Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği, dün Resmi Gazete’de yayınlanan ve cinsel suçlardan hüküm giyenlere kimyasal hadım uygulanmasının önünü açan yönetmeliğe tepki gösterdi.
Dernek, cinsel şiddetin cinsellikle ilgili değil, güç kullanımı ile ilgili olduğunu hatırlattı; “Cinsel isteğin kontrol altına alınması gibi basit ve yanlış çıkarımlar cinsel şiddetin önlenmesini sağlamaz” dedi. Hadım uygulamasının beden bütünlüğüne, tıp etiğine ve insan haklarına aykırı olduğunu vurguladı.
TIKLAYIN - CİNSEL SALDIRI SUÇLULARINA KİMYASAL HADIM UYGULANABİLECEK
Açıklama şöyle:
Cinsel şiddet cinsellikle ilgili değildir, güç kullanımı ile ilgilidir. Otoritenin, kişiler arası hiyerarşinin olduğu ortamlarda gerçekleşir ve erkek egemen sistem, heteroseksizm, militarizm gibi iktidar mekanizmalarından beslenir. Cinsel şiddetin tecavüz dışında onlarca farklı türü vardır. Her biri farklı eylemler ve yöntemler içerebilir. Dolayısıyla cinsel isteğin kontrol altına alınması gibi basit ve yanlış çıkarımlar cinsel şiddetin önlenmesini sağlamaz. Cinsel şiddetin cinsel açlık ya da hormonlar yüzünden gerçekleştiği miti, cinsel şiddetin önlenebilmesi için mücadele etmek zorunda olduğumuz en temel yanlış inanıştır. Cinsel şiddetin önlenmesi için failin güç ilişkisi uygulamasına izin veren ve bu güç ilişkisini besleyen toplumsal yapının, iletişim dilinin ve normların yani tecavüz kültürünün değişmesi gerekir. Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği olarak, hadım ve kimi zaman dile getirilen idam uygulamasının kişinin yaşam hakkına, beden bütünlüğüne, tıp etiğine ve insan haklarına aykırı olduğunu bir kez daha tekrarlıyoruz. Cinsel şiddetin önlenmesi için, cinsel suçlarda cezaların haksız tahrik, iyi hal gibi gerekçeler olmadan uygulanmasını, özellikle taciz, tehdit, ısrarlı takip gibi 'küçük görülen suçların' uzlaşma veya ödeme olmadan mutlaka caydırıcı cezalar uygulanarak toplumda hukuka karşı güven telkin edilmesini, yalnızca failin değil olaya göz yumanların, üzerini örtenlerin de yargı önüne çıkarılmasını, etkin soruşturma ve kovuşturma yapılarak hem sanığın hem de maruz bırakılanın haklarının korunmasını, cinsel şiddeti besleyen ve hatta azmettiren tüm nefret söylemlerine karşı farkındalık arttırıcı çalışmalar yapılmasını talep ediyoruz. Ayrıca devlet cinsel şiddetten hayatta kalan bireylere destek hizmeti vermekle yükümlüdür, bu amaçla, İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayarak taahhüt edilen tüm maddelerin gerçekleştirilmesi ve Tecavüz Kriz Merkezleri'nin açılması da zorunluluktur. |
(ÇT)