Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) grup toplantısında konuşan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Türk Hava Yolları (THY) çalışanlarının grevinden, tutuklu vekillere, Uludere'den, Kürt sorununun çözümüne kadar Türkiye'nin sorunlarına değindi. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğpan'a "lütfen kırıcı üslup kullanma" çağrısında bulundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasının satırbaşları şöyle:
"THY'de grev yapıldı, en doğal haklarıydı, yasa çıkardılar grevi yasakladılar. İşine geldiği zaman demokrat, işine geldiği zaman despot. Böyle bir anlayış demokrasilerde olmaz. Bir yıldır tutuklu olan vekiller mahkum olmadılar, onların dokunulmazlığı olmasın, yargılanmasın demiyoruz. Biz halk seçti gelsinler, mecliste görevlerini yapsınlar, yargılama devam etsin istiyoruz. Çukurova Üniversitesi'nde bir profesörün Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) sağlık politikalarını eleştirdi diye savunmasını istemişler. Buna AKP demokrasisi deniyor."
"Çözülemiyorsa bunda bir gariplik yok mu?"
Gazetelerdeki haberlere göre, Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: "Geçen hafta yol haritası önerdik. Kamuoyunda düşündüğümüzden daha büyük etki yarattı. 30 yıldır bu ülkede çözülemeyen bir sorun var. Hangi şehit ailesine gitsem kullandıkları ortak bir cümle var: İnşallah bu son olur, başkasının çocuğu ölmez. Bu son olsun diyoruz. Türkiye'nin bu temel sorununu çözmek için bir araya gelelim. Siyaset kurumu çözüm üretmek zorundadır. 30 yıldır çözülemiyorsa bunda bir gariplik yok mu? Lafla peynir gemisi yürümüyor. Çözüm üretmek lazım. Bizden sonraki dönemlere baktıklarında 'siyaset kurumu çözüm üretmedi, bize sorun bıraktı' demesinler. Bu sorun hiçbir zaman etnik çatışmaya yol açmadı. Çünkü bu ülkenin insanları erdemli, geleceği görüyorlar."
"CHP tarihi misyonunun gereği de Türkiye'nin temel sorunları karşısında çözüm üreten partidir. Biz Mustafa Kemal'in şu sözünü hiç unutmadık: Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olacaktır. Soruna teslim olmak değil sorunu teslim almak zorundayız biz. Testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur. Biz testi kırılmadan yol göstermek istiyoruz. Biz gelin bir araya konuşalım diyoruz. Toplumu bölmeyeceğiz."
"Davete icabet etmek lazım"
"Uludere'de 34 yurttaşımız öldürüldü, iki AKP yetkilisi taba tabana zıt açıklama yaptı. Ciddi bir kırılmadır o. Başbakan'a hangi söylemden yanasın diye sordum. Bunun yanıtını almış değiliz. Siyasetçiler bir araya gelip konuşmazsa çözüm üretemezler. Halka umutsuzluk vaat ederler. Tartışmak, çözüm üretmek demokrasilerde olmaz olmazdır. Gelin konuşalım demek suç mu? Davete icabet etmek lazım. Ülkede terör var, sorun var. Biz konuşmayacağız da kim konuşacak? Dayatacaksanız onu da kabul etmeyiz. Oturacağız herkes dağarcığındaki çözümü koyacak ortaya."
Darbe hukukuyla hesaplaşmak gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "12 Eylül darbesinin getirdiği 105 yasa ve Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hala yürürlükte. Bunlarla demokrasi gelmez. Samimiysek bunun mücadelesini vermek lazım. 32 yıl geçti 12 Eylül'ün üzerinden. Özgürlük ve insan hakları açısından sicili en bozuk ülkelerden biri Türkiye" dedi.
"Buna demokrasi mi denir?"
"102 gazetecinin hapiste olduğu demokrasiye demokrasi mi denir, kaç çocuk sahibi olacağımıza karar veren bir rejime demokrasi mi denir? Parasız eğitim diye pankart açmışlar, atın sekiz yıl içeri. Buna demokrasi mi denir? Darbe hukukunun arkasına saklanıp da darbeden nemalananlar darbecilerle aynıdır, darbenin suç ortağıdır. Toplum baskıya direnmeli, teslim olmamalı. Her aydının görevi var. Baskıya direnmek ve daha fazla haykırmak. 30 yıldır çözülemeyen sorunumuz var. Neden bir araya gelmiyoruz? Hangi anlayıştır bizi bir araya getirmeyen? Sorunlar çözümsüz olduğunda kaybeden Türkiye olur."
"Kırıcı olma"
"Üslubumuza da dikkat ediyoruz. Kırıcı olmamaya dikkat ediyoruz. Sayın Başbakan'a da çağrımız var. Başbakan lütfen kırıcı üslup kullanma. Kimseye 'morg kapısında bekliyorlar' deme, 'ölü seviciler' deme. Biz kavga ediyoruz arkadan şehitlerimiz geliyor. Eğer bu kavgayla şehit sayısı artacaksa bunun sorumluluğu birilerindedir. Vebali vardır, bunun altında kalırsınız. CHP olarak her yerde her ortamda Türkiye'nin çıkarlarını her türlü çıkarın üstünde tutarız." (IC)