Haberin Kürtçesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir il binasına 17 Haziran 2021'de silahlı saldırı gerçekleştiren ve Deniz Poyraz'ı öldüren Onur Gencer'in yargılandığı davanın 4'üncü duruşması İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.
MA'daki habere göre, dava duruşması görülürken, eli silahlı bir kişi adliye içerisine girmeye çalıştı. Söz konusu kişinin adliye önüne gelerek, tetiği çektikten sonra "Hepinizi tarayacağım" dediği duyuldu.
Gözaltına alındı
*Fotoğraf: MA
Eli silahlı kişi adliye binasının kapısına gelene kadar polis müdahale etmedi. Duruşmaya katılanlar, bu duruma tepki göstermesi üzerine polis tarafından darp edildi.
Eli silahlı kişi daha sonra gözaltına alındı.
Sanık: Cevap yok
Duruşmada ilk olarak söz verilen dava avukatlarından İmdat Ataş, sanığa soru soracaklarını belirtti. HDP'ye dönük birçok yerde saldırılar olduğuna dikkati çeken Ataş, "Bugün de adliye önünde silahlı birisi yakalandı. Bunun tesadüf olmadığını düşünüyoruz" dedi. Ataş, ardından sanık Onur Gencer'e şu soruları yöneltti:
*Bugüne kadar hangi numaraları kullandın?
*Bunlar kimin adınaydı?
*Son geliriniz ne kadardı?
*Görev yerininiz bu kadar sık değişmesinin nedeni neydi?
*Kemalpaşa hastanesine gelirken hangi araçları kullandınız?
*Ticari taksi kullandığınız doğru mu?
*İşten hangi gerekçe ile ayrıldınız?
*Resmi olarak işten ilişiğiniz ne zaman kesildi?
*İlişiğiniz bu kadar geç kesilmesinin nedeni nedir?
*112 acilde çalıştınız mı?
*Yurtdışı görevlendirme talebinde bulundunuz?
*Suriye'ye gitmeye nasıl karar verdiniz?
*Suriye görevlendirmesi için sizi teşvik eden ya da yönlendiren oldu mu?
*Yakın çevreniz ya da akrabalarınızdan Suriye’ye giden oldu mu?"
Sanık Gencer, sorulan soruların hepsine “cevap yok” yanıtı verdi.
Ardından sanığa soru sormak isteyen İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, "Ara kararı değiştirmenizi istiyorum. Geçen duruşmada katılanların soru sorma hakkını elinizden aldınız. Katılanların soru sorma hakkı var. Yetki belgesi dahil olmak üzere kendi aramızda iş bölümü yaptık. Vekaletname ile aynı değerde olan bir belgeden bahsediyoruz. 'Ben size söz vermiyorum' şeklinde bir yaklaşım olamaz. Kanun ne söylüyorsa odur" dedi.
Özkan'ın sözlerine kesen mahkeme başkanı, geçen duruşmada aldıkları kararın geçerli olduğunu ve vekaletnamesi olanlar dışında kimseye soru sorma hakkı vermeyeceğini söyledi.
MA'daki habere görei Dava avukatlarından Türkan Aslan Ağaç ise, "Bu kararda ısrar ederseniz biz dışarı çıkacağız. Bu karar hukuka uygun değil. Dosyada ilerlememe olmamasının sebebi mahkemenin kendisi" diye belirtti.
Mahkeme başkanı, salondan itirazların yükselmesi üzerine, "Salondan ses gelmeyecek. Salonu boşaltırım" dedi.
