günü kutlu olsun

Bugün, Dünya Su Günü.
Her yıl 22 Mart’ta kutlanan “Dünya Su Günü”, suyun önemine dikkat çekmek ve temiz su kaynaklarının korunmasını teşvik etmek amacıyla Birleşmiş Milletler (BM) tarafından belirlenen uluslararası bir gün.
Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde 1992 yılında düzenlenen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda (Rio Zirvesi) önerilen gün, 1993'ten itibaren resmî olarak kutlanmaya başlandı.
Bu özel günde özellikle küresel ölçekte temiz suya erişimin insan hakkı olduğu vurgulanır, su krizine dikkat çekilerek su tasarrufu bilinci artırılır ve iklim krizinin su kaynakları üzerindeki etkisi ele alınır.
“Su hakkı en temel insan hakkıdır”
Gün ile ilgili açıklama yapan Türkiyeli 75 ekoloji, hayvan ve insan hakları örgütü bileşeni olan İklim Adaleti Koalisyonu (İAK), Türkiye’nin su stresi ve su kıtlığı yaşayan bir ülke olmasına dikkat çekerek özetle şöyle dedi:
“İklim krizi derinleştikçe, kuraklık yıllarının suyu olan yeraltı suyu kaynakları giderek daha kritik hale gelecektir. Ormanların, su havzalarınının, tarım alanlarının madenciliğe açılması, su kaynaklarındaki özelleştirme uygulamaları, rant alanı olarak görülmesi, yüksek debili yer altı su kaynaklarının şirketlere tahsisi, Kazdağları’nda antik adıyla Granikos nehrinin\Kocabaş Çayının Cengiz Holding’e tahsisi örneğinde olduğu gibi yüzey sularının da holdinglere tahsisi, iklim krizinin ve ekolojik yıkımın olumsuz etkilerini arttıracaktır. Su havzalarımız, su kaynaklarımız korunmalı, kamu mülkiyetinde kalmalıdır.
“Sağlıklı içme suyu yüzey suyudur, baraj suyudur. Sağlıklı içme suyunun herkes için erişilebilir olması ve vatandaşa parasız sunulması gereklidir. Merkezi ve yerel yönetimler topluma güvenli, içilebilir ve ekonomik musluk suyu sağlamakla yükümlüdür. Su hizmetlerinin özelleştirilmesi, alınır satılır ve ticari amaçlarla işletilebilir bir kaynak olarak görülmesi kabul edilemez. Su temini, arıtılması, dağıtımı, atık suyun toplanması ve arıtılması genel ve yerel yönetimlerin önemli görevleri arasındadır.
Kamucu su politikalarının önemi
“Şirketler daha çok kâr etsin diye ormanların kesilmesi, sulak alanların kurutulup kirletilmesi, aşırı fosil yakıt tüketimi, vahşi tarımsal sulama, su havzalarında madencilik faaliyetleri, derin kuyularla yer altı su kaynaklarının maden şirketlerine, sanayiye sunulması iklim krizinin etkilerini artırmakta, su potansiyelini azaltmaktadır. Toplumcu, kamucu, halkın ihtiyaçları için su politikaları uygulanmalıdır.
“Yeni bir kurak dönemin içindeyiz, kurak yıllar başladı. Toplumcu, kamucu su politikalarıyla su kaynakları kamu yararına kullanılmalı, su havzalarında madencilik yapılması yasaklanmalı, yer altı su kaynaklarının yağmalanması önlenmeli, su kaynaklarında özelleştirme uygulamalarından vaz geçilmelidir. İklim krizi ve kuraklık etkilerinden doğanın, toplumun korunabilmesi için gerekli önlemler merkezi ve yerel yönetimler tarafından alınmalıdır. İklim Adaleti Koalisyonu olarak konunun takipçisi olacağımızı bildirirken, emek, barış, demokrasi örgütlerini birlikte mücadeleye çağırıyoruz.” (TY)