Fotoğraf: bianet
"Büyük zulümlerle dolu yüzyıl süren bir vatan savunması savaşı veren Çerkesler, Rusya'nın etnik temizlik politikaları çerçevesinde vatanlarından sürgün edilmiştir. Bu sürgün, Yerhov'un ifadesiyle atalarımız ve bizler için "güzel bir efsane(!)" değil acı bir maziyi ifade eder."
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov'un Sputnik'e verdiği bir röportajda, "Çerkes Soykırımı"nı gündeme getirerek yaşananları bir mit olarak nitelemesine Çerkesler tepki gösterdi.
Suriye meselesinin ele alındığı röportajda Yerhov soykırım için efsane derken Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Yerhov"un tarihi çarpıttığını ve Çerkes halkını rencide ettiğini açıkladı:
"Çerkesler, Yerhov'un ifade ettiği şekilde, Çarlık Rusyası'nın sunduğu seçeneklere boyun eğerek topraklarını terk eden göçmenler değildir.
“Asimetrik güçlere karşı, büyük zulümlerle dolu yüzyıl süren bir vatan savunması savaşı veren Çerkesler, Rusya’nın etnik temizlik politikaları çerçevesinde vatanlarından sürgün edilmiştir. Bu sürgün, Yerhov’un ifadesiyle atalarımız ve bizler için “güzel bir efsane(!)” değil acı bir maziyi ifade eder.
“Yerhov, geçmişi inkar etmek yerine tarihten ders alarak Rusya, Türkiye ve Çerkesler olarak bugün ve gelecekte barış içinde yaşamamızın temellerini güçlendirmeye, ‘ilişkilerin sağlamlığı, faydası ve geleceği’ konularına katkı vermeye çalışmalıdır. Halkların barış ve huzur içerisinde yaşaması tüm tarafların çıkarınadır ve tüm yetkililer sorumluluk bilinci içerisinde bu doğrultuda gayret göstermelidir.”
Çerkes-Fed: Halkımızın başına gelenleri çok iyi biliyoruz
Çerkes Dernekleri Federasyonu (ÇERKES-FED) ise Yerhov'un, tarihsel gerçekleri çarpıtarak Rusya’nın işlediği soykırım ve sürgün suçlarını örtbas etmeye çalıştığını açıkladı. Federasyon Rus subayların raporları ve hatıratları hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Belirtelim ki, biz diasporada yaşayan ve dünyadaki Çerkes nüfusun yüzde doksanını oluşturan üç-dört ve beşinci nesil Çerkesler, 19. yy’da halkımızın başına gelenleri ve bu zulmün müsebbiplerini çok iyi biliyoruz.
“Çerkeslere yüz yıl süreyle uygulanan katliamlar tamamıyla soykırımdır; sağ kalanların topyekün vatanlarından sürülmeleri ise ikinci bir soykırımdır.
“Büyükelçinin, Ortadoğu’nun problemlerinin konuşulduğu bir röportajda yersiz bir şekilde Çerkesleri gündeme getirmesi, bu esnada Çerkes toplumunu eşkiya ilan etmesi, yakışıksız isimlendirme ve tanımlamalar yapması, klasik Rus zihniyetinin en aktüel örneği olmuştur. Bizim tavır aldığımız da işte bu sorumsuz ve sorunlu zihniyettir.”
Ne olmuştu?
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, konuyla ilgili olarak Sputnik'e şunları söylemişti:
"Rusya’da olduğu gibi Türkiye’de de ortak tarihimizdeki olaylar etrafında çok sayıda önyargı, mit ve efsane mevcut. Bunlar da geçmişe ilişkin vizyona bağlı olarak sıklıkla günümüz gerçekleriyle ilgili algılıyı doğrudan etkiliyor.
"Örneğin, 19. yüzyıl Kafkasya Savaşı sonucu Çerkeslerin Kuzey Kafkasya’dan Türkiye’ye “göçü”. İstanbul Başkonsolosu olduğum sırada, bir dönem, Kafkasya Savaşı’nın bitiş yıldönümü ile ilgili neredeyse her gün binamız önünde Rusya karşıtı protestolar düzenlenirdi. Sloganlar açıkçası rahatsız ediciydi, “Rusya katil, Kafkasya’dan defol” türünden. Ayrıca Rusya yönetimine yönelik doğrudan hakaretler vardı.
"Bu gösterilerin organizatörleri ve katılımcıları ile çok konuştuk, tartıştık. Bunun neticesinde de tüm bunların, tarihi süreçte yerleşmiş önyargılardan kaynaklandığını görmüş olduk. Bu oturmuş ön yargılara göre Rusya, topraklarını genişletmeyi ve ‘etnik temizlik’ gerçekleştirmeyi takıntı haline getirmiş; barışçıl komşuları olan Çerkesler ve Şapsığlar gibi halklara saldırıp onları yurtlarından eden kötü ve saldırgan bir ülke. Şimdi de Türkiye’de birileri bu güzel efsaneye inanmak istiyor, özellikle de (zamanında) gerçekten acı çekmiş olan ve anılarını yeni nesillere aktaranların torunları. Bu bir yandan ‘düzgün çizilmiş’ bir tablo, ancak farklı bir açıdan bakıldığında her şeyin bu kadar basit olmadığı görülüyor. Nedense bu tabloya uymayan diğer tarihsel gerçekleri aklına getiriyorsun ve aniden her şey siyah beyaz değil renkli çıkıyor ve artık hiçbir şey basit değil. Misal, tüm refahı; akınlar, cinayetler, yağmacılıklar ve köle ticareti üzerine kurulan komşularla yan yana yaşamanın Rus köyleri için ne demek olduğunu düşünen oldu mu? Her ay, her hafta ve her gün bu “barışçıl” dağlıların gelerek erkekleri öldürüp kadın ve çocukları esir aldığını hatırlayan var mı?" (HA)