“115 kez keşif yapan bir katile engel olmayan zihniyet cinayetin ortağıdır”Duruşma öncesinde basın açıklaması yapan HDP’li siyasetçiler ve yurttaşlar, “Deniz Poyraz’ı öldüren sanık Gencer’in cezalandırılmasını” istedi. Deniz Poyraz'ın annesi Fehime Poyraz "Katil denizi öldürdü ama binler Deniz oldu" diye seslendi. Şöyle devam etti: Şu anda Deniz ölmemiş, deniz içimizde yaşıyor, bütün halk Deniz'dir. Onlar dediler Deniz’i öldüreceğiz. Deniz ölmedi, deniz gibi aktı, her yerden aktı. Denizler hiçbir zaman ölmez. Cani katil Denizi öldürdü ama bütün halk ayağa kalktı. Bütün halk ayaktadır, hiçbir zaman şehit ölmez. Katil kolunu sallaya sallaya binanın içine girdi, Deniz'i katletti. Kadınları çok güçlü görüyorlar. Her zaman güçlü olacağız, her zaman anneyiz, her zaman ayakta olacağız. Mücadelemizi devam ettireceğiz. Şehit namirin. HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay "Adalet sağlanacak mı?" diye sordu. Şunları söyledi: Bu dava sorumluluklarını yerine getirmeyen tüm kurumların yargılandığı bir dava olarak sürmeli. Bir kez daha Deniz Poyraz yoldaşımız için bir araya geldik. Deniz Poyraz yoldaşımızın katledişinden bu yana 1 yılı aşkın bir süre geçti. Bugüne kadar 3 duruşma görüldü. Deniz Poyraz için adalet arayışı bu 3 duruşmada adalet fiyaskosuna dönüştü. Bu davanın siyasi katliamların aydınlatıldığı ve azmettiricileri başta olmak üzere sorumluluklarını yerine getirmeyen bütün kurumların yargılandığı, hesap sorulduğu bir dava olarak sürmesi gerekir. Ancak bundan önceki duruşmalarda olduğu gibi bugün de yine burada adaletin sağlanamayacağına dair derin kuşkularımız var. HDP Van Milletvekili Sezai Temelli "Hep birlikte hesap sormalıyız" dedi şöyle davam etti: Öncelikle Deniz yoldaşımı saygı ve özlemle anmak istiyorum. Büyük ve dinmez acılarımız var. Deniz’in katliamıyla bu acılarımıza yenisi eklendi. Bu acılarımız dinmez olduğu kadar öfkelerimiz de büyük. Bu öfkemizi buradan bir kez daha haykırıyoruz; adalet ve barış mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz, bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Katledilmiş her arkadaşımızın hesabını mutlaka ama mutlaka soracağız. Burada yargılamayı bir kez daha izleyeceğiz. Burada bir adalet arayışı yok, tam tersine olayın üstünün örtülmesi var. Elini kolunu sallayarak tam 115 kez keşif yapan bir katile engel olmayan zihniyet aslında cinayetin ortağıdır. İltisak mı arıyorsunuz, onlarca iltisak var ortada. Sanki münferit olaymış gibi bu olayı önümüze getiriyorlar, büyük suçlarını gizlemeye çalışıyorlar. Bu suçlardan kaçamayacaksınız. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu "Cinayetten AKP sorumlu" dedi, şunları söyledi:Bu cinayet canı sıkılan birinin yaptığı bir cinayet değil. Katliamda üç aşamaya bakmak lazım. Katliam öncesi aşama, cinayet sırasında güvenlik güçlerinin tutumu ve cinayetten sonra yargının tutumu. Bu üç aşamaya baktığımızda bu cinayetin derin devletin derin ilişkileriyle işlenmiş bir durum olduğu ortada. 115 kez keşif yapılmış, binanın önünde karakol var ama bu cinayet engellenmemiş. Cinayetten önce nefret söylemleri bu cinayetin zeminini hazırladı. Katliamdan sonra bu katile “görevini yerine getiren vatansever” muamelesi yapıldı. Hem müdahale edilmedi hem de müdahaleden sonra el bebek gül bebek ağırlandı. Bu ortamda bir sosyal medya paylaşımı yaparsanız 4-5 gün gözaltında kalırsınız ama bu katil sadece 24 saat gözaltında kaldı. Hiçbir ilişkisi araştırılmadı, tutuklandı hızla. Savcılık tarafından bir soruşturma yapılmadı, ilişkileri değerlendirilmeden bir iddianame ile dava açıldı. Bu tablo bize şunu gösteriyor. Bu ilişkilerin sosyal ortağı ve sahibi AKP’dir. AKP işkenceden, ölümlerden uzak bir ortam yaratacağı iddiasıyla iktidara geldi ama derin devlet kendisini teslim aldı, sonra derin devletin sahibi kendisi oldu. Kadınlar Birlikte Güçlü'den Zilan Tayboğa "Yaşam hakkımız gasp ediliyor" dedi. Şöyle dedi: Kadınlar Birlikte Güçlü’den Didar Gül "Vazgeçmeyeceğiz" dedi. |
İddianamede ne var?
