Fotoğraf: TSK zırhlıları Suriye'de/report.az
,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'deki kabine toplantısı sonrası basın bilgilendirmesinde, gün boyunca toplantıda karara bağlanacağına ilişkin haberlerin yayıldığı Kuzeydoğu Suriye'ye yönelik "kara harekatı"na ilişkin somut bir açıklamada bulunmadı.
Öte yandan Erdoğan'ın konuşmasında, güney sınırlarındaki hareketlenme ve can kayıplarına ve olası harekata ilişkin özel bir başlık da açmadığı, bu konuda söyleyeceklerini genel ifadelerle ve ilgisiz ve değişik konular arasında dağıtarak dile getirdiği görüldü.
Erdoğan açıklamalarına Hasankeyf Tüneli'yle başladı, Semerkant'taki Türk Zirvesi'yle devam etti, oradan Kastamonu'nun ilçelerine doğal az bağlanmasına geçti, İstiklal Caddesi saldırısına değindi, "bu tür saldırılarla verilen mesajları gayet iyi anlıyor ve cevabını da sahada gösteriyoruz" dedikten sonra, Endonezya'daki G-20 Zirvesi, Rusya-Ukrayna çatışması, Katar'daki 2022 Dünya Kupası'na yönelik tespitlerde bulundu. Sonra bir sözü güney sınırlarına getirdi.
"Son militana kadar..."
Suriyeli askerî yorumcu Rahal: "Türk askeri harekatının siyasal şemsiyesi yok"
Rahal, "Yeni operasyonla ilgili olarak, ABD sessiz kalırken Rusya'nın Suriye hava sahasını açması için yeşil ışık yakması gibi birçok gelişme oldu" dedi. Rahal, kınamaları, "Proforma sınırlamalardan öteye gitmeyen şeyler," olarak yorumladı. Askeri yorumcu, sıra kara harekâtına gelince işlerin farklı bir hal aldığını ve "böyle bir harekatın önlenmesi için sesler yükseldi[ğïni]" söyledi. Rahal, ABD'nin Türkiye'ye kara operasyonu için kesinlikle yeşil ışık yakmayacağını söyledi. Ancak Ruslar'ın "karşı olduklarını iddia etmekle birlikte müzakere ettikleri[ni]" dile getirdi. Rahal, açıkça, Rusya'nın Zaviye Dağı ve M4 uluslararası otoyolunun güneyi karşılığında Menagh Askeri Hava Üssü ve Tel Rıfat'ı feda pazarlığında bulunduğunu söyledi. Ancak Rahal'e göre, Suriye Milli Ordusu (SMO) grupları Menagh ve Tel Rıfat'ı kontrol etmesi, İran kontrolündeki Nubul ve al-Zehra kasabalarıyla temas kurulması anlamına geliyor. Eski general, "bu İran tarafından reddediliyor" dedi. "[İranlılar] SDG'nin sınırlarında kalmasını istiyorlar." Rahal bu belirlemelerden hareketle şu hükme varıyor: "Türk askeri harekatının siyasi bir şemsiyesi yoktur." Yorumcu, "bir askeri liderlik siyasi bir karar olmadan savaş başlatamaz, başarısız olur. Askeri olarak muzaffer olsa bile, siyasi olarak çok pahalıya mal olur," dedi. Rahal, Suriye'nin kuzeyinde bir kara harekatı olasılığını ihtimal dışı görüyor. Hava operasyonunun da "Rusya, Suriye hava sahasını Türk uçaklarına kapattığı için artık mümkün [olmadığını]" söylüyor. Ancak Rahal'e göre, Menagh ve Tel Rıfat'ın eteklerinde sınırlı bir operasyon yürütülmesi muhtemel. Askeri yorumcu, "Açıkçası [ufukta] bir operasyon yok gibi görünüyor ama bu imkansız da değil" dedi. |
Erdoğan, "Güney sınırlarımız boyunca yürüttüğümüz harekâtlarda büyük kayıplar veren terör örgütü, sınırlarımızdaki sivil yerleşim yerlerine yaptığı havan saldırılarıyla yine masumların kanını akıtarak kirli yüzünü göstermiştir," dedi ve ekledi: "Gaziantep'in Karkamış ilçesindeki saldırıda 5 yaşındaki bir evladımız ile 22 yaşında gencecik bir öğretmenimizi katleden terör örgütünü son militanına kadar yok etme ahdimizi bir kez daha tekrarlıyoruz."
