Fotoğraf: csgorselarsiv.org
Birleşik Krallık bu yılın ilk aylarında, kadınlara ve kız çocuklara yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair referans noktası olan İstanbul Sözleşmesi’ni onayladı.
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
Ancak hükümet, göçmen kadınları koruma yükümlülüğünün dışında kalmak için sözleşmenin 59. Maddesine çekince koydu.
"Tüm kadınlar şiddettten korunmayı hak eder"
Birleşik Krallık’ta İstanbul Sözleşmesi onayı 1 Kasım itibarıyla bugün yürürlüğe giriyor. Uluslararası Af Örgütü Birleşik Krallık Şubesi Direktörü Sacha Deshmukh yayımladığı açıklamada şunları kaydetti:
“Uluslararası Af Örgütü, İstanbul Sözleşmesi’nin Birleşik Krallık’ta nihayet yürürlüğe girmesinden memnuniyet duyuyor; ancak hükümetin, kadınları ev içi şiddete karşı korumak için yeterince adım attığı konusunda kendimizi kandırmayalım. Hükümet sözleşmenin 59. Maddesine sessiz sedasız çekince koyarak, bu ülkede yaşayan en savunmasız durumdaki kadınların bir kısmını, yani göçmen kadınları yüz üstü bırakmaya devam ediyor.”
“Göçmen kadınlara destek ve koruma sağlamak zorunda olmamak, bazı kadınlar göç statüleri nedeniyle ayrımcılığa maruz kalmaya devam ettiği için, şiddetten kurtulanlara yönelik iki aşamalı destek sistemini fiilen pekiştirmektedir” diyen Deshmukh sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Hükümet acilen bu madde üzerindeki çekinceyi kaldırmalı ve ihtiyaç duyan tüm kadınlara eşit koruma sağlamalıdır. Nereli olduklarına bakılmaksızın tüm kadınlar şiddete karşı korunmayı hak eder.”
Birleşik Krallık onayı: Çok sınırlı, çok geç bir adım mı?
Hükümet İstanbul Sözleşmesi 59. Maddeye çekince koyarak, hiç kimsenin geride bırakılmaması için ülkelere sözleşme hükümlerini hiçbir temelde ayrımcılık yapmadan uygulama zorunluluğu getiren sözleşmenin temel ilkelerinden birine de aykırı davranmaktadır.
Hükümetin bu adımı atmak için yaz aylarında sona eren Göçmen Kadınlara Destek adlı pilot programdan çıkacak verileri beklediği iddia edildi.
Ev içi şiddet konusunda uzman hizmet sağlayıcılar on yıllardır şiddete maruz bırakılan ve kamu fonlarından yararlanma hakkı olmayan (NRPF) kadınların karşı karşıya kaldığı ayrımcılığa dikkat çektiği halde pilot program, kamu fonlarından yararlanma hakkı olmayan kadınlara destek sağlamayı ve ihtiyaçlarıyla ilgili kanıt toplamayı öngören Ev İçi İstismarla Mücadele Yasası’nın bir parçası olarak oluşturuldu.
Programın sınırlı süresi ve kaynakları (bir yıl için 1.4 milyon Sterlin), ihtiyaç duyan tüm kadınlara destek sağlamak için yeterli değildi. Ev içi şiddet konusunda uzman destek sunan Southall Black Sisters örgütünün bildirdiğine göre, 1.4 milyon Sterlin bir yıl içinde yalnızca 500 civarında kadını üç aylığına destekleyebilirdi. Bu da çok sayıda kadının kriz desteği ve korumadan dışlanmaya devam edeceği anlamına geliyordu.
Uluslararası Af Örgütü Birleşik Krallık hükümetini Madde 59 üzerindeki çekincesini kaldırmaya ve acilen, göçmen statüsü her ne olursa olsun tüm kadınlara eşit koruma sağlamaya çağırıyor.
TIKLAYIN - "Bedel de Ödesek İstanbul Sözleşmesi'ni Savunacağız"
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
(EMK)