Bushun İrana Paldır Küldür Saldırması mı?
Bush yönetimi hakkında iki şeyi bilmekteyiz. Irak'taki konumu olanaksızdır ve buna Birleşik Devletler'de dahi hayli itiraz edilmektedir. Her yerde duyulabilecek olan Irak'tan çekilme çağrısı her geçen gün büyümektedir ve bildiğimiz gibi 2001'den beri neo-conlar ve Cheney İran'a, burada bir rejim değişikliğini amaçlayan bir askeri saldırı için ısrar etmektedirler. Yani, tam da zamanı olabilir.
Birleşik Devletler bölgeye donanmasını göndermiştir ve sorumlusu olduğu hava saldırılarındaki yetkinliğiyle tanınan bir amirali de buraya yerleştirmiştir. Birleşik Devletler hemen her gün İran'ın varolduğu iddia edilen suçlarıyla ilgili bir bildiri yayımlamaktadır. Kısaca Birleşik Devletler, savaş tehditleri savurmaktadır.
Dahası bunları ciddiye alıyor görünen birçok insan vardır. En yüksek rütbelisinden üç emekli Birleşik Devletler askeri İran'a saldırmanın ne kadar çılgınca olduğu konusunda açıkça uyarıda bulundular. Pek güvercin olarak tanımlayamayacağımız Zbigniew Brezinski, dünyanın birçok yerinden sayısız politikacı ve diplomat bu uyarıda bulundular. Ne var ki, Cheney Birleşik Devletler'in karşıtlarının sayısını ve kim olduklarını umursamadan, ne dilerse onu yapacağını ortaya koymuştur.
Böyle bir macerada Birleşik Devletler'i kim destekler? Gerçekten pek az kimse. Bush ve Cheney Demokratların İran için Irak'a göre daha zor muhalefet edeceğine güveniyor olsa da Birleşik Devletler kongresi de desteklemeyecektir. İsrail Hükümeti'nin desteğine sahip olacaklardır. Suudilerin de desteğine güveniyor görünmektedirler. Ancak bu Suudi duruşunu yanlış anlamaktır. Suudiler hiç şüphesiz İran'ın bölgedeki hegemonya iddialarını ve bir o kadar da başta Suudi Arabistan olmak üzere Sünni egemen devletlerdeki Şii saldırganlığı olasılığını sınırlamakla ilgilenmektedirler. Fakat Suudiler aynı zamanda İran'a bir askeri saldırının Suudi politik amaçlarına yaramaktan çok zarar vereceğini belirtmişlerdir. Suudilerin Filistin'deki Hamas-Fetih ihtilafındaki aktif arabuluculuğu, kendilerini Birleşik Devletler'in Ortadoğu'daki stratejisinden uzaklaştırma arayışında olduklarını göstermektedir. Avrupa'da ise İngiltere bile İran'a saldırı fikri konusundaki hoşnutsuzluğunu ifade etmektedir.
Öyleyse tüm bunlara rağmen Bush ve Cheney'in, içinde bulundukları felaket durumu kurtarmak için savaşa apar topar girmeye karar verdiğini varsayalım. Sonuç ne olur ve bunu neden yapmış olurlar? Ne olacağı açıkça görülmektedir. İran'a saldırı İran nükleer programına zarar verse de onu ortadan kaldırma amacına yardımcı olmayacaktır. Asker gönderme, tabii eğer gönderecek asker bulabilirse, Birleşik Devletler'in ölü sayısının çok artmasına yol açacaktır. İran hükümeti kendi yurdunda ve İslam Dünyası çapında politik olarak güçlenmiş olacaktır. Ruslar ve Çinliler de İran'a de facto destek verirler.
Birleşik Devletler için tüm bunların en kötüsü ise Irak'taki en yakın müttefiklerinin Birleşik Devletler'in Irak'tan hemen çekilmesini yüksek sesle talep etmeye başlaması olacaktır. Eski başbakan İbrahim El-Caferi buna çoktan başlamıştır. Irak'taki hiç kimse, kesinlikle hiç kimse Birleşik Devletler'in İran'a saldırmasını istemez ve bu sorunda duygusal olarak onun yanında yer almaz.
Cheney'in şimdi zeki bir politikacı olarak tüm bunları görebildiğini düşünmekteyim. Öyleyse neden her şeye rağmen savaşı istesin? Birleşik Devletler için bir felaket yaratmanın Cheney'e gerçek politik amaçlarını gerçekleştirmede mümkün olan en iyi seçenek olarak göründüğünü düşünebilir miyiz?
Cheney (ve Bush) Birleşik Devletler hükümetini yalnızca iki sene daha kontrol edeceklerinin farkındalar. Bundan sonra kimin iktidar olacağını bilmiyorlar fakat kendilerine benzer bir iktidarın geleceğinden şüphe etmek için tüm nedenlere sahipler. Son istedikleri şey inşa ettiklerini tasfiye edecek ve Birleşik Devletleri -geleneksel ve uluslararası olarak- Nixon'dan Clinton'a, eskiden olduğu konuma taşımayı denemeye dahi kalkabilecek birine barışçıl bir şekilde iktidarı devretmektir.
Birleşik Devletler içindeki sürtüşmeyi azaltmayı değil, çoğaltmayı hedeflemektedirler. Zaten hiçbir zaman mükemmel olmayan ancak iktidarın bazı yetkilerini kısıtlamaya muktedir sivil özgürlüklerin çerçevesinin daha da daraltılmasını istemektedirler. Sosyal haklar alanında da istedikleri daha fazla gerilemedir. Daha karanlık bir dünyada daha karanlık bir Birleşik Devletler'dir istedikleri.
Birileri onları durdurabilir mi? Mümkün. Şu anda silahlı kuvvetler arasında yaygın ve sesi duyulur bir direnç bulunmaktadır. Hayatımda ilk kez, basında askeri darbe spekülasyonları ile karşılaşıyorum. Gerçekleşeceğinden şüpheliyim fakat bu derece spekülasyon olması kuşkuların ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.
Bunun yanında, özellikle ılımlı merkezciler olmak üzere seçmenin suyuna giden politikacılardan gelen bir direnç vardır ki, bu politikacıların en çok ilgilendikleri seçilmiş konumlarını korumaktır. Bu yeterli olacak mı? Cevap vermek zor fakat daha net olarak gelecek iki üç ay içinde görebileceğimizi düşünüyorum.(IW/AT/EÜ)
* Bu yazıyı Açalya Temel Türkçeleştirdi.