İnternet yayınlarının RTÜK denetiminine alınmasının ardından Netflix Türkiye, Breaking Bad dizisinin devamı niteliğinde olan El Camino: A Breaking Bad filminin fragmanında sigaraya sansür uyguladı.
İnternet üzerinden yayın yapan kuruluşlar 1 Eylül 2019 tarihinden itibaren, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) denetimine alındı.
Yayın lisansı için RTÜK'e başvuran firmalar arasında Netflix, Blu TV, Puhu TV gibi platformlarda bulunuyordu.
Söz konusu denetimin nasıl uygulanacağı ve ücretli üyelik sağlayan bu platformların yayınlarına sansür uygulayıp uygulamayacağı merak edilirken Netflix'in Türkiye için uyguladığı ilk belirgin sansür de belli oldu.
Televizyonlarda 2008 ile 2013 yılları arasında beş sezon yayınlanan Breaking Bad dizisinin önümüzdeki günlerde bu platform üzerinden yayınlanacak filmi El Camino: A Breaking Bad Movie’nin fragmanında Netflix sansür uygulandı.
Netflix, filmin Türkiye için oluşturulan fragmanında sigarayı sansürledi. Fİlmin global versiyonun fragmanında ise sansür yok.
El Camino: A Breaking Bad filmi için hazırlanan sansürsüz fragman şu şekilde:
Filmin Türkiye için hazırlanan sansürlü hali ise şu şekilde:
Netflix'ten sansür açıklaması
Bu sansürün sosyal medya geniş yer bulmasının ardından bir açıklama yayınlayan Netflix, tanıtım amaçlı fragmanların hassas olabilecek görüntüler içermesi durumunda, pek çok ülkede ilgili fragmanlar üzerinde ufak değişiklikler gerçekleştirebildiğini açıkladı.
Söz konusu değişikliğin sadece fragmanda olacağının belirten Netflix, üyelerinin söz konusu içeriği 11 Ekim 2019 tarihinden itibaren herhangi bir kesinti veya değişiklik olmaksızın izleyebileceklerini de belirtti. Netflix Türkiye tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Tanıtım amaçlı fragmanların hassas olabilecek görüntüler içermesi durumunda, pek çok ülkede ilgili fragmanlar üzerinde ufak değişiklikler gerçekleştirebiliyoruz. Bunun amacı, söz konusu içeriği izlemeyi seçmediği halde ailesiyle birlikte Netflix'e gelecek yapımları gözden geçiren üyelerimizin beklentilerini en iyi şekilde karşılamak ve onların hassasiyetine saygı göstermek. Ancak bu yalnızca tanıtım amaçlı çalışmalarımızda başvurduğumuz bir yöntem. Üyelerimiz söz konusu içeriği 11 Ekim 2019 itibaren herhangi bir kesinti veya değişiklik olmaksızın izleyebilecek."
Ne olmuştu?
1 Ağustos'ta Resmi Gazete'de yayımlanan "Radyo, Televizyon ve İsteğe Bağlı Yayınların İnternet Ortamından Sunumu Hakkında Yönetmelik" ile internetten yayın yapan platformlarının RTÜK'ten yayın lisansı alması gerektirecek uygulama 1 Eylül tarihi itibariyle başladı.
RTÜK'ün CHP'li Üyesi İlhan Taşçı, sosyal medya hesabından Üst Kurul'a lisans başvurusu yapan 590 yayın ve platform olduğunu söyledi.
Sansür yasası olarak nitelendirilen bu yönetmelikle birlikte yayıncı kuruluşlar artık RTÜK'ten lisans almadan yayın hizmetleri veremeyecek. İnternet üzerinden radyo lisansı için 10 bin TL, internet üzerinden televizyon yayını için 100 bin TL ve internet üzerinden isteğe bağlı yayın hizmeti yayını için de 100 bin TL lisans ücreti alınacak.
İnternet ortamından yayın iletim yetkilendirme ücreti ise yıllık 100 bin TL olarak uygulanacak. Yönetmelik gereği yıllık gelirlerinin binde 5'ini de her yıl RTÜK'e verecek olan yayıncı kuruluşlar, RTÜK'ün uygun bulmadığı içerikleri de kataloglarından çıkarmak durumunda kalacak.
Bu yayın platformları ayrıca koruyucu sembol sistemi kullanarak izleyicileri program hizmetlerinin içeriği hakkında sesli veya yazılı olarak bilgilendirmekle de sorumlu olacak.
