Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, 2009'dan bu yana Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) kapsamında tutuklanan herkesin yürüttüğü faaliyete katıldığını söyleyerek Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunarak kendini ihbar etti.
"Kendimi İhbar Ediyorum" kampanyasını BDP milletvekili Filiz Koçali ile Beşiktaş Adliyesi önünde başlatan Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı İdris Nedim Şahin'in yaptıkları açıklamalarla, yargıya müdahale ettiklerini söyledi.
"Savcılardan önce Başbakan ve İçişleri Bakanı canlı ayında bizim iddianamemizi yazdı. Savcılara çok iş kalmıyor, onların açıklamalarını kopyala yapıştır ile yapsalar iddianame hazır olacak."
"Asıl paralel devlet cemaat yapılanmasıdır"
Demirtaş, KCK ile paralel devlet kurdukları iddiasına karşılık, "Asıl paralel devlet cemaat yapılanmasıdır" dedi.
"Cemaat örgütlenmesinin emrinde polis, medya, yargı gücü vardır. Devlet içinde devlet haline gelmişlerdir. Cemaatlerin liderleri bellidir; seçimle iş başına gelemezler. Kimse cemaatin söylediğinin dışına çıkamaz, kimin nereye atanacağına onlar karar verir.
"Birileri paralel devlet arıyorsa işte budur. Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), kendi yaptığı cemaat örgütlenmesini ört bas edebilmek için ısrarla BDP'nin üstüne gelmektedir."
"AKP'ye rahatsızlık veriyoruz"
Türkiye'de etnik köken mücadelesi değil, demokrasi ve özgürlük mücadelesi olması gerektiğini söyleyen Demirtaş, bunun için mücadele birliğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
"BDP, Türkiye'de sevgiye, saygıya, eşitliğe dayalı öz kardeşlik için mücadele ediyor. Başbakanın partimize kapatma davası açılması için her konuşmasında haksız hukuksuz saldırılarda bulunması, medyası aracılığıyla vekillerimizi saldırılması, AKP'ye rahatsızlık verdiğimizi gösteriyor.
"Böyle bir tablo içinde mücadele etmek kararlılık gerektirir. Esas mücadele etnik kimlikler değil, demokrasi ve özgürlükler mücadelesidir; eğer mücadele birliği sağlanamazsa özgürlüklere kavuşmak imkansız olacak."
"Kendimi ihbar ediyorum, bedelini ödemeye hazırım"
Demirtaş, "İçişleri Bakanı Şahin'e cevap veriyorum" diyerek, bütün suçlamaları kabule ettiğini, gereken bedel neyse gerek Meclis gerekse mahkeme kürsüsünde ödemeye hazır olduğunu söyledi.
Savcılığa verilen dilekçe şöye:
"14 Nisan 2009'den bu yana partimiz üye ve yöneticilerine karşı gözaltı, tutuklama ve cezalandırma operasyonları kesintisiz yürütülmektedir. KCK adı altında yapılan bu operasyonlarda tutuklanan ve yargılanan başta Parti Yöneticileri, Milletvekilleri, Belediye ve İl Genel Meclis Başkanları ve üyeleri, Belediye Meclis üyeleri, Kadın ve Gençlik Meclisi üyeleri olmak üzere genel olarak tüm üye ve yöneticilerimizin, İnsan Hakları Savunucularının, Sendikacıların, Gazetecilerin, Akademisyenlerin yürüttükleri faaliyetlere katıldım ve katılmaya devam ediyorum.
Anılan faaliyetler suç olarak kabul ediliyor ise ben de aynı suçları işledim. Kendimi ihbar ediyorum. Gereği bilgilerinize sunulur." (NV)