* 21 Şubat Dünya Anadil Gününüz Kutlu Olsun!
Hajret kelimesi Çerkesce'ye Arapça'dan geçmiş olup Hicret (Göç etmek) kelimesinden gelir.
Rus Çarlığı orduları, yüzyıllar süren Kafkas-Rus Savaşları'nda 1822 yılında Orta Kafkasya'da askeri açıdan son derece stratejik önemi olan ve Güney Kafkasya ulaşımın kapısı olan Daryal geçidini ele geçirmek için Kabardey Çerkeslerinin yaşadığı bölgeyi büyük kıyımlar yaparak ele geçirir.
Rus egemenliğini kabul etmeyen Kabardey Prenslerinin bir bölümü maiyetleri ile birlikte Kabardey topraklarını terk ederek batı Çerkesleri ile birleşerek 1864 yılında Kafkasya'nın tamamı Ruslar tarafından işgal edilinceye kadar Batı Çerkesleri ile birlikte savaşmaya devam ettiler.
İşgal edilen topraklardan göç ederek Batı Çerkesleri ile birlikte savaşa devam ettikleri için HAJRET (Hicret) Kabardeyler olarak anılırlar. Kafkasya'nın Rus Çarlığı tarafından işgali tamamlandıktan sonra sağ kalanlar Karadeniz kıyılarındaki Çerkes topraklarından Osmanlı topraklarına zorla sürülürler.
Bugün Türkiye'de Kayseri, Sivas, Tokat, Maraş illerinde, Ürdün'de Suriye'de yaşayan Kabardey Çerkeslerinin büyük bir bölümü Hajret Kabardeylerinin torunlarıdır. Bir kısım Hajret Çerkesleri ise Rusya Federasyonu - Kafkasya bölgesinde, Adıgey Cumhuriyetinde yaşıyor.
Savaş yıllarında ve sürgün yollarında Çerkesler, birçok acıklı şarkılar söyleyip ağıtlar yakmıştır. Hepsi de kan ve gözyaşı ile yoğrulmuş, acı yıllara tanıklık eden belge niteliğinde. Bu şarkıları dinleyen Çerkesler bugün de gözyaşlarını tutamazlar.
"Bir Göç Ağıdı" da, sürgünde bestelenmiş bir sürgün ağıdıdır. Uzun yıllar süren Kafkas - Rus savaşlarında yaşanan dramları, çekilen acıları ve Çerkes halkından sağ kalanların vatanlarından zorla nasıl sürüldüklerini anlatan belge niteliğindedir.
1977-78 yıllarında Kayseri - Pınarbaşı bölgesinden derlediğim bu şarkıyı her söylediğimde ben de diğer Çerkesler gibi gözyaşlarımı tutamam.
Dilerim ki, insanlık tarihinin utanç sayfalarını oluşturan böylesi dramları bundan sonra başka halklar ve uluslar yaşamazlar.
Şarkıyı Çerkesceden Türkçeye tercüme ederken dramatik içeriğini ve kafiye düzenini korumak oldukça zor ise de bize o yıllarda çekilen acıları şöyle aktarır:
"Bu gece boyunca, yıldızları sayıyorum ey Tanrım,
Saçlarımın sayısınca, insan yitirdik ey Dünya.
Büyük Hajret Prensleri, Canlarını esirgemeden savaşıyor ey Tanrım,
Yiğit Çerkes gençlerinin, cesetleri geliyor cepheden ey Dünya.
Bu gece boyunca, koca toplar uğulduyor ey Tanrım,
Gözyaşları içinde, vatanımızdan sürülüyoruz ey Dünya!
Herkes bize İstanbul Yolcuları diyor ey Tanrım,
Belli değil nereye gittiğimiz, döküldük yollara ey Dünya!
Kara-kara gemiler savruluyor rüzgarda ey tanrım,
Gelen vuruyor, giden vuruyor, kaldık ortalıklarda ey Dünya,
Köyümüzün çocukları, acı çığlıklar atıyor ey Tanrım,
Bizim çığlıklarımızı, kimseler duymuyor ey Dünya.
Kara-kara gemiler yanaşıyor limana ey Tanrım,
Yanaşacak kimsemiz yok kaldık tek başımıza ey Dünya.
Yanaşacak kimsemiz yok kaldık tek başımıza ey Dünya!" (KDÖ/NV)
* bianet'in 21 Şubat 2012 Anadil Günü sayfası için tıklayınız.