Fotoğraf: Çavuşoğlu "Özel Oturum"da/@MevlutCavusoglu
|
Mevlüt Çavuşoğlu Roma'da NATO 8. Akdeniz Diyaloğu Forumu'nun "Özel Diyalog" oturumunda konuşuyor |
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu iki gündür süren 8. Akdeniz Diyaloğu Forumu'nun "Özel Diyalog" oturumunda yaptığı konuşmada, ABD ve Rusya'nın Kürtleri Suriye sınırından "temizleme" vaadini yerine getirmemekle suçladı, "bizim bu alanı temizlememiz lazım" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da İstanbul Taksim'deki bombalı saldırının "İdlib'den gelen YPG tarafından örgütlenmiş ÖSO sempatizanı Araplarca gerçekleştirildiği" yolundaki tartışmalı iddialarla başlatılan hava harekatı sonrasında, hafta başında aynı suçlamalarda bulunmuştu.
Ancak Rusya devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Lavrentiyev, bu iddiaları reddetmiş ve Erdoğan'ı "Genel olarak, o topraklarda bulunan Kürt birimleri bile Türkiye topraklarında Türkiye'ye karşı herhangi bir eylemde bulunmuyor," diye yanıtlamıştı.
TIKLAYIN-Lavrentiyev | "Kürt birimleri Türkiye topraklarında Türkiye'ye karşı eylemde bulunmuyor"
Buna karşın, Çavuşoğlu, ABD, AB, BMGK, NATO üyesi ülkeler ve Arap ülkelerinden gelen itiraz ve eleştirilere karşın aynı tezi savunmayı Akdeniz Diyalogu Forumu'nda da sürdürdü.
Çavuşoğlu, uzun ve pek çok ilişki ve mücadele alanına temas eden Milliyet internet baskısında çözümü aktarılan konuşmasının Suriye'de süregiden savaş, göç ve Türkiye'nin bu ülkedeki özel askeri harekatlarına değindiği bölümünde, Suriye ve Türkiye'deki Kürt Sorunu'nun çözümsüzlüğünden kaynaklanan "çatışma hali"ni "terörizm ve terörle mücadele" kapsamında değerlendirdi.
Çavuşoğlu: PKK YPG PYD:
Hepsi aynı şey
Çavuşoğlu, Suriye'deki durumu Türkiye'dekinin devamı olarak gördüklerini dile getirdi."Türkiye olarak biz aslında Suriye'deki durumun etkilerini birebir yaşıyoruz. Ancak terörizm bunlardan en kritik öneme sahip olanı. PKK, YPG, PYD: Bunların arasında hiçbir fark yok. Hepsi aynı şey. O örgütün liderliği Kandil'den geliyor. Esad'ın o dönemdeki başbakanı bunu zaten kanıtlarıyla ifade etti ki, biz de bunu biliyoruz," dedi.
"Kürtler, Hristiyanları öldürdü
ama Batılılar gözlerini kapatıyor"
Dışişleri Bakanı, Suriye'de Özerk Yönetim alanlarında YPG/PYD'yi "masum sivilleri öldür[mek] ve birçok kişiye [...] Azınlıklara baskı uygula[makla] suçladı.
Çavuşoğlu, Kürtlerin, "Oradaki Hristiyan azınlığa bir baskı yap[tıkları] [...] Diğer azınlıkların okullarını kapat[tıkları] halde [...] Batılı dostları[nın] -ABD dahil olmak üzere- gözlerini kapattıklarını ileri sürdü. "Çünkü onların bir ayrılıkçı gündemi var. Ülkeyi bölmeye çalışıyorlar," dedi.
ABD ve Rusya taahhütlerini
yerine getirmedi
Çavuşoğlu, 2019'daki "Barış Pınarı" harekatı sonrasında "terör örgütlerine karşı" başlattıkları "operasyon"un ardından "ABD ve Rusya ile beş gün içerisinde anlayışa vardık[larını]" ve iki ülkenin "teröristleri [...] 30 kilometre güneye itmeye kabul etti[klerini]" aktardı.
Ama ABD ve Rusya'nın "bu taahhütlerini" yerine getirmediklerini, "teröristlerin hala orada bize saldırmaya devam ettiklerini" ileri sürdü.
Çavuşoğlu bu gerekçelerle "bu operasyonlara devam edip bu alanı herhangi bir terörizm unsurundan temizleme[leri] gerek[tiğini]" iddia etti.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun iddiaları, Rusya Devlet Başkanı Putin'in Özel Temsilcisi Lavrentiyev'in Erdoğan'ın aynı doğrultudaki suçlamalarına yönelik olarak hafta başında yaptığı açıklamaya bir yanıt getirmedi.
Lavrentiyev: Türkiye topraklarına
yönelik eylem yok
"Rus tarafı yükümlülüklerini yerine getiriyor. Suriye askerlerinin konuşlandığı bölgelerden ve sınır bölgesinden şiddet gelmemesi için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz."
"Elbette, tüm Kürt güçlerinin 30 kilometrelik şeritten tamamen çekilmesini gerçekten garanti edemeyiz. Ancak yaptığımız ve şimdiye kadar başardığımız en önemli şey, bu birimlerin güç kullanmamasıdır."
Lavrentiyev, "bazı provokasyon vakaları" olduğunu söyledi. "Ancak genel olarak, o topraklarda bulunan Kürt birimleri bile Türkiye topraklarında Türkiye'ye karşı herhangi bir eylemde bulunmuyor." dedi.
Aynı gün, 29 Kasım, BM Güvenlik Konseyine raporunu sunan BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen de, Erdoğan ve Çavuşoğlu'nun çizdikleri manzaranın aksine ülkede genel olarak göreli bir sükunet ve çatışmasızlık halinin hakim olduğunu aktarmıştı:
BM Suriye Özel Temsilcisi Pedersen:
Üç yıldır göreli sükunet vardı
BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in BMGK'ne sunduğu rapor da Çavuşoğlu'nun "temizlik harekatı" tezinin Suriye ve bölge için hiçbir yarar getirmeyeceği gibi, bölgede hüküm süren nispi sükuneti yıkarak, nereye varacağı bilinmeyen bir dizi çatışmayı teteikleme olasılığını dile getiriyordu. Pedersen raporunda şöyle diyor:
"Bir yol ayrımında olduğumuzu hissediyorum. Üç yıllık göreli sükunetin ardından büyük bir askeri operasyonun yeniden başlaması düşüncesi beni rahatsız ediyor. Bunun Suriyeli siviller ve daha geniş bölgesel güvenlik için ne anlama geleceğinden korkuyorum. Ve kısmen bugün çatışmayı siyasi olarak çözmek için ciddi bir çaba olmadığı için bir olası tırmanma senaryosundan da aynı derecede korkuyorum.
"Ancak, ileriye dönük açık bir yol var. Önümüzdeki haftalarda atmamız gereken adımlar fazlasıyla mümkün. Bunlardan birkaçını vurgulayayım:
▶ Tırmanıştan geri adım atın ve sahada göreceli sükuneti yeniden sağlayın;
▶ BM Güvenlik Konseyi'ndeki çerçeveyi İnsani cephede yenileyin:
▶ Cenevre'deki Anayasa Komitesi toplantılarını devam ettirin ve daha somut hale getirin;
▶ Tutuklular, kayıplar ve kayıplarla ilgili çalışmalara öncelik verin;
▶ En önce adım adım güven artırıcı önlemlerin belirlenmesi ve uygulanmasına yönelik çalışmalarımızı derinleştirin.
(AEK)