Konuyu bianet'e değerlendiren Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, söz konusu yönetmeliğin, yasanın verdiği yetkiyi aştığını dile getirerek "Normal bir televizyon yayınına RTÜK nasıl yayın yasağı koyabiliyorsa, müstehcenlik nasıl tanımlıyorsa, genel ahlakı nasıl tanımlıyorsa, ulusal bütünlüğü nasıl tanımlıyorsa artık bunu internet yayıncılığı için de tanımlayacak" diye konuşmuştu.
Breaking Bad hakkında
Vince Gilligan tarafından tasarlanmış ABD'deki AMC kanalında yayınlanan bir tür drama televizyon dizisi. Kanser olduğunu öğrenen 50 yaşındaki, kimya öğretmeni Walter White (Bryan Cranston), ölümünün ardından ailesinin hayatını devam ettirebilmesi için lisedeki öğrencisi Jesse Pinkman (Aaron Paul) ile birlikte bir karavanda uyuşturucu yapmaya başlar.
Bölümleri Albuquerque, New Mexico'da çekilen dizide kimya konusunda iyi derecede bilgili öğretmen ile uyuşturucu piyasasını iyi bilen eski öğrencisi, yüksek kalitede ve saflıkta metamfetamin üreterek işin ticaretine girişirler.
Walter White'ın işe girdikten sonra yaşadığı olaylar sadece kendisini ve ailesini değil, beraberinde tanıdığı tanımadığı herkesin geleceğini değiştirecektir. Breaking Bad tüm zamanların en başarılı televizyon dizilerinden bir tanesi olarak kabul görür.
Yapım başta 16 Emmy Ödülü, sekiz Satellite Ödülü, iki Altın Küre Ödülü, iki Peabody Ödülü olmak üzere pek çok ödül kazanmıştır. Dizi ayrıca 2013'de Breaking Bad tüm zamanların en yüksek reyting alan dizisi olma unvanı ile Guinness Dünya Rekorları kitabına girmiştir.
El Camino: A Breaking Bad filmi de dizinin devamı niteliğinde olarka çekilmiş bir Netflix filmi. (HA)
İsveç'te yayınlanan Dagens ETC gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Andreas Gustavsson, İBB operasyonu sonrası yaşanan gelişmeleri takip etmek için İstanbul'a gelen İsveçli gazeteci Joakim Medin'den haber alınamadığını söyledi.
Gustavsson, en son perşembe günü görüştüğü Medin'in gözaltına alındığını ve sorguya götürüldüğünü söylediğini ifade etti.
ETC gazetesinin yöneticileri, Dışişleri Bakanlığı ile temasa geçtiklerini ama bir sonuç alamadıklarını öne sürdü.
Joakim Medin kimdir?
Joakim Medin, İsveç'te yaşayan bir gazeteci, yazar, eğitmen ve fotoğrafçıdır. Aslen bir lise öğretmeni olan Medin, gazetecilik kariyerine 2009 yılında Honduras’taki darbe sırasında başladı. Araştırmacı gazetecilik ve dış haberler konusunda derin bir ilgisi vardır; çoğunlukla sahadan, demokrasi gelişimi, siyaset, popülizm ve aşırılık, insan hakları, silahlı çatışmalar, mülteci krizi ve yoksullukla ilgili konular üzerine yazılar kaleme aldı.
Yayımlanmış altı kitabı bulunan Medin, ayrıca birçok ortak kitap çalışmasında ve çeşitli raporlarda da yer aldı. Mesleği, çalışma alanı ve keşifleri üzerine sıkça konferanslar vermektedir.
Türkiye’deki dokuz bağımsız medya kuruluşu —Artı Gerçek, BirGün, Diken, Ekonomim, Gazete Pencere, Kısa Dalga, Medyascope, T24 ve ilketv.com.tr— Google’ın haber sitelerine karşı uygulamaya koyduğu algoritma değişikliğine karşı açıklama yaptı.
Açıklama Gazete Duvar’ın kapanışının ardından geldi. Google’ın bağımsız medyaya "yıkıcı bir ambargo" uyguladığını belirten medya kuruluşları okur erişiminin ciddi şekilde engellediğini kaydetti.
‘Keşfet’ ve ‘Haberler’ araçları üzerinden yönlendirilen okur trafiklerinin yüzde 98 düştüğünü aktardı.
Google’ın bu değişikliğe dair herhangi bir gerekçe sunmadığını ekleyen medya kuruluşları karşılarında muhatap bulamadığını ifade etti.
Okurlara da bir çağrı yapan medya kuruluşları Google yerine doğrudan haber sitelerini ziyaret etmeleri ve bağımsız medyayı abonelik ve bağışlarla desteklemeleri çağrısı yaptı:
"Kurumların mali yapılarına geri dönülmez zararlar veriyor"
"Türkiye’de yayın yapan bağımsız medya kuruluşları olarak bir kez daha Google’ın okur trafiğimize uyguladığı ambargo ve bu ambargonun yıkıcı sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Tüm kamuoyunun, özellikle de okurlarımızın, durumun ciddiyetinin farkına varmasının hayati önemde olduğunu vurgulamak istiyoruz.
