Fotoğraf: Ali Kemal Akan-AA
Roman hakları alanında çalışan Romani Godi derneği Maraş depreminin roman gruplarına etkisini değerlendirerek bir bilgi notu paylaştı.
Maraş merkezli depremlerin yoğun etki alanındaki şehirlerde Domlar ve Abdallar başta olmak üzere Türkiyeli ve Göçmen/Mülteci Roman grupların yoğun olarak yaşadığı iller olduğunu belirten Romani Godi, depremin Roman gruplar üzerine etkisini Dom, Rom ve Abdalların tecrübeleri üzerinden değerlendirdi.
"Daha yoğun güvensizlik hali"
Yapılan değerlendirme özetle şöyle:
"Bazı suç iddialarının göçmenlerle, mültecilerle veya Roman gruplarla ilişkilendirilmesi kamuoyunda yansıyan işkence ve linç girişimi gibi vakalar birleştirilmesi göçmenlerin, mültecilerin ve Roman gruplarına süreçte daha yoğun güvensizlik hali yaşamalarına neden olmuştur.
"Yine sonrası süreçte Roman gruplara yönelen ayrımcılık ve nefret söylemi vakalarının arttığı görülmektedir. Romani Godi olarak bölgeden iletişime geçtiğimiz veya bize ulaşan deprem bölgesindeki danışanlar, deprem sonrası ikinci günden itibaren ayrımcılığı ve eşitsizliği daha fazla hissettiklerini aktarırken sosyal medya platformlarına da bakıldığı zaman depremin üçüncü ve onuncu günleri arasında nefret söylemlerinde artış yaşandığı görülmüştür.
"Danışanların birçoğu yaşadıkları ayrımcı muamelelere karşı hak arama sürecinden çekindiklerini veya yaşadıkları ayrımcılık vakalarına tepki gösteremediklerini; çünkü yardımlardan ve desteklerden faydalanamamaktan çekindiklerini belirtmişlerdir.
"Yerel sivil toplum örgütlerinin ve deprem bölgesindeki aktivistlerin gözlemlerini, Romani Godi olarak ulaştığımız veya bize ulaşan danışanların aktarımlarını sosyal medya platformlarında ve dijital medyaya dönük yaptığımız izleme çalışmalarını bir arada yorumladığımız zaman deprem sonrası süreçte Roman grupların yaşadığı süreçte şu anlar görünür olmuştur:
"Seslerini geniş kitlelere duyuramıyorlar"
- Depremin ilk haftası; bazı yerleşim yerlerinde ortak oluşturulan çadır kentlere; Romanlar grupların ayrımcılığa uğrama çekincesiyle gitmeye çekinme eğilimi gösterdiği,
- Deprem sonrası süreçte sesini duyurma noktasında sosyal medya platformlarının özellikle de 'Twitter'in işlevsel bir görev gördüğü ama Romanların erişiminin kısıtlı olması sebebiyle seslerini geniş kitlelere duyuramadığı,
- Depremden sonra depremzedelere sağlanan insani yardımlar ve desteklerden Romanların haberdar olabileceği kanalların kısıtlı kalması (Dijital araçları kullanımdaki kısıtlılıklar),
- Farklı gruplara göre yoksulluğun daha yüksek oranda olduğu bilenen Romanların nakdi birikimlerinin yeterli olmaması sebebiyle deprem bölgesinde başka şehirlere veya depremden daha az etkilenen bölgelere kendilerini ve hasar almayan eşyalarını tahliye etmekte zorlanmaları,
- Bu durum yaşayan doğal afetten Romanların daha uzun zamanlar diliminde etkilenmesine neden olma riski doğurması.
Bilgi notunun tamamı için burayı tıklayın.
(AÖ)