Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) 10 üyesi hakkında 16 Nisan günü yapılan referandumda, seçimin işleyişine ilişkin aldıkları karar nedeniyle soruşturma başlatılması talebiyle suç duyurusu yaptı.
TIKLAYIN - HDP’DEN YSK ÜYELERİNE SUÇ DUYURUSU
Doğan Haber Ajansı’nın (DHA) haberine göre, CHP’nin dilekçesinde şu talep dile getirildi:
“Yüksek Seçim Kurulu'nun 16 Nisan 2017’de yapılan halk oylamasında sandık kurullarınca mühürlenmeyen oy zarfı ve pusulalarının geçerli sayılmasına ilişkin 560 sayılı kararındaki hukuka aykırılıklar nedeniyle kurul üyeleri ve aynı zamanda Yargıtay/Danıştay üyeleri olan, yukarıda belirtilen kişiler hakkında soruşturma yapılması.”
11 üyeden 10’u şikayet edildi
YSK’da 11 üye bulunuyor. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurulu’nca, kendi üyeleri arasından üye tam sayılarının salt çoğunluğunun gizli oyuyla seçiliyor.
Ancak YSK üyesi Cengiz Topaktaş, mühürsüz oy pusulası kararına şerh koyduğu için CHP onun hakkında şikayetçi olmadı.
YSK’nın Danıştay ve Yargıtay üyesi üyeleri için ayrı ayrı hazırlanan 12’şer sayfalık iki dilekçe avukat Çağlar Çağlayan imzalı.
Çağlayan’ın dilekçesinde, YSK üyeleri ve aynı zamanda Yargıtay üyeleri olan Sadi Güven, Muharrem Akkaya, Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu, Sadi Sarıyıldız ve Kürşat Hamurcu ile YSK üyeleri ve aynı zamanda Danıştay üyeleri olan Erhan Çiftçi, Zeki Yiğit, Nakiddin Buğday, İlhan Hanağası ve Yunus Aykın hakkında soruşturma açılması talep edildi.
“Karar alma yetkisi bulunmadığı halde…”
Dilekçelerin sonuç ve talep bölümünde, şöyle denildi:
“Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşen halkoylamasıyla ilgili olarak, ilçe seçim kurullarından bazı sandıklarda sandık kurulu mührü bulunmayan oy pusulası ile oy kullandırıldığı bilgisinin Yüksek Seçim Kuruluna şifahi olarak ulaşması ve AK Parti Yüksek Seçim Kurulu Temsilcisi Recep Özel Tarafından yapılan başvuru üzerine;
“Doğu bölgelerindeki sayılı illerde oy verme işlemlerin tamamlanıp oyların sayım ve dökümlerine başlanıldığı diğer illerde ise hala oy verme işlemlerinin devam ettiği bir sırada;
“298 sayılı Seçim Kanunun 98 ve 101. maddelerinin açık hükmüne rağmen yorum yetki ve sınırlarını aşarak, bu konuda ilke kararı alma yetkisi bulunmadığı halde;
“298 sayılı Seçim Kanununda öngörülen seçimlerin denetimiyle alakalı çalışma esaslarına ilişkin hiyerarşi ve usule uymadan, Anayasanın 132 ve 79. Maddelerine aykırı davranılarak, ihsas-ı rey niteliğinde, oy zarf veya pusulalarını mühürlemeyen sandık kurulu başkan ve üyelerinin görevi kötüye kullanma suçlarının objektif cezalandırma şartını kaldıracak, delilerini yok edecek biçimde ve oy gizliliğini ihlale neden olacak şekilde karar alarak görevlerinin gereklerine aykırı davrandıkları;
“Tüm bu hukuka aykırılıkların beşeri hata ve mesleki tecrübesizlik kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı;
“Tam kanunsuzluk nedeniyle halk oylamasının iptali tehlikesine ve seçim sonuçları üzerinde hiç bitmeyecek bir şüphe ve tartışma doğmasına neden olarak görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri değerlendirilmektedir.”
Ne olmuştu?
YSK, resmi internet sayfasında, Anayasa değişikliği referandumunun yapıldığı 16 Nisan’da “Sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verilmiştir” duyurusunu yaptı.
Duyuru, Doğu illerinde oylamanın bittiği ve sayıma geçildiği saat 16.00’dan sonra yapıldı.
YSK bu duyuruda, kararın numarası, saati, hangi üyelerin katıldığı, kararın kaç oy sayısı ile alındığı, karşı oy olup olmadığı, itiraz üzerine alınmış bir karar var ise itirazın içeriği ve kararın içeriği kamuoyu ile iki gün boyunca paylaşılmadı.
YSK konuyla ilgili kararını 18 Nisan’da internet sitesine koydu. (AS)