Fotoğraf: Kayıhan Pala’dan.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, Gezi davasında tutuklu yargılanan Can Atalay, Tayfun Kahraman, Osman Kavala ve Hakan Altınay’ı Marmara (Silivri) Cezaevinde, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater ve Mine Özerden’i de Bakırköy Cezaevinde ziyaret etti.
Ayrıca, tutuklanan gazeteci Merdan Yanardağ ile de yine Marmara (Silivri) Cezaevinde görüştü.
Pala, “Hepsinin morali iyi, selamları var” dedi.
Atalay ve Yanardağ’dan mesaj
Kayıhan Pala, sosyal medya hesabından, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay ile TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın mesajlarını paylaştı:
“Dün sevgili Can ile yaptığım görüşmede aşağıdaki mesajını paylaşmamı istedi:
‘8 Temmuz #Çorlu’da 25 insanın göz göre göre ölüme gitmesinin yıldönümü. Türkiye’de insanın, yurttaşının canını sakınmayan, onu en başa yazmayan bu düzen sürmemelidir. Çorlu, demiryollarının özelleştirilmesinin nasıl bir cinayet aracına dönüşebildiğinin kanıtıdır. Eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamuculuğu kazanmalıyız.’
Can en kısa sürede çıkacak.”
Dün sevgili Can ile yaptığım görüşmede aşağıdaki mesajını paylaşmamı istedi:
— KAYIHAN PALA (@KAYIHANPALA) July 8, 2023
‘8 Temmuz #Çorlu’da 25 insanın göz göre göre ölüme gitmesinin yıldönümü. Türkiye’de insanın, yurttaşının canını sakınmayan, onu en başa yazmayan bu düzen sürmemelidir. Çorlu, demiryollarının… pic.twitter.com/FN4qXdxqlb
“Dün Merdan Yanardağ ile yaptığım görüşmede aşağıdaki mesajını paylaşmamı istedi:
‘Demokrasi, adalet ve eşitlik mücadelesini her koşulda sürdüreceğim. Kumpaslar ve tahtlar çökecek ve adalet yerine gelecektir.
Kimse bizim yurtseverliğimizi sorgulayamaz, hele hele işbirlikçiler bunu hiç yapamaz. İyiyim ve dimdik ayaktayım. Destek olan ve dayanışma gösteren herkese sevgilerini ve saygılarımı sunuyorum.
Türkiye’de yurtseverlere yönelik yeni bir kumpas ile karşı karşıyayız. Benim tutuklanmam yeni bir baskı dalgasının işaretidir. Benim tutukluluğum ve bana yüklenmeye çalışılan suç üzerinden hem muhalefet bloğunu parçalamak hem bağımsız medyayı susturmak hem de toplumu korkutarak sindirmek istiyorlar. Bunda başarılı olamayacaklar. Zalimlere ve zorbalığa boyun eğmeyeceğim. Bu toplum da boyun eğmeyecektir.
Herkesi #Tele1 başta olmak üzere bağımsız medya ile dayanışmaya çağırıyorum’”
Dün Merdan Yanardağ ile yaptığım görüşmede aşağıdaki mesajını paylaşmamı istedi:
— KAYIHAN PALA (@KAYIHANPALA) July 8, 2023
‘Demokrasi, adalet ve eşitlik mücadelesini her koşulda sürdüreceğim. Kumpaslar ve tahtlar çökecek ve adalet yerine gelecektir.
Kimse bizim yurtseverliğimizi sorgulayamaz, hele hele işbirlikçiler bunu… pic.twitter.com/qNEDC0Ze1a
Adalet mücadelesinin sürmesi çağrısı
Evrensel gazetesinin haberine göre, dünkü ziyaretinin ardından açıklama yapan Pala, Can Atalay’ın, bir an önce dışarı çıkıp seçim bölgesi Hatay’da ev tutarak görevine başlamak istediğini aktardı.
Tayfun Kahraman, Pala aracılığıyla gönderdiği mesajında, Gezi davasının toplumun tüm kesimleri tarafından duyarlılıkla izlenmesine devam edilmesini ve davadaki hukuksuzluğa karşı herkesin tepkisini yüksek sesle dile getirmesini beklediklerini belirtti.
Osman Kavala, demokrasi ve adalet mücadelesinin güçlenerek sürmesinin önemine değinerek, Türkiye’nin geleceğinden umutlu olduğunu dile getirdi.
Hakan Altınay kendisi ile ilgili, kararda gerçek olan tek şeyin ismi olduğunu, geri kalan her şeyin gerçek dışı olduğunu vurgulayarak, adalet mücadelesini kararlılıkla sürdüreceklerini bildirdi.
Pala, Mücella Yapıcı ile yaptığı görüşmede cezaevi dışındaki sağlık kuruluşlarına sevk sırasında yaşanan sorunlarla ilgili ayrıntılı olarak bilgi aldı ve Yapıcı’nın sevk sırasında ve başvurulan sağlık kuruluşunda insan haklarına ve tıbbi etik ilkelere aykırı işleyiş değişmedikçe, önemli sağlık sorunları olmasına karşın hiçbir sağlık kuruluşuna gitmeyeceğine ilişkin kararından dönmeyeceğini söylediğini aktardı.
Mine Özerden, Gezi davası ile ilgili hukuksuzluğun sona ermesi ve adil yargılamanın gerçekleşmesi için mücadelenin süreceğini söyledi.
Çiğdem Mater, cezaevindeki bazı kadınların hukuksal destekten yoksun kaldığını söyledi ve cezaevi koşullarındaki sağlık hizmeti sunumunun (Uzman hekimlerin haftada bir veya iki haftada bir gelmesi ve muayene sırasında mahremiyetin sağlanamaması gibi) yetersizliğini dile getirdi. (AS)