Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) Diyarbakır'da gerçekleştirdiği grup toplantısının ardından bir basın açıklamasıyla 1 Ekim'den itibaren Meclis Genel Kurul çalışmalarına katılacaklarını açıklayan BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, konuşmasında gündeme dair konulara da değindi.
Demirtaş, son günlerde yaşanan çatışma ve saldırılar, iki yıldır aralıksız devam eden Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) tutuklamaları ve demokratik siyaset ortamı hakkındaki görüşlerini paylaştı.
"Bebek ölümlerine tahammül etmek istemiyoruz"
Son günlerde Batman, Yüksekova, Siirt, Dersim, Ankara ve Şemdinli'de yaşanan çatışma ve saldırılarda hayatını kaybeden herkese Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan Demirtaş, tüm ölümlerin acısını yüreklerinde yaşadıklarını söyledi.
Söz konusu acı olunca ölenin öldürenin kimliğine bakmadıklarını, tüm ölümlerin acı verici ve sarsıcı olduğunu söyleyen Demirtaş, savaşı durdurmak için ilk yolun bu yönde samimi istek olduğunu ifade etti ve ekledi: "Sivil ölümlerine, bebek ölümlerine daha fazla tahammül etmek istemiyoruz."
Son süreçte Türkiye'nin duygu düzeyinde bölünme yaşadığına dikkat çeken Demirtaş, insanların ölenin ve öldürenin kimliğine bakarak üzüldüğüne ya da sevindiğine vurgu yaparak, asıl bölünmenin bu olduğunu sözlerine ekledi.
"Bu durumda sınır olsa ne olur, pasaport olsa ne olur?" diye soran Demirtaş, hükümetin ölümlerdeki sorumluluğunun farkına varması gerektiğini söyleyerek bugün hayatını kaybeden bebek şahsında tüm Türkiye'ye başsağlığı diledi.
"AKP'den 2 bin kişi tutuklansa siyaset yapamazlar"
Demirtaş, yaşanan acıların tekrar yaşanmaması için tek yolun demokratik siyaset ve müzakere olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
* Demokratik siyaset yollarının açılması için uğraşmazsanız barıştan söz edemezsiniz. Demokratik siyaset savaşın panzehiridir.
* Şırnak'tan İstanbul'a kadar bu kanlı olaylar yaşanmasın diye çaba sarf eden ve demokratik yolla siyaset yapmak isteyen insanlar tutuklanıyor.
* Şiddet eylemlerine karışmamış 2 bin civarı arkadaşımız bugün tutuklu. AKP'nin 2 bin kişilik kadrosunu tutuklasanız AKP ayakta kalamaz.
* Bir siyasi partinin kolunu, kanadını kıracaksınız, sonra siyasi diyalog diyeceksiniz. Hükümetin "müzakere" demesini anlamsız bulmuyoruz, bunu önemsiyoruz. Ancak kolunu, kanadını kırdığınız cezaevlerindeki siyasetçilerle mi müzakere edeceksiniz?
* Biz kolumuz, kanadımız kırık olmasına rağmen yine de müzakereye hazırız. Ancak sonuç alabilmemiz için AKP'nin de bizim kadar cesur olması lazım.
"Akil insanlar komisyonu kurulabilir"
* Eğer AKP, siyasi olarak bizimle müzakere sürecine giremiyorsa bir akil insanlar komisyonu da kurulabilir.
* Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) de desteklediği bu fikre AKP de katılırsa kalıcı barış yönünde ilk adım bu komisyonla atılabilir. AKP desteklemezse biz BDP-CHP olarak ortak bir çağrı yapabiliriz.
* Biz BDP olarak bu komisyon yoluyla siyasetteki tıkanıklığın aşılabileceği düşüncesindeyiz. (EKN)