Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Van Cezaevi’nde 22 Mart günü şüpheli şekilde yaşamını yitiren ve cezaevinin kalp krizi sonucu öldüğünü iddia ettiği 20 yaşındaki Şervan Can Güder için cenaze aracı verilmedi.
Van Yüzüncü Yıl Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) "kalp krizi" sonucu yaşamını yitirdiğini iddia ettiği Güder’in cenazesinin teslim alan ailesi ve avukatları cenazenin yeniden ön otopsisi yapılmak üzere Yüksekova Devlet Hastanesi’ne götürdü.
MA’nın ailesinden edindiği bilgiye göre; Güder’in kronik bir hastalığı bulunmadığı, herhangi bir ilaç kullanmadığı öğrenildi. Çocuklarının ölümünü “şüpheli” bulduklarını ifade eden aile Güder’in 18 yıl ceza aldığını belirtti.
Cenazeyi kamyonette götürdüler
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, dün (23 Mart) Şervan Can Güder için cenaze aracı verilmediğini duyurdu. Gergerlioğlu, Twitter hesabından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı etiketleyerek, "Bu insanlık dışı işlere niye imza atıyorsunuz?" sözleriyle tepki gösterdi.
Cenazenin bir kamyonetin arkasında taşındığına dair görüntüleri de paylaşan Gergerlioğlu, "Türkiye bir utancı daha yaşadı! Van F'de şüpheli bir şekilde ölen "kalp krizi" denen 20 yaşındaki Kürt siyasi mahpus Şervan Can Güder'e cenaze aracı verilmedi. Oysa o devletin cezaevinde ölmüştü! Bu insanlık dışı işlere niye imza atıyorsunuz?” dedi.
Bozdağ'a sorular
HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede ise Şervan Can Güder’in ölümünü Meclis gündemine taşıdı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından yanıtlanması istemiyle verilen önergede, “Güder’in ölümü ile ilgili olarak kamuoyunda cezaevinde öldürüldüğü ya da ölüme terk edildiği yönünde şüpheler ve iddialar oluştuğu” ifade edildi.
Dede Bakan Bozdağ’a şu soruları yöneltti:
- Şervan Can Güder’in yaşamını yitirmesinin sebebi nedir?
- Şervan Can Güder kaç kişilik hücrede tutulmaktaydı? Daha önceden kronik bir rahatsızlıktan dolayı yaptığı bir başvuru var mıydı?
- Ölüm olayı saat kaçta gerçekleşmiş ve ilk müdahale kim veya kimler tarafından yapılmıştır?
- Olay sırasında Van F Tipi Kapalı Cezaevi’nde sağlık ekibi bulunuyor muydu?
- Tutuklu ve hükümlülere yönelik genel sağlık taraması yapıyor musunuz?
- Türkiye’nin de üyesi olduğu Birleşmiş Milletler’in ortaya koyduğu Birleşmiş Milletler Hukuk Dışı, Keyfi ve Yargısız İnfazların Önlenmesine ve Soruşturulmasına İlişkin El Kılavuzu (Minnesota Otopsi Protokolü) kapsamında gerçekleşen şüpheli ölümlere ilişkin bağımsız özel bir komisyon tarafından kapsamlı, bilimsel ve tarafsız bir soruşturma sürecinin başlatılmasının gerektiği belirtilmiştir.
- Hukuk dışı, keyfi ve yargısız infaz şüphesi olan durumlara yönelik Minnesota Protokolü’nü esas alarak bir inceleme başlatmayı düşünüyor musunuz?
- Üye devletlerin buna uymakla yükümlü olduğuna dair BM organlarınca alınan sayısız karara rağmen Minnesota Protokolü'ne uymamanızın sebebi nedir?
Cezaevlerinde şüpheli ölümler
Iğdır S Tipi Kapalı Cezaevi'nde Sezer Alan isimli mahpus 20 Şubat'ta şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi, Alan'ın ailesiyle 19 Şubat'ta yaptığı son görüşmede, infaz koruma memurlarının işkence ve kötü muamelesine maruz kaldığını, iki gündür idrarından kan geldiğini söylemişti.
Aynı cezaevinde Sinan Kaya (28) isimli mahpus da 17 Mart'ta şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. HDP Milletvekili Fatma Kurtulan basına verdiği bilgide Kaya'nın ölümüyle ilgili şu bilgiyi vermişti: "Kaya'nın tutulduğu tek kişilik hücrede yangın çıktığı, Kaya'nın hücrede oturur, yüzüne kazak geçirilmiş vaziyette görüldüğü, Kaya'nın sonrasında hücresinden çıkarıldığı ancak nereye götürüldüğünün bilinmediği, 18 Mart tarihinde hücresinin temizlendiği ve hücreye bir başka mahpusun yerleştirildiği, 19 Mart Cumartesi gecesi 23.00 saatlerinde Kaya'nın ayakları mor ve şiş vaziyette olan cansız bedeninin başka mahpuslarca görüldüğü, cenazeyi taşıyan görevlilerin 'bir terörist daha öldü' şeklinde söylemlerde bulundukları iddia ediliyor." (RT)