Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan partisinin grup toplantısındaki konuşmasına, 10 Ekim ve Suruç katliamlarında hayatını kaybedenleri anarak başladı.
Pervin Buldan, nefret söylemine maruz kalan Başak Demirtaş’a dayanışma mesajı gönderdi.
Buldan, ödül töreninde oyuncu Nihal Yalçın’a saygısızlık yapan, ardından da ırkçı, ayrımcı ve hamasi açıklamalarda bulunan Tamer Karadağlı ile ilgili şunları söyledi:
“Altın Portakal ödül töreninde haddini aşan bir erkek zat, kadınların başarısını hazmedemeyen bulanık bir zihin, Nihal Yalçın’a saygısızlık yaptı. Yetinmedi, “Demirtaş serbest bırakılmalı” dediği için sevgili Yalçın’ı hedef gösterdi, ırkçılık yapmaya devam etti. Benim için Yalçın'a sahip çıktı demiş. Evet, buradan sana sesleniyorum sayız zat; Biz Yalçın'ın da sesi kesilmek istenen bütün kadınların da yanındayız, bu da sana kapak olsun.”
“Kumpas bir dava açtılar”
Pervin Buldan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
“10 Ekim’de yaşamını yitiren 103 canımızı bir kez daha saygıyla anıyorum. Suruç’ta da yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum. 10 Ekim’i unutmadık, unutmayacağız. Bu zihniyeti Dersim’den, Maraş’tan, Çorum’dan, Gezi’den, Deniz Poyraz’ın katledilmesinden çok iyi tanıyoruz.
“Katillerin Ankara’ya kadar gelmesine göz yumanlar, izleyenler bu katliamın baş sorumlularıdır. Bu ortaklık sadece katliamlarda değil sorumluların gizlenmemesinde de devam etmektedir.
“6-8 Ekim protestolarında büyük çoğunluğunu partililerimizin oluşturduğu onlarca insan paramiliter güçlerce katledildi. Paramiliter güçlerin kimin olduğunu dönemin hükümeti biliyor.
“Kumpas bir dava açtılar. Bu kumpasçılar aynı zamanda Suruç ve Gar’ın da mimarları. Suruç davasında da görüyoruz mahkeme heyetinin tutumu sorumluları yargılamaktan uzak durmaktadır.
“10 Ekim anmasında tıpkı katliamda sırasında olduğu gibi gaz sıktılar, bir kez daha gözaltına aldılar, mabet ağaçlarına dahi tahammül gösteremediler. IŞİD’in lanetlenmesinden rahatsız olanlar bir kez daha suçüstü yakalanmışlardır.
“Vazgeçmeyeceğiz. Bütün boyutlarıyla açığa çıkması için hakikat mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.”
“Kağıt toplayıcıları bu ülkenin yüz akıdır”
“12 Eylül darbeci, işkenceci ruhu yeniden varlık göstermektedir, bu mirası sahiplenen AKP iktidarının kendisidir. Son günlerde denetim adı altına kâğıt toplama işçilerine baskın düzenlenmektedir.
“İktidar katı atık toplama işini yandaş şirketlere devrederek bu alanı yeni bir rant alanına çevirmenin hazırlığını yapmaktadır. İktidar, çöpten geçinen kâğıt işçilerinin ekmeğine açıkça göz dikmiş durumdadır.
“Kurduğunuz üçkâğıt ekonomisiyle ülkeyi soyup soğana çeviren sizin iktidarınızdır. Yurt dışına para kaçıran yandaşlarınıza bakarsanız eğer haksız kazanç sağlayanların kimler olduğunu görürsünüz. Siz de bunlara ortaksınız. Hırsızlığın, talanın, rantın yönetim biçimi haline geldiği bu ülkede kâğıt toplayıcıları bu ülkenin yüz akıdır. Çünkü onlar çalmıyorlar.
“Otellere, tesislere çöken mafya düzeni bunlara da ilham vermiş olacak ki, mafya gibi kâğıt işçilerinin ekmeğine çökmeye çalışmaktadırlar. Neymiş efendim? Haksız kazanç varmış! Pes doğrusu. Haksız kazancın da haksız zenginleşmenin de daniskası sizin iktidarınızda vardır.
“Kimin ne olduğu çok açık ortada”
“Ayakkabı kutuları gibi pandora kutusu da açılıyor. Kimler var? Saray yapan Rönesans, Ziraat Bankası’ndan aldığı 750 milyon dolar krediyi ödeyip ödemediği belli olmayan Demirören, Türkiye’yi tarumar eden Cengiz, Çalık grubu da var. Hepsinin arkasında da AKP iktidarı var.
“Yerli ve milli vergi kaçakçılarının kaçırdığı her bir kuruş vergi, bu ülke insanının hakkından çalınmaktadır. Vergi kaçıranlar hayırsever, barınmak için yurt talep eden öğrenciler, hakkını arayan yurttaşlar ise terörist öyle mi? Kimin ne olduğu çok açık ortadadır.
“Halk, sana cezanı sandıkta verecek”
“Erdoğan'a göre çalışanlar ücretlerinden memnunmuş. Hangi çalışanlar mı? Saray'da çalışanlar, etrafınızdaki çifter maaşlı çalışanlar mı? Onlar memnundur. Gerçek halk, sana cezanı sandıkta verdiği zaman göreceksin.
“Markete gidiyor, fiyatlar 'gayet uygun' diyor. Cebinde Saray bütçesiyle değil de asgari ücretle git bakalım fiyatlar uygun mu değil mi o zaman gerçeği görürsün.
“Avrupa'da kuyruklar varmış, halk yiyecek bulamıyormuş. Ortada bir kuyruk var doğru. Bu kuyruk yalan kuyruğudur. Kuyruk buradan Avrupa'ya gitti. Açlık bu ülkede, sefalet bu ülkede, çöpten ekmek toplayan insanlar bu ülkede, işsizlikten intiharlar bu ülkede, ama çıkmışlar insanların gözüne baka baka cam ekranlarından her gün yalan söylüyorlar. Sizin ne bu dünyada ne de öbür dünyada yatacak yeriniz kalmamıştır.
“Yurtsuz bıraktığınız öğrenciler, işsiz bıraktığınız gençler, umutsuz bıraktığınız insanlar sizi koltuksuz bırakacak. Ekmeğine göz diktiğiniz geri dönüşüm işçileri sandık geldiğinde sizi dibe öyle bir gönderecek ki bir daha dönüşünüz olmayacak. O gün hızla yaklaşmaktadır.” (AS)