IPS İletişim Vakfı/bianet, Almanya Başkonsolosluğu’nun finansal desteğiyle yürüttüğü “Haklar için Habercilik, Gazeteciler İçin Özgürlük" projesi kapsamında Hatay’da bir atölye gerçekleştirdi.
Hatay, Osmaniye, Mersin, Antep, Adana, Adıyaman ve Erzurum’dan 15 gazetecinin katıldığı “Gazeteciler Haklarıyla Vardır” başlıklı atölyede, deprem özelinde gazetecilerin hakları ve ifade özgürlüğü konuşuldu. Atölye katılımcıları deneyimlerini anlattı.
Katılımcılar
Hediye Eroğlu (Mersin Haberci Gazetesi), Murat Serdar Yıldız (Adana/TV A), Mustafa Bardak (Osmaniye/Yeni Bakış), Kenan Özgür Sevimli (Antep/Serbest), Abir Naeseh Bilgin (Hatay/Serbest), Burcu Özkaya Günaydın (Hatay/Serbest), Serpil Korkmaz (İskenderun/Eko Gündem Gazetesi), Akın Bodur (İskenderun SES Gazeteci), Sadet Berkyürek (İskenderun SES Gazetesi), Gülnaz Gök (Gazetecilik öğrencisi), Ömer Karakuş (Adıyaman’da Haber Gazesi), Ali Küçük (Hatay/Gazetecilik öğrencisi), Duygu Ertaş (Antakya Toplumcu Halk Gazetesi), Cemil Sarıtaş (Erzurum/Sarıtaş Haber Ajansı) ve Su Hjeon Cho (Oxford)
"Bir eylem hem hak hem suç olamaz"
Etkinlik, bianet Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Vecih Cuzdan'ın açılışı konuşmasıyla başladı.
İlk oturumda avukat Deniz Yazgan Şenay, “Deprem sonrası yerelde gazetecilik ve karşılaşılan hukuki sorunlar” başlıklı bir sunum yaptı.
Ulusal haber akışının ana kaynaklarından biri olan yerel gazetecilerin yaşadıkları sorunları ve deprem sonrasındaki müdahaleleri temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması bakımından değerlendirdi.
Gazeteciliğin anayasal köklerini ‘yayma özgürlüğü’ kavramı üzerinden tartıştı. “Gazetecilik suç değildir” söyleminin, bir eylemin hem hak, hem suç olamayacağı ilkesi üzerinden okunması gerektiği söyledi.
Atölye katılımcıları yaşadıkları hukuki problemleri Yazgan-Şenay’a sorma ve fikir alma fırsatı da buldu.
"İlhaller internet kesintisiyle başladı"
Öğleden sonraki oturumda ise bianet ifade özgürlüğü editörü Hikmet Adal “İfade özgürlüğü ihlalleri ve ihlallerin haberleştirilmesi” başlıklı bir sunum yaptı.
Deprem ihlallerinin, 6 Şubat’ta ilk olarak 10 saat süreyle uygulanan internet kesintisiyle başladığını, ardından Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin’in “Moral bozucu yayın yapmak kimsenin haddi değildir” ve İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un haberlerin şikayet edilmesini istediği Dezenformasyon Bildirim Servisi’yle devam ettiğini söyledi.
BİA Medya Gözlem Raporları’ndan örnekler veren Adal, gazetecilerin deprem bölgesinde habercilik yaptıkları için soruşturma ve davalar açıldığını, gözaltına alınan haberciler olduğunu ifade etti.
Deprem bölgesinde gazetecilerin en çok halkı kin ve düşmanlığa tahrik, dezenformasyon ve cumhurbaşkanına hakaretle suçlandığından bahsetti.
Türkiye’nin Sınır Tanımayan Gazeteciler’in Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 2023’te dünyadaki en kötü 15. ülke konumunda olduğunu, 180 ülke arasından 165. sırada yer aldığını söyledi. Ayrıca Freedom House’nin raporunda da “İnterneti özgür olmayan” ülke kategorisinde olduğunu aktardı.
Adal, “Deprem öncesi gazetecilerin haberlerine kulak tıkayan yetkililer, deprem sonrası gazetecileri engelleme yarışı içerişine girdi. Gazetecilere yönelik ihlaller Türkiye’deki özgürlüklerin barometresi oldu” dedi.
Gazetecilerin bölgede yaşadıkları sorunlar
Atölye, katılımcı gazetecilerin deneyim paylaşımlarıyla son buldu. Gazeteciler, haber yaparken veriye ulaşmada zorlandıklarını, resmi kurum ve yetkililere sordukları soruların cevapsız kaldığını, kurumların gazeteci kayırdığını, polisler tarafından engellendiklerini, zaman zaman şiddet gördüklerini, Basın İlan Kurumu’nun (BİK) destek verdiğini ancak yardımlar depremden zarar görenler ile görmeyenler arasında eşit dağıtıldığı için adaletsizlik yaşandığını, ekonomik olarak zorda olduklarını, mücbir sebebin kalkması halinde birçok gazetenin kapanacağını dile getirdiler.
Proje kapsamında ikinci atölye 5 Ekim'de Malatya'da gerçekleştirilecek.
(HA)