Görsel: Aslı Alpar
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Birleşmiş Milletler (BM) bağımsız uzman ve özel raportörlerinin Türkiye’de LGBTİ+ haklarına ilişkin sorularına yanıt verdi.
BM, artan nefreti sordu
kaos GL’den Yıldız Tar’ın haberine göre, BM Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliğine Dayalı Şiddet ve Ayrımcılığa Karşı Korunma Bağımsız Uzmanı, Düşünce ve İfade Özgürlüğünün Korunması ve Geliştirilmesine ilişkin Özel Raportör, İnsan Hakları Savunucularının Durumuna İlişkin Özel Raportör, Din veya İnanç Özgürlüğü Özel Raportör, Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü ve Herkesin Ulaşılabilecek En Yüksek Fiziksel ve Zihinsel Sağlık Standardına Sahip Olma Hakkı Özel Raportörü; 22 Temmuz’da Türkiye’de LGBTİ+’lara dönük artan hak ihlallerine dikkat çeken bir mektup yazdı.
Nefret kışkırtıcılığı
BM kurumları ortak imzalı mektupta Diyanet İşleri Başkanlığı’nın LGBTİ+’ları hedef gösteren hutbesini, sosyal medyadaki nefret kampanyalarını, kamu görevlilerinin LGBTİ+’ları hedef gösteren açıklamaları, LGBTİ+ haklarını savunan kurumlara soruşturmalar ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları hatırlatılarak, kamu görevlileri ve dini liderlerin açıklamalarının nefreti kışkırtacağı vurgulandı.
“Nefreti soruşturdunuz mu?”
Mektupta; yaşananlar hakkında açıklama, politikacılar, inanç temelli liderler ve diğerleri dahil olmak üzere, mektupta atıfta bulunulan nefret iddialarını araştırmak için herhangi bir idari, hukuki veya cezai kovuşturma başlatılıp başlatılmadığı, başlatıldı ise detayları, Türkiye'de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı şiddet ve ayrımcılıktan korunmaya yönelik çalışan insan hakları savunucularının hak odaklı faaliyetlerini tehdit veya gözdağı korkusu olmadan gerçekleştirebilmeleri için alınan önlemler, LGBT'lere karşı ayrımcılık, düşmanlık ve şiddete karşı kışkırtmayı yasaklamak ve önlemek için yasal değişiklikler de dahil olmak üzere alınan önlemler ve Türk Ceza Kanunu’nun BM Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi'nin 19. maddesi ile uyumlu olup olmadığı soruldu.
Türkiye'nin yanıtı
Türkiye bu mektuba 21 Eylül’de yanıt verdi. İddiaları ve soruları yanıtsız bırakan Hükümet, Anayasa’nın eşitlik maddesindeki “vb.” ifadesinin yasada açıkça nitelenen ayrımcılık temelleri dışındaki temelleri de kapsadığını savundu.
Ayrımcılığa karşı Türkiye’nin yasalarının yeterli olduğunu savunan Hükümet, LGBTİ+’lara ayrımcılıkla gündeme gelen Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’nu da olumlu örnek olarak sıraladı.
Hükümetin BM yetkililerinin açıkça LGBTİ+’lara ayrımcılığı sorduğu mektuba yanıtında “cinsel yönelim”, “cinsiyet kimliği”, “LGBT”, “LGBTİ” ya da “LGBTİ+” ifadeleri ise hiç yer almadı.
TİHEK ve ayrımcılıkları
BM’ye verilen yanıtta ayrımcılık ve nefret suçları ile etkin mücadele edildiğini öne sürülse de ayrımcılıkla mücadele ile görevli Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kanununda cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ifadeleri yer almıyor. Korunan kategoriler arasında “ve benzeri” ibaresi de yok. TİHEK’e LGBTİ+’ların başvuruları reddediliyor. TİHEK yetkilileri sistematik olarak LGBTİ+’ları hedef alan açıklamalar yapıyor. Ayrımcılık ile mücadeleden sorumlu Ombudsman da nefret söylemi yayıyor. (EMK)