Fotoğraf: Binnur Ege Gürün/ AA
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’yi son üç yılda mevcut noktaya getiren olayların 5 Nisan 2015’de Abdullah Öcalan’a tecrit başlatılmasıyla tetiklendiğini söyledi. Afrin’in ilhak edilmek istendiğini ve hükümetin şehirden sürülen insanların yerine başkalarını yerleştirmeye çalıştığını belirten Buldan, yaklaşan seçimler konusunda da bir iddia ortaya attı. Buldan, seçimlerin söylendiği gibi zamanında değil 2018 sonbaharında yapılacağını öne sürdü.
“İmralı’daki tecrit Türkiye’ye uygulanan tecridi başlattı”
İmralı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan’a üç yıldır uygulanan tecridin Türkiye’ye uygulanan bir tecridi başlattığını ve 5 Nisan tarihinin aslında önemli bir kırılma tarihi olduğunu belirten Buldan, “İmralı tecridi ile yaşanan olaylara kısaca bakarsak, 7 Haziran seçimlerine yapılan darbeden başlamak gerekir. Çünkü 5 Nisan tecridinin ardından 7 Haziran seçimleri yapıldı; HDP yüzde 13 oy alarak 80 milletvekili ile parlamentoya girdi. Ancak AKP bunu hazmedemeyerek seçimlere darbe uyguladı ve ülkeyi 1 Kasım’da bir kez daha seçime götürdü” dedi.
“Elbette ki 7 Haziran ve 1 Kasım arasında yaşananlara da dikkat çekmek gerekiyor. Ceylanpınar, Suruç ve Ankara katliamları, Sur’da, Cizre’de ve Gever’de yaşanan katliamlar, tecrit olmasaydı elbette ki yaşanmayacaktı. 5 Nisan tarihinde başlayan tecrit olmasaydı, darbe mekaniği devreye girmeyecekti. Tecrit uygulanmamış olsaydı, bugün OHAL ilan edilmemiş olacaktı ve bu ülke KHK’lerle yönetilmiyor olacaktı. Tecrit uygulandığı için bugün Türkiye bir polis devletine dönüştü. Yüz binlerce insan tutuklanmayacak, işinden ekmeğinden olmayacaktı. Yine, çözüm sürecinde önemli rol alan HDP’ye siyasi darbeler yapılmayacaktı. Anayasa ve yasalar, insan hakları rafa kaldırılmış olmayacaktı.. Bu ülkeyi yönetenler Suriye’de savaş sarmalına girmemiş olacaktı. Ve süreç devam etmiş olsaydı, özellikle Afrin’e yapılan işgal hayata geçmemiş olacaktı. Toplum büyük bir ekonomik ve sosyal kriz içine girmeyecekti. İnsanların yaşam güvenliği bugünkü gibi tehdit altında olmayacaktı. Ülkeyi yönetenler, çözümsüzlük siyaseti nedeniyle, Türkiye’yi Rusya başta olmak üzere büyük uluslararası güçlerin esiri haline dönüştüremeyecekti… Bütün bunlar 5 Nisan tarihinde başlayan tecrit politikasının Türkiye’yi getirdiği nokta olarak görülmelidir. Türkiye toplumu bunu iyi görmelidir.”
"Afrin’i ilhak etmeye çalışıyorlar; BM’yi müdahaleye davet ediyoruz"
Afrin’i hedef alan askeri harekâtın bir işgal girişimi olduğunu belirten Buldan, “Afrin’de yaşayan insanlar, orada doğup büyüyenler, kendi yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kalmışlardır. Oradan sürgün edilmişlerdir ve akşam 8’den sonra başlatılan sokağa çıkma yasağıyla birlikte Afrinliler’in evleri talan edilmiş, bu da ÖSO güçleri tarafından gerçekleştirilmiştir” dedi.
Habertürk’te yayıınlanan ve ÖSO’nun talanından söz edilen yerlerde çevirinin “ÖSO” yerine “YPG” olarak yapıldığı röportaja da değinen Buldan, “Habertürk yayını insanlık suçunun belgesidir. Çünkü Afrinliler, ÖSO çetelerinin zulmünü, hırsızlığını, tecavüzünü anlatıyor, ama tercüme yapan AFAD yetkilisi zat, “YPG yaptı” diye kandırmaya çalışıyor. Bu bir rezalettir. Afrin’deki gerçeklerin üzerini yalanlarınızla örtemezsiniz.”
AKP yetkililerinin Afrin üzerinden Türkiye’de oylarını arttırmanın, Afrin’de ise rant elde etmenin ve bunun için de Afrin halkını sürgün etmenin yolunu aradığını belirten Buldan, “Sadece bununla da sınırlı kalmıyorlar. Afrin’i ilhak etmeye çalışan bir zihniyet var. Oradan sürgün edilenlerin yerine başkalarını yerleştirmenin yolunu arıyorlar; oraya bir vali atamaya çalışıyorlar. Bu ilhakla birlikte Türkiye’nin içerisinde bulunduğu çıkmazdan, Suriye ile girdiği savaş sarmalından nasıl çıkacağını merak ediyoruz… İşte bu anlamda, Birleşmiş Milletler’i acil bir müdahaleye davet ediyoruz. Talan, yağma ve insanlık suçlarını önlemeye çağırıyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a: "Siyasette son günlerinizi yaşıyorsunuz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hafta sonunda askeri kamuflajla katıldığı programa da değinen Buldan, “En son askeri kamuflajı kim giymişti? Tansu Çiller. O da şu anda yok. ABD’de ve Türkiye’de siyaset tarihinde adı bile okunmuyor” dedi. “Çünkü Kürtler üzerinden, Kürtleri inkâr ve imha üzerinden yapılan politikalar hiçbir iktidara kazandırmaz. Askeri kamuflaj giyen Sayın Cumhurbaşkanı’na da ifade etmek isteriz ki, siz de artık siyaseten son günlerinizi yaşıyorsunuz. Askeri kamuflaj giyen bir partinin geleceği nokta tarihin çöp sepetidir.”
“Seçimler 2018 sonbaharında yapılacak”
Seçimlerin iddia edildiği gibi zamanında, yani 2019’da değil daha erken bir tarihte olacağını iddia eden Buldan, bu konuda şunları söyledi: “Özellikle 2019 diyorlar, ama erken bir seçimin yapılacağını da biliyoruz. Kamuoyuna yalan söyleyip, seçimler zamanında yapılacak deyip, arka kapılarda seçim tarihini bile belirliyorlar. AKP-MHP Koalisyonu 2019’a kadar bekleyemez… 2018’in sonbaharında bu ülkeyi bir seçim bekliyor.” (ŞA)