Haber sitelerine yönlendirilen trafik akışı, ilk kez Ekim 2024’te ortaya çıkan ve yaklaşık 1 ay süren ambargonun ardından Ocak sonundan itibaren yeniden yok edildi. Google’ın ‘Keşfet’ ve ‘Haberler’ araçları üzerinden yönlendirilen okur trafiklerinin yüzde 98’i, bağımsız medya kurumlarının ağırlığını oluşturduğu çok sayıda haber sitesi için bir günde ortadan kaldırıldı.
Algoritma değişikliği dâhil hiçbir makul açıklaması olmayan bu ani ve büyük trafik kayıplarına karşılık tüm girişimlerimize rağmen Google ile sağlıklı ve sürekli bir muhataplık ilişkisi de kurabilmiş değiliz.
Önemle belirtmek isteriz ki Google’ın hiçbir denetime uğramadan, salt kendi ihtiyaçları doğrultusunda yaptığı trafik akışı değişiklikleri yalnızca medya kurumlarının görünürlüklerini etkilemekle kalmıyor. Google tarafından görmezden gelinenlerin ağırlığını bağımsız medya kurumlarının oluşturduğu bu ‘yeni’ internet haber ekosistemi, kamuoyunun habere erişimini de zorlaştırıyor. Uzun vadede ise bu durum, zaten birçok baskı ile mücadele eden medya kurumlarının mali yapılarına geri dönülmez zararlar verme riski taşıyor.
Okuduğunuz açıklamayı hazırladığımız günlerde, metnin altında imzası bulunması gereken Gazete Duvar’ın kapanması, tam da dikkat çekmeye çalıştığımız tehlikenin ne denli gerçek olduğunu ortaya koyuyor.
Bu nedenlerle, Türkiye’de yayın yapan bağımsız medya kuruluşları olarak Google’ın bu tutumuyla çalınan kurumsal haklarımızın, çalışanlarımızın emeğinin, okurlarımızın desteğinin her platformda takipçisi olacağımızı duyuruyoruz.
Başta Rekabet Kurumu olmak üzere hem yerel hem uluslararası hukuk mercilerinde yapılacak başvurularımızla bu mücadeleyi sürdüreceğimizi ve Google’ın bütün dünya ile birlikte ülkemizde de yarattığı bu tahribatın ısrarlı takipçisi olacağımızı ilan ediyoruz.
Ayrıca Türkiye’de konuyla ilgili devlet kurumlarını da gerekli önlemleri almaya, Google’ın ya da başka teknoloji tekellerinin kamuoyunun haber alma hakkı ve bağımsız gazetecilik çabasını hedef almasına izin vermeyerek yerel medyayı güçlendirecek düzenlemeleri hayata geçirmeye, bu çalışmaları sırasında da medya kurumları arasında herhangi bir ayrım gözetmeksizin fikir alışverişi kanallarını açık tutmaya davet ediyoruz.
Reklam verenlere çağrı
Türkiye’de üretip Türkiye’de kazanan reklam verenlere de bir çağrımız var:
Gelirinizin önemli bir kısmını tüketiciye ulaşmak ve görünür olmak için internet reklamlarına aktarıyorsunuz. Ancak tüketiciyle en önemli buluşma noktalarından olan haber siteleri Google ambargosu yüzünden yüzde 90'a varan okur kayıpları yaşadığı için bu yatırım da hedefine ulaşmıyor. Sizleri, Google ve diğer teknoloji şirketleri bu tutumlarından vazgeçip, şeffaf bir şekilde ve yasal düzenlemelerle garanti altına alınmış̧ bir düzen kurulana kadar reklamlarınızı doğrudan ülkemizde yayın yapan medya kuruluşlarına yönlendirmeye davet ediyoruz.
Okura çağrı
Son çağrımız da okurlarımıza:
Bağımsız medyanın yaşadığı kriz, özgürce haber almak isteyen tüm yurttaşların krizidir. Daha da ötesi bu bir demokrasi krizidir.
İnternette haberleri Google üzerinden değil doğrudan okuru olduğunuz internet sitelerine girerek okuyun, bu gizli ambargoyu delerek bağımsız medyaya destek olun!
Eğer imkânınız varsa, takip ettiğiniz medya kuruluşlarına abone olarak, bağış yaparak katkı verin.
Bugünleri ancak siz okurlarımızın desteği ve dayanışmasıyla aşabiliriz.