"Suriye, Ermenistan, Kıbrıs konusundaki gelişmeler ve Ortadoğu'daki çabaları, Türkiye'nin daha ciddi bir bölgesel güç olmaya çalıştığını gösteriyor. Türkiye eğer bir gün Avrupa Birliği'ne, bugün attığı bu adımlar sayesinde girebilir."
Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde İran'a yönelik yeni yaptırım kararlarına "hayır" deyişinin ardından "Türkiye'nin yönünü doğuya döndüğü" ve "Türkiye dış politikasında eksen kayması" yaşandığı iddialarını Yrd. Doç. Dr. Hakan Güneş, bu sözlerle değerlendiriyor.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Güneş, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin İsrail'in Gazze'ye yardım götüren insani yardım gemilerine saldırısından sonra tutunduğu sert tavrı "eksen kaymasının" değil "Türkiye'nin pazarlık gücünü artırma çabasının" işaretleri olarak değerlendiriyor.
Güneş'e göre, Türkiye'nin dış politikasında eksen kayması yaşanıp yaşanmadığı sorusunu "dış göreli özerklik" kavramı ile açıklamak gerekiyor.
"Türkiye Avro Atlantik ittifakı içinde yerini değiştirmiş değil. Son gelişmeler de bir değişime değil Türkiye'nin ittifak içinde yerini güçlendirmeye ve pazarlık gücünü artırmaya çalıştığına işaret ediyor."
Güneş'e göre, bu çabaları sırasında Türkiye'nin bazı konularda Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) ile anlaşmazlığa düşmesi doğal. Ancak bu, Türkiye'nin ittifak dışına atılacağı değil pazarlıkların sertleşeceği anlamına geliyor.
"Türkiye'nin yaşadığı ilk çatışma değil"
Güneş, geçmişte de benzer anlaşmazlıklar yaşandığını hatırlatıyor:
"Türkiye çok önemli bir bölgesel güç olmadığı zamanlarda da, 1974'te Kıbrıs'a müdalesinde olduğu gibi Batının aksine tutumlar geliştirebildi. Kıbrıs'a müdahale Türkiye'yi silah ambargosuyla bıraktı ama ittifakın dışına atmadı. Bugün de İsrail'le yaşadığı çatışma, ABD ile İran konusunda yaşadığı görüş ayrılığı Türkiye'yi ittifak dışına atmayacaktır ancak pazarlık sertleşebilir."
Bundan sonra ne olabilir?
Güneş'e göre, ilk sinyaller Türkiye'nin "biraz hesapsızca açıldıktan" sonra kendisini frenlemeye başladığı yönünde.
"İsrail konusunda kamuoyuna yapılan bütün hamasi açıklamalara rağmen Türkiye askeri anlaşmalar ve ekonomik ilişkiler konusunda İsrail'i tamamen karşısına alma cesareti gösteremiyor."
Güneş, AKP hükümetinin bu adımları 2011 seçimlerine kadar iç politika malzemesi olarak kullanacağını ancak dışarıda yeni bir inisiyatif almayacağını düşünüyor; "2011'den sonra ne olacağını, Türkiye'nin Ortadoğu, İran ve İsrail konusunda inisiyatif alıp almayacağını da seçim sonrasında ortaya çıkan tablo belirleyecektir" diyor. (BB/TK)