Cumhurbaşkanı bunun ardından barajlar, yollar ve köprülere geçti: Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santrali'ni övdü ve hemen "Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini 23 Kasım sabah erken saatlerde Düzce'de meydana gelen 5,9 şiddetindeki sarsıntıyla bir kez daha hatırladık[larını]" ekledi. Afetzedelere, rutin olarak yapılması zorunlu yardımları kalemler halinde sıraladı. TOKİ'yi "güvence" olarak sundu, ve "Rabbim, ülkemizi her türlü afetten, kazadan, beladan muhafaza eylesin" dedi.
Erdoğan sözü Küba Devlet Başkanı "Sayın Diaz-Canel"in ağırlanmasına getirdi. Oradan 12 Eylül döneminde ihdas edilmiş olan "24 Kasım" vesilesiyle "öğretmenlik ve başöğretmenlik sınavlarının sonuçlarını" kamuoyuyla paylaştıklarına atladı. "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü" vesilesiyle "hanım kardeşleriyle" bir araya geldiğini anlattı. "Hanım kardeşlerimizin şiddet başta olmak üzere her meselelerinde yanlarında yer almayı" sürdüreceğini açıkladı. Ancak, aynı dakikalarda Türkiye'nin pek çok kentinde polis güçlerince yaratılan "kadına yönelik şiddet meseleleri"ne değinmeden konuyu kapattı. Pakistan'la savaş gemisi yapım işbirliğini selamladı.
TIKLAYIN-Polis Dilbent Türker'in ayağını kırdı
Her şey Konya için...
Erdoğan Mevlana Meydanı'nı tıklım-tıklım dolduran Konyalı kardeşleri"yle "farklı bir heyecanı, farklı bir coşkuyu yaşamanın gerçekten o duygusal yapısını gördü[ğünü] açıkladı. Konya'ya akıtılan kaynakları sıraladı: ASELSAN Silah Sistemleri Fabrikası, Eğiste Hadimi Viyadüğü Tüneli ve bağlantı yolları, Afşar Hadimi Barajı, Dar-ül Mülk İhya Projeleri kapsamındaki türbe önü çarşıları, TOKİ projeleri ve beş ilçemize getirilen doğal gaz, yükseköğrenim öğrencileri için 7 bin kişilik yurtlar, Selçuklu Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 50 fabrika ile Karatay'da inşa edilen binin üzerindeki dükkân, özetle toplam yatırım bedeli 18 milyar 466 milyon lirayı bulan yüzlerce eser ve hizmet.
Erdoğan Suriye sınırına
konuşmasının sonunda geldi
Erdoğan değişik konular sında gidip gelerek sürdürdüğü konuşmasının ortalarında yeniden "Pençe-Kilit Harekât Bölgesi"ne döndü: "[...] Vatan topraklarının ve insanlarımızın güvenliğini ilgilendiren adımları atarken kimseden izin almadığımız gibi, kimseye de hesap vermeyiz." dedi.
ABD'yi ima ederek "isim değişikliği oyunlarıyla tescilli terör örgütünü destekleyenlerin riyakârlıklarına tahammül etmek durumunda değiliz. Bize demokrasi, hak, özgürlük nutukları çekenlerin, önce kendi ülkelerindeki teröristlere ve terörist destekçilerine bakmaları gerekiyor." diyerek, "Türkiye maruz kaldığı sayısız haksızlığa ve ambargoya rağmen kendi ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye gelmiştir. Artık ülkemizi içi de, altı da boş tehditlerle siyasi, diplomatik, ekonomik, askerî alanda kendi çıkarlarına aykırı pozisyonlara zorlamaya kimsenin gücü yetmeyece[ğini]" ilan etti.
"Yıllardır ecellerini bekledikleri dağlarda kurda kuşa yem olan, daha dün açtıkları çukurlara gömülen, bugün içine sığındıkları beton tünelleri mezarları yapacağımız teröristlerin kullanım süresi artık dolmuştur. Teröristleri kendilerini bekleyen acı akıbetten o çok güvendikleri ülkeler de, hayatlarını pazara çıkartan terör baronları da kurtaramayacak" diye konuştu.
Ancak, Suriye'yle ilgili görüşlerini dağınık bir biçimde değişik konular arasına serpiştiren Erdoğan'ın konuşması, Mayıs'tan bu yana, zaman zaman dile getirdiklerinden farklı olarak somut bir "askeri harekat" süreci başlatma kararlılığının ifadesi olarak görülmedi.
(AEK)