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Onur Gencer'in 17 Haziran'da cinayeti işledikten sonra mesajlaşma uygulaması WhatsApp paylaşımlarında ve binadan çıkarken kullandığı ifadelerde suçunu itiraf ettiği yer almıştı.
İddianamede, "Olay öncesinde, olay anında ya da olay sonrasında sanığa yardım eden, sanığı azmettiren herhangi bir kişinin bulunamadığı, sanığın herhangi bir terör örgütü ya da üyesi ile olay öncesi veya sonrasında irtibatlı olduğuna dair delil elde edilemediği" belirtilmişti.
TIKLAYIN-Dava ertelendi | Avukat Arslan: Deliller karartıldı
Ayrıca iddianamede Gencer'e 2016'da "anksiyete bozukluğu" ve "hafif depresif nöbet tanısı" teşhisi konulduğuna da yer verilmişti.
HTS incelemesinde, 17 Haziran 2020-17 Haziran 2021 tarihleri arasında, olay yeri olan Şair Eşref Bulvarı bölgesinde, farklı tarihlerde sanığa ait toplamda 115 kez sinyalin tespit edildiği ve sanığın 24 kez belirtilen bölgeye gittiğinin belirlendiği ifade edilmişti.
İddianamede Gencer'in emniyet ifadesine de yer verilmişti.
TIKLAYIN-Deniz Poyraz Davası | Buldan: Tetiği çek emrini verenler açığa çıkarılmadı
Gencer'in ilk olarak Bayraklı'da bir saldırı gerçekleştirmeyi planladığı ifadesinde, "Amacım PKK'ya zarar vermekti. PKK'ya destek veren aileleri araştırmaya başladım. Bayraklı'da kömür satışı yapan aileyi internetten buldum. Sosyal medyada örgütsel paylaşımlara destek veren ya da yorum yapan birkaç hesaptan büyük aile olacaklarını düşündüm. 31 Aralık 2020'de telefonla arayıp kömür almaya geleceğimi söyledim. Onlar da yılbaşı olduğundan erken kapatacaklarını söylediler. Gitseydim onlara saldırma fikrim vardı" denilmişti.
Onur Gencer'in, Ankara Makine ve Kimya Endüstrisi A.Ş'den (MKE) silah almayı düşündüğünü ancak prosedürün uzun olmasından ötürü Kemeraltı'ndan silah aldığını, silahı Ankara'dan temin etmesi durumunda, HDP Genel Merkezine saldırı yapmayı düşündüğünü de söylediği belirtilmişti.
TIKLAYIN-Kürkçü: Saldırganın 'yalnız kurt' olduğuna inanmak mümkün değil
Planlı bir saldırı yapmak için keşfe geldiğinde HDP İl Binası'nda yer alan telefon numaralarını aradığını ancak kimseye ulaşamadığını belirten Gencer'in, saldırıya olaydan bir gün önce karar verdiği de iddianamede yer bulmuştu.
Gencer'in, Poyraz'ı vurduktan sonra öldüğünden emin olmak için kafasına da ateş ettiği sözlerine iddianamede yer almıştı.
Gencer "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "İş yeri dokunulmazlığını ihlal etme", "Siyasi partiler veya meslek kuruluşlarının kullanımında olan bina, tesis veya eşyaya zarar verme" suçlarından 7 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
